Quaresma yetenekliyse Atiba nedir?

Eski olaylara yeni gözlüklerle bakınca insan değişik şeyler görebiliyor. Ancak söz konusu Beşiktaş’ın Portekizli futbolcusu Ricardo Quaresma olunca pek de değişiklik göze çarpmıyor. Birkaç yaş büyümenin getirdiği değişikliğin dışında gözle görülebilen farklılık yok. Q7 olmaktan Q17’ye yükselmesine karşın sayının büyümesi futbolunu geliştirmediği gibi geriye bile götürmüş denebilir. Futbolu her zaman bir eğlence aracı olarak gören Portekizli oyuncu çekişmenin anlam ve değerini algılayamadığı için öz benliğini öne çıkartarak oynayıp Beşiktaş’a kayıplar verdirebiliyor. Rizespor karşılaşmasında arkadaşlarına pas vereceğine topu çaprazdan kaleye vurarak iki önemli gol durumunu harcadı, aynı durumda Mario Gomez’in verdiği pası ise boş kaleye atamadı. Salt bu konumda bile Quaresma’ya baktığınızda hangi yetenekten söz ediyorsunuz?Bir akademisyen spor yazarı olarak 35 yıla yakındır yazdığım yazılarda yeteneğin ne olduğunu sorguladım, anlattım ve somutlaştırmaya çalıştım. Ama bizim medya çalışanları onlarca unsuru, onlarca değişkeni(parametresi) olan yeteneği salt topla oynama becerisiyle sınırlandırıp gerçek yetenekleri hep yadsımışlardır. Bu konu futbolumuzun kanayan yarasıdır ve yıllardır bu yara sağaltılamıyor. Konunun bilimsel yanına derinlemesine girmeden çok somut olan bir soru ile yeteneği irdeleyelim. Quaresma yetenekliyse Atiba’ya ne diyeceğiz? Kanadalı siyahi oyuncu Beşiktaş’a geldiği günden beri takımın temel direği oldu. İkinci sezonunda sözleşme sorunu yüzünden birkaç maç kötü oynadı ama üçüncü sezonun genelinde Beşiktaş’ın bir numaralı oyuncusu oldu. Dayanıklılık, sürat, çabukluk, kuvvet gibi kondisyonel yeteneklerin temel değerleri Atiba’da hemen hemen eksiksiz. Top tekniğine gelince futbolun istediği yönde en iyi durumda... En çok pası o yapıyor ve en isabetli pası yine o yapıyor. Ayağına aldığı topu kolay kolay yitirmiyor. Orta alan ile iler uç arasında sağlam bir köprü görevi yapıyor. Eğer forvette görev verilse inanın Quaresma’dan daha etkin görev yapar. Toplamda, Beşiktaş’ta son derece yetenekli oyuncular var. Ancak bu yetenekler arasına Quaresma girmez. Portekizlinin yaptığı göz boyamadır ve biz buna bayılırız. Quaresma geçmişte Beşiktaş’a çok şey kaybettirdi, geçen hafta attığı bir gol, iki topuk hareketiyle yanılsama(illüzyon) yarattı, bununla Beşiktaş yandaşlarını haftalarca oyalayacaktır. Bu konuda Beşiktaş’ın güvencesi Şenol Güneş’tir. Güneş, Quaresma’nın yarattığı yanılsamayı görecek ve ona göre değerlendirecektir...
Kendi halkını soyan kanal; TRT...Halkın vergileri ile ayakta duran, asıl görevi hiçbir tecimsel(ticari) kaygı taşımadan halka hizmet etmek olan TRT olayları halkından kaçırarak halkını soymak gibi bir yola girdi. Gelişmekte olan sporları halka tanıtmaktan kaçan, dört büyük tenis turnuvasının hiçbirini yayınlamayıp özel televizyonlara kapı açan TRT bu sezon kurduğu bir özel kanal ile şimdilerde futbolu da halkının gözünden kaçırmaya çalışıyor. UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını açık kanalların yayınlaması konusunda öneride bulunmasına karşın halkın televizyonu kamuoyunu enayi yerine koyarak adeta soyuyor. Aylık elektrik faturasını elinize aldığınızda TRT payı olarak 11-12 lira kadar bir bedeli ödediğinizin ne kadar ayırtındasınız. Her televizyon aldığınızda arkasında bir pul vardır. Bu denetim pulunu(bandrol) almak zorundasınız ki, bunun içinde TRT’ye bir para ödersiniz. Halkımız TRT’yi besliyor ama TRT halkını soyuyor. Ben bir spor yazarı, bir akademisyen olarak Galatasaray’ın güzel yengisini izleyemedim dolayısıyla da konu hakkında yazı yazamıyorum. Neymiş, anlaşma gereği TRT salt Salı günkü maçları verebilirmiş. Hiçbir özel kanal devletten büyük olamaz. İhaleye girer, yayın hakkını alır açık kanaldan da yayınlarsınız. Hepsi bu kadar! Ne var ki, yüzde elliye yakını uyuyan bir halkın TRT’nin yaptığı bu soygundan haberdar olmaması normal karşılanmalı...
İBB Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne
geç kalmış bir kutlama...İki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nün amatör spor kulüplerine spor malzemesi dağıtımı sırasında yaşanılan sıkıntıları bu köşede sizlerle paylaşmıştım. Malzeme dağıtımı sırasında birkaç görevlinin amatör yöneticilere yaptığı eziyet deyim yerindeyse kanıma dokunmuştu. Bu sezonun başında İBB Gençlik ve Spor Müdürlüğü yine malzeme dağıttı. Bir kez daha söylemekte yarar var; belediyelerin yasalar doğrultusunda amatör spor kulüplerine yardım yapması önemli görevlerinden biridir. Belediyeler profesyonel kulüplere hizmet veremezler, böyle bir görevleri yoktur. Yapıyorlarsa yasadışıdır. Bu bağlamda profesyonel futbol şubeleri olan belediyelerin derhal bu kulüpleri ya amatöre dönüştürmeleri ya da kapatmaları gerekmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu sezon malzeme dağıtımını çok güzel ve eksiksiz düzenlediler. İBB Gençlik ve Spor Müdürü Ayhan Kep malzeme dağıtımında hazır bulundu, bütün amatör yöneticilerin elini sıkarak onlarla söyleşti. İBB Destek Hizmetleri Daire Başkanı Osman Savaş’ın amatör sporun dostu olduğunu biliyorum. Kuşkusuz o güzel organizasyonda Sayın Savaş’ın da emeği vardır. İBB Spor A.Ş. Genel Müdürü İsmail Özbayraktar ve Proje Koordinatörü hakem hocası dostumuz Osman Avcı’nın da içinde bulunduğu ekibe teşekkür ederiz. Önceki sene sitem etmiştik bu kez kutlamak benim için bir görevdir...