25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK’nın HDP hamlesi: Çılgınlaşan bölücülük

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

HDP'nin kurulmasına Abdullah Öcalan ön ayak oldu. BDP varken ısrarla önümüzdeki yerel seçimlere bu partiyle katılma kararını açıkladı. Böylece HDP (Halkların Demokratik Partisi), 27 Ekim 2013 günü ilk kongresini topladı.

Bölücülüğü HDP hamlesine zorlayan olgulara bakalım:

Umutsuz girişim

1- Her şeyden önce, Kürt yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu etnik temelde

örgütlenmeye sıcak bakmıyor.

Nitekim Kürt yurttaşların yoğun yaşadığı illerde BDP oyu ortalama yüzde 25-30'larda kalırken, büyük şehirlerde bu oran yüzde 1-3 düzeyindedir. Son yıllarda çok yoğun göç alan Adana ve Mersin'in şehir merkezlerindeki yüzde 5 oranı tavandır ve sınırı belirliyor.

PKK, "Kürt Partisi" imajından kurtularak başta Batı illerimize yerleşmiş Kürtlerin ve vatansızlaşmış küçük grupların oyunu almak peşindedir.

Yıllardır yürütülen bölücü faaliyete rağmen Kürt yurttaşların büyük çoğunluğu ülkenin bütünlüğünden yanadır ve milletimizin etnik temelde ayrıştırılmasına karşıdır.

HDP hamlesi, bu gerçeği değiştirecek bir cevhere sahip değildir.

Çılgınlaşan bölücülük

2- 26 Ekim 2013 tarihli Özgür Gündem gazetesinde HDP Kongresinin

mesajı; "Müslümanlar, Aleviler, Süryaniler, Ezidiler, Kürtler, Ermeniler, Araplar, Lazlar, emekçiler, sosyalistler, kadınlar, gençler, LGBT bireyleri... umudun adresinde buluşuyor" olarak veriliyor. Bu mesajda;

Alevilerin Müslüman olmadığı ilan ediliyor.

Ortaçağ'a ait bütün etnik ve dinsel kimlikler, Türk milli kimliğinin önüne çıkarılıyor. Daha doğrusu milli kimlik yok sayılıyor.

Halkı birleştiren değil ayrıştıran özelliklere bel bağlanıyor.

Emperyalizmin yoz kültürünün yol açtığı toplumsal yabancılaşmalar kışkırtılıyor.

Kısacası bölücülük, emperyalizmin ülkemizi etnik ve dinsel farklılıklar temelinde atomlarına kadar parçalama siyasetini çılgınlık düzeyine yükseltiyor.

HDP (PKK) Kongre mesajı ile en gerici hareket olmada Batı destekli irtica ile yarışmaktadır.

Çılgınlık o aşamaya gelmiştir ki, bir takım vatansız kuklalar, kürsüye çıkartılarak Cumhuriyete, Atatürk'e, Türk milleti kavramına karşı bir lanetleme kampanyası yürütülüyor.

Bu tavır, BDP'nin Türkiye Partisi olma iddiasını çöp tenekesine attığını yansıtıyor. Tek iddia var: Vatansızlık, Cumhuriyetsizlik emperyalist yozlaşmanın en sivri uçlarında siyaset.

CHP'nin açtığı alan

3- CHP'nin Neoliberal ve Batıcı politikalara açık duruşu, bazı yöneticilerinin seçimlerde BDP ile işbirliğini telaffuz etmeleri, AKP'nin açılım politikasına verilen destek, PKK'ya alan açmaktır.

Kısacası CHP'nin millicilik ile batıcı neoliberalizm arasında yalpalaması, etnik bölücülüğe hareket olanağı sunmaktadır.

Vatansızlığa bel bağlama

4- PKK, bu hamlesiyle Kürt yurttaşlar dışında bir kısım vatansızlaşmış, sahte soldan medet ummaktadır. Bütün aksi iddialarına rağmen HDP, PKK'nın yasal siyaset sahnesindeki örgütlenmesinde etiket değiştirme operasyonundan başka bir şey değildir.

HDP "çatısı" altında PKK ile birlikte yer alacak olan vatansızlaşmış, sahte sol grupların, Türkiye toplumu ve siyaseti içinde dikkate değer hiçbir karşılığı yoktur.

1970'lerde halktan kopan ve bireysel terör yollarında sahip oldukları potansiyeli tüketen bu grupçuklar, 1990 sonrasında PKK üzerinden Atlantik sisteminin kanatları altına sığındılar.

Gerçekte bugün "HDP çatısı" altında kendilerine bir yer bulmaya çalışan 1980 öncesinin TDKP, Kurtuluş, Halkın Birliği, TKEP gibi grupları veya bu grupların kalıntıları dükkânları kapatıyor ve ellerinde tabelalarıyla PKK'ya katılıyorlar.

Bu olgu, Altan Tan gibi BDP milletvekilleri tarafından da tespit edilmektedir. Altan Tan, HDP çatısı altında yer alan grupların halkla bir ilişkilerinin olmadığını, marjinal olduklarını, ayrıca böyle bir "çatı"nın "Türkiyeli Müslümanların ve liberallerin" ilgisini çekemeyeceğini söylemektedir.

Bu hamle HDP'ye arzu edilen desteği sağlamak bir yana, mevcut kitlesi içinde hayal kırıklığı yaratacağı endişesine yol açtı. Tehlike ciddidir.

Etiket değişikliğindeki çaresizlik

5- Etiket değiştirip bir takım vatansız grupçukları bir araya toplayarak Kürt yurttaşların ve "sol"un desteği alınabilir mi?

Böyle düşünenler ham hayal içindedirler.

Etiket değişikliği hiç kimseyi ikna etmez. Tam tersine böyle bir adım, var olan desteğin erimesine yol açacaktır.

Çünkü bu hamle vatansızlaşmayı, bölücülüğü ve dizginsiz yozlaşmayı sergiliyor.

Bölücülük bölgede iniş halinde

6- PKK'nın HDP hamlesi bölgemizde son bir yıl içinde yaşanan gelişmelerden bağımsız değildir.

Suriye'de emperyalizmin taşeronu terör örgütleri yeniliyor. Esad, emin adımlarla Suriye'yi yeniden birleştiriyor.

Irak'ta Maliki hükümeti inisiyatifi ele alıyor. Barzani, rotasını Bağdat'a çevirmiş durumda.

İran, Irak, Suriye ve Lübnan'dan oluşan bölgesel inisiyatif, emperyalist müdahaleye karşı giderek daha fazla birleşiyor ve güçleniyor.

Bu gelişme Türkiye'de bir yandan AKP açısından yolun sonuna işaret ederken, öte yandan PKK'nın etnik temelde örgütlenme ve Batı destekli bölücülük politikasının zeminini daraltıyor.

HDP hamlesi kaybedenlerin hamlesidir ve yenilgiyi hızlandıracaktır.