19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Perinçek’in birleştirdiği Türkiye...

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Sağcısı, solcusu, CHP’lisi, MHP’lisi, İşçi Partilisi, DSP’lisi ve diğerleri...

Sendikalar, partiler, vakıflar, dernekler ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri...

Türk, Kürt, Arap, Azeri, Çerkez... Muhafazakarı, solcusu, başörtülüsü... İşçi, emekli, yazar, çizer, doktor, hukukçu her kesimden, yurdun her köşesinden, Avrupa’nın her ülkesinden binlerce insan dün Strazburg’da toplandı...

Onları İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in mücadelesi oraya topladı... Türkiye’yi Perinçek aynı noktada birleştirdi...

Binlerce insan Perinçek’in özel bir davası için değil, Türkiye’nin “milli davası” için Fransa’da toplandı...

Onları AİHM önünde bir araya getiren güç hiç kuşkusuz Doğu Perinçek’in duruşu, iradesi ve kararlılığıydı...

Çünkü Türkiye’yi yüz yıldır yaralayan “Ermeni soykırımı” iddialarının “emperyalist bir yalan” olduğunu haykıran Perinçek, dün AİHM’deki duruşmaya geliş amacını çok net tarif etti...

Perinçek’in ısrarla vurguladığı gibi, AİHM’deki dava bir ırkçılık davası değil, tam aksine ırkçılık suçlamalarına yönelik bir isyandı... Perinçek’in duruşmadaki şu sözleri, ırkçılığa karşı duran her kesimin de zihnindedir;

 “Osmanlı Devleti, Ermeni toplumunu toptan yok etme amacıyla hareket etmemiştir... Bununla birlikte Birinci Dünya Savaşı sırasında karşılıklı kırım ve zorla göç ettirme, tehcir, olduğunu her zaman belirttim. Ermeni yurttaşlarımızın acılarını her zaman paylaştım. Ermenilere karşı husumet veya nefret içeren tek sözcüğümü bulamazsınız. Onların kültürümüze ve hayatımıza katkılarını her zaman vurguladık. Ermenileri değil, büyük devletleri sorumlu tuttuk. Bu söylemimizle de Ermeni yurttaşlarımızı koruduk.”

AİHM’deki davanın sonucu Türkiye’nin üzerinden ağır bir yük kaldıracak... Ve ülkeyi bugünlere kadar yöneten hükümetlerin diplomasisi de Perinçek’in kararlı mücadelesinden büyük bir ders çıkartacak...

TSK’NIN YENİ ‘DARBE’ PLANI!..

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) internet sitesinde, 14-21 Ocak tarihleri arasında, 2. ve 3. Ordu karargahlarının bulunduğu Malatya ve Erzincan’da yapılan iki kritik toplantıyla ilgili bilgiler paylaşılmış...

Toplantılarda, “Terörizmle mücadele harekatı” ve “toplumsal olay görünümlü terör eylemleri” üzerinde durulmuş...

Bu toplantılar iki açıdan dikkat çekicidir... Unutmayın ki, TSK’nin toplumsal olaylara müdahale “senaryo”larının tartışıldığı bir toplantıdaki hayali planlar, “Balyoz” kumpasına gerekçe gösterilmiş ve yüzlerce asker “cami bombalanacak” teraneleriyle tutuklanmıştı...

Ve asker, “darbecilik” suçlamaları ve tutuklanma korkusu nedeniyle, devletin bekasını ilgilendiren böylesine yaşamsal toplantıları yapmaktan neredeyse çekinir hale de gelmişti...

Ancak belli ki TSK, “Ergenekon” ve “Balyoz” davalarının boşa çıkmasının ardından, AKP’nin erozyonlarına çok direnmese de bildiği yolda yürüdüğünü göstermeye çalışıyor!..

Ve diğer yandan TSK, böylesi kritik toplantıları resmi web sayfasından duyurarak, yeni kumpasların önünü kapatacağını da ilan ediyor!..

Kimi soytarılar bu saptamalardan yola çıkarak sakın ola militarizm zırvalarını akıllarından geçirmesinler... Belli ki,  Türkiye’nin en önemi kurumu olan TSK, dış tehditlerden çok, içteki hainlere karşı yalnızca teyakkuz halinde olmak istemiyor, kritik toplantıları duyurarak ihtiyatlı davranmaya da çalışıyor...

Çünkü memleketin dört bir yanı ateş çemberindeyken, uydurma suçlamalarla ordusunun elini kolunu bağlayan tek ülke ne yazık ki Türkiye’dir ve bunu yapanlar birbirileriyle kavgalı olsalar da işbaşındadır...

ŞİMDİ DE BDP’NİN NAZLISI!..

CHP’de, gerici sağa açılmanın yarattığı seçim hezimetleri tartışılırken, arkadaşımız Sabahattin Önkibar, her dönemin nazlısı Ilıcak’ın bile CHP’den aday olmak için nabız yokladığını yazdı...

Nazlı’nın adaylık iddiası bir tarafa, bunun dedikodusu bile mide bulandırmış olacak ki, söylentiler sosyal medyada CHP’ye yönelik infial yarattı...

AKP’den ve Tayyip Erdoğan’dan yüz bulamadığı için halen cemaatin gazetesinde yazan Nazlı Ilıcak, CHP tabanından kendisine hayır gelmeyeceğini görünce dünkü köşesinden BDP’ye oy vereceğini yazmış...

İnsan şaşırıyor doğrusu... Anlaşılan, Tercüman gazetesinden itibaren faşist söylemlerle saldırmadığı kimse bırakmayan Ilıcak kafasının gitmeyeceği yer yok...

MHP çizgisinden, Demirel ve Özal’a... Oradan Erbakan’ın Refah Partisi’ne, AKP ve Erdoğan yağcılığından sonra da cemaate sığınan bir insan, önümüzdeki günlerde “Biji PKK” derse kimse şaşırmasın...

ÇARKÇI HİKMET AĞLIYOR!..

Cumhuriyet için ne yazık ki “cemaat gazetesi” algısı yaratanların başını çeken H.Çetinkaya adlı zavallının Fethullahçılar konusunda nasıl çark ettiğini yazdık ya... Hatta pısırık Hikmet’in “Gladyo” dediği cemaat üyeleriyle kol kola çekilmiş fotoğraflarını yayımladık ya...

Cumhuriyet okurları bu ikiyüzlülük karşında isyan edince, korkak Hikmet ağlayıp sızlamaya başlamış...

“Kazdağı” zırvalarını okumadığım için, okurlarım uyardı; pısırık Hikmet dün köşesinde, cemaatle geçmişte nasıl da mücadele ettiğini yazmış!!!

Bre zavallı; biz senin geçmişte ne yazdığını değil, şimdi nasıl döndüğünü ve Fethullahçılarla neden kol kola girdiğini soruyoruz... Söyle sansürcülerin çarkçıbaşısı Hikmet, 40 yıl küfür ettiğin cemaat seni yanına neyle çekti?..

HER CUMA ULUSAL KANAL’DAYIM...

Artık Ulusal Kanal’da, Can Karadut soracak, ben de haftanın olaylarını değerlendireceğim...

Yarın akşam ve her Cuma ana haber bülteninde, saat 20.15’ten itibaren, her zamanki gibi düşüncelerimi evirip çevirmeden aktarmaya çalışacağım...

Cumhuriyetçilerin ve muhaliflerin sesini kısan sansürcü, işbirlikçi şebekeler karşısında iyi ki Ulusal Kanal var... Siz de Ulusal gönüllüsü olun, kanala desteğinizi esirgemeyin...