28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK-PYD hâlâ aynı yerde duruyor!

Koray Gürbüz

Koray Gürbüz

Eski Yazar

Amerika’nın “Twittercı” başkanı, “Füzeler geliyor!” deyince bütün dünya pürdikkat gelişmeleri izlemeye başlamıştı. Ve sonunda Amerikan füzeleri, İngiliz ve Fransız uçakları Suriye’yi vurdular. Zira gerçekliği ispatlanmamış olsa da Suriye rejiminin “kimyasal silah” kullandıklarını iddia ediyorlardı. Yani diyorlardı ki “Sivillere karşı işlenen ağır suçlar bizim kırmızı çizgilerimiz!” Peki gerçekten öyle mi? Fazla uzağa gitmeden hemen Suriye’nin kuzeyini ele geçiren terör örgütü PKK-PYD’ye ve onların hakim oldukları bölgelerde yaptıklarına bakalım.

Onlarca uluslararası raporun işaret ettiği gerçekler kan dondurucu cinsten. PKK-PYD ve onlara bağlı gruplar, buldukları her fırsatta kendilerinden olmayan Kürtlerin yanında Arapları, Türkmenleri ve Hıristiyan grupları yerlerinden ediyorlar. Zorla boşalttıkları köyleri çoğu zaman yerlebir edip, yöre halkının bir daha geri dönmelerini imkansız hale getiriyorlar. Keyfi tutuklamalar, işkence, gözaltında kaybetme, etnik ayrımcılık, yargısız infaz, 18 yaşından küçüklerin zorla silah altına alınması ve terör örgütlerinin eylemlerinde kullanılması, adam kaçırma, soygun, yağma, tehdit... PKK-PYD’nin ve onların kontrolündeki grupların işlediği suçların ucu bucağı yok!

Amerika’nın ve Batı ülkelerinin kendilerine verdikleri binlerce TIR’lık silahın ve mühimmatın gücüyle, her istediklerini yapabileceklerini düşünüyorlar. Çünkü biliyorlar ki hizmet ettikleri efendileri onlara sadece silah vermiyor aynı zamanda “Onların reklamını da yapıyor.” Gerçekten de Batı dünyasında, “IŞİD’le savaşan gruplar” adı altında her gün yayınlar yapılıyor, istihbarat örgütleri tarafından sipariş edilen ve PKK-PYD’lileri öven onlarca belgesel çekiliyor. Özellikle IŞİD’e karşı mücadele eden PKK-PYD’li kadınlar” adeta ilahlaştırılıyor. Bunlardan güç alan PKK-PYD’li gruplar da öldürüyor, çalıyor, evleri yok ediyor, çocukları kaçırıyor, işkence yapıyor, gözaltına alıp yok ediyor, etnik temizlik yapıyor, suikastlerle başka grupların ileri gelenlerini öldürüyor, tarlaları yakıyor, ekinleri talan ediyor, ağaçları kesiyor, hayvanları bile öldürüp telef ediyor.

İşte böyle bir durumda bile ABD ve müttefikleri PKK-PYD’yi sınırsızca desteklemeye, onları korumaya ve dünya çapında reklamlarını yapmaya devam ediyorlar. ABD’nin Suriye’yi vurması da en çok PKK-PYD’nin işine yarıyor. Zira Suriye Ordusu ne kadar Batı’yla meşgul olursa PKK-PYD o kadar rahat ediyor. Suriye askerleri, diğer cephelerden fırsat bulup da Suriye’nin kuzeyine ve petrol bölgelerine yüyüyemiyorlar. Neyse ki kahraman Türk Ordusu’nun yiğit evlatları önce Fırat Kalkanı Harekatı’yla ardından da Zeytin Dalı Harekatı’yla terör örgütlerine hak ettikleri yanıtı verdi. Neyse ki kahraman Mehmetçik canı pahasına da olsa terör gruplarını Türk sınırlarından uzaklaştırdılar.

Fakat daha bitmedi! PKK-PYD hâlâ Suriye’nin çok büyük bir kısmını kontrol ediyor. Hâlâ her buldukları fırsatta bölge halkını yerlerinden ediyorlar, işkence uygulayıp, adam öldürüyorlar, çocukları kaçırıyorlar. Tüm bunlara gözlerini kapatan Batı’ysa Irak’tan sonra Suriye’nin parçalanmasına uğraşıyor.

Görünen o ki bu tablo kısa sürede değişmeyecek. Görünen o ki Afrin’i terör örgütlerinden temizleyen Türk Ordusu, Fırat’ın batısını da doğusunu da özgürleştirmeden ve terör örgütlerinin masumları hedef alan silahlarını ellerinden almadan bölgeye huzur gelmeyecek.

Öyleyse bu gerçeğe göre hareket etmek gerekir. Batı’nın ispatlanmamış iddialar üzerinden füze yağdırdığı bir ortamda her gün topraklarımıza saldıran PKK-PYD terör örgütüne karşı operasyon düzenlemek uluslararası hukuka da akla da vicdana da uygundur. PKK-PYD hâlâ Münbiç’tedir. Hâlâ Fırat’ın doğusunda silahlarını biriktirmektedir. O halde Türk Ordusu’nun yönü de hem Fırat’ın batısı hem de doğusu olmalıdır. Türk yurdunu terör saldırılarına karşı koruyacak hamle budur. Batı dünyasıysa her zaman olduğu gibi “insan hakları, sivillere karşı saldırılar” deyip Suriye rejimine saldırırken insanlık düşmanı terör örgütlerine destek çıkacaktır. Yüzlerce yıldır devam ettirlen ikiyüzlü Batı politikası yakın gelecekte de değişmeyecektir.