20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK'nın 'Alevi' bildirisi: Devleti parselleyelim!

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Araya Ağrı olayı girdi. 

Alevi konferansına 1 gün ara verdim. 

4-5 Nisan'daki konferanstan söz ediyorum. 

Malûm: PKK/HDK tarafından düzenlenmişti. 

(HDK: Halkların Demokratik Kongresi.) 

Bugün "sonuç bildirgesi"ni yazacağım. 

*** 

"Sonsöz"ü baştan söyleyelim. 

PKK'nın "genel" talepleri Aleviliğe kendilerince uyarlanmış. 

"Bildirge" torba gibi. 

Akıllarına gelen her şeyi doldurmuşlar. 

*** 

Bir örnek: 

İkinci gün bildirge taslağı okundu. 

Katılımcılar eleştiri ve önerilerini dillendiriyor. 

Biri, Aleviler için "ana dilde ibadet"e vurgu yaptı. 

Kastettiği elbette "Kürtçe"ydi. 

Salondan biri dayanamadı. Yüksek sesle itiraz etti: 

"Yahu devlet zaten karışmıyor. İsteyen istediği dilde ibadetini yapıyor." 

Yine de: Talep, bildirgeye girdi. 

Nasıl olsa, "vermeyenin iki yüzü kara"! 

*** 

PKK'nın genel talepleri biliniyor. 

Bildiride aynen yer aldı. 

"Açılım"a destek. 

Anadilde eğitim. 

10 maddelik müzakere başlığına evet. 

Diyanet İşleri'nin lağvedilmesi. 

Özyönetimci anayasa. Yani özerklik. 

"Kalekol" yapımlarının durdurulması. 

Zorunlu ve seçmeli din derslerinin kaldırılması. 

*** 

Fakat asıl bir talebe dikkat çekmek istiyorum. 

Kritik önemde. Aynı zamanda öğretici. 

PKK'nın devleti nasıl dönüştürmek istediğinin aynası. 

Bildirgeden aynen alıyorum. 

"Kamusal ve özel istihdam alanlarında Alevilere kota tanınmalı..." 

*** 

Ne anlama geliyor "Alevilere kota"? 

Cevap çok basit: Devletteki görevlerin "kimlik"lere göre paylaşılması. 

Yani PKK/HDK'nın talebine göre: 

Her etnik gruba. 

Her dine. 

Her mezhebe devlette bir pay ayrılması gerekiyor. 

*** 

Örnek vermek gerekirse: 

Müsteşarlarda, genel müdürlerde, sıradan memurlarda. 

Yetmiyor: Generallerde, subaylarda, assubaylarda. 

Bunlar da kesmiyor: Bütün kamu ve özel sektör işyerlerinde... 

Etnik ve dini kimliklere göre "paylaştırma" yapılacak. 

(Bir parantez açalım: Özel kesimde bu nasıl yapılacak, meraktayım.) 

*** 

Haydi, bir an için kabul edelim. Paylaştırmaya "evet" diyelim. 

Pay sahiplerini kim tespit edecek? 

Etnik, dini ve mezhebi kimlikler nasıl belirlenecek? 

Tek bir çıkar yolu var: Bütün yurttaşlar fişlenecek. 

Herkesin nüfus cüzdanında dini, mezhebi, etnisitesi yazılacak. 

Amerikan solculuğu böyle oluyor demek ki! 

*** 

Bütün bunlar size "deli saçması" gibi gelebilir. 

Fakat: "Kimliklere kota" talebi, dil sürçmesi değil maalesef. 

BOP (Büyük Ortadoğu Projesi), tam da bu. 

Bölgemizde böyle bir düzen(sizlik) kurmak istiyorlar. 

*** 

2003 ABD işgali sonrası Irak'a bakalım. 

Cumhurbaşkanı: Kürt Sünni. 

Başbakan: Arap Şii. 

Meclis Başkanı: Arap Sünni. 

Devletteki diğer görevlerde de benzer kotalar var. 

*** 

Sonuç ne oldu dersiniz? 

Aynı bölüşme Irak ordusunda da yapılmak istendi. 

800 IŞİD militanı Musul'a yürüdü (9 Haziran 2014). 

Mezhepçilikle çürümüş Irak ordusu savaşamadı. Kaçtı. 

*** 

En tipik örnek: Lübnan. 

Önce: Fransa'nın sömürgesi oldu. 

Ardından: Fransa, kotaları anayasa yazdı, çekildi. 

Bugün: Her şey kotalı. Ordu dahil. 

Sonuç: 15 yıl iç savaş yaşadı (1975-90). 

Ordunun hali: İsrail her saldırdığında Lübnanlı generallerin cevabı onlarla çay içmek oluyor. 

*** 

Hikmet Çetin'le ABD işgali sonrasındaki Afganistan'ı konuştum. 

Biliniyor: Orada NATO'nun genel yöneticisi olarak bulundu. 

"Kotalar"ı sordum. 

BM üzerinden kota girişimleri olmuş. 

"Fakat, Afgan kabileleri karşı çıktı" dedi. 

Afgan yöneticiler sembollerde bile "birlik" arayışındaymış. 

Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'nin giysisi özel tasarlanmış. 

Başlığı: Tacik. 

Kaftanı: Özbek. 

Kendisi: Peştun. 

*** 

PKK kuyruğunda "kotacı solculuk" yapanlara duyurulur. 

Kim ilerici: Kotacılar mı, kabileler mi? 

Özet: Alevilerin ciddiye alacağını sanmıyorum.