24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Radikal gazetesinin yok saydıkları...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Çocukluk arkadaşım Hüseyin Sakarya, Radikal gazetesinin son sayısını almam için bir ileti gönderdi. Tabloid sayfa düzenine geçtikten sonra hemen hemen hiç okumadığım Radikal gazetesinin son sayısını alıp İstinye'de bir banka oturup okumaya başladım. Benim de yazdığım dönemde gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Mehmet Y. Yılmaz'ın yazısı etkileyiciydi. Eskilere doğru düşünsel bir yolculuk yapıp Yılmaz'ın beni transfer etmek için Necil Ülgen'i görevlendirdiği, Necil'in her gördüğü yerde "kardeşinle aynı gazetede yazmak istemez misin" diye tatlı tatlı gülümsemesini anımsadım.

Radikal henüz çiçeği burnunda bir gazete iken, Kalyon Otel'deki "Ayın Futbolcusu" seçimi için bir araya gelen spor yazarları toplantıdan önce ayaküstü söyleşirlerdi. Gazetenin Spor Müdür'ü Mehmet Güçlü Radikal'in spor politikalarını özetlerken "Genç, geleceği ve özgün düşünceleri olan yazarlarla yolumuza devam edeceğiz" diyordu. Mehmet ile çok eski tanıştığımız için kendisine "böyle biri var, Yıldırım Tükenmez" deyip, yarenlik ettim bir bakıma. Hemen kendisini aramasını söyledi. Yıldırım, Radikal'de yazmaya böylece başlamış oldu.

Necil Ülgen'in bana yaptığı markaj ise bitmek bilmiyordu. Her gördüğü yerde "Hocam ne zaman birlikte olacağız" diye sorar ben ise kara yazılı Yeni Yüzyıl'dan kopmamak için direniyordum. Orada yaşadığım bir tatsız olaydan sonra 1999 yılının sonlarına doğru Radikal'de yazmaya başladım. Sadece Radikal'e değil Doğan gazeteciliğin diğer gazetelerinden Posta ve Fanatik'e de yazıyordum. Ancak başlangıçtaki asıl yerim Radikal'di. Necil Ülgen beni adeta gözünden sakınıyor, her isteğimi yerine getiriyor, istediğim maçlara, deplasmanlara gönderiyordu.

***

İstanbul'da Galatasaray yandaşlarının iki Leedsli mühendisin gırtlaklarını keserek öldürmelerinden sonra, ikinci maç için Radikal'de Yıldırım Tükenmez ile ben görevliydik. Radikal gazetesinin tarihinde iki gün üst üste spor yazıları birinci sayfadan anonsla verilen iki kişi Yıldırım Tükenmez ile benim. Bu anonstan dolayı olsa gerek aylıklarımıza küçük bir de ekleme yapılmıştı.

Bir süre sonra Doğan gazetecilik bünyesindeki spor yazarlarının yerlerinin yeniden belirlenmesi kararı alındı. Ben şirketin spordaki amiral gemisi olan Fanatik'e haftanın yedi günü yazmaya başladım, Yıldırım ise Radikal'de devam etti. Yiğiter Uluğ ile Yeni Yüzyıl'da birlikte çalışmıştık. Karşılaştığımız zaman Yıdırım'dan övgüyle söz ediyor "Çok iyi yazılar yazıyor, çok güçlü ilerliyor" diyordu. Ben de ona "benim başlangıcım ölçü alınırsa Yıldırım çok daha iyi" diyordum.

Günler günleri kovaladı, Radikal'de görev değişikliği oldu. Mehmet Güçlü'nün yerine Yiğiter Uluğ Spor Müdürlüğü görevini üstlendi. Bir hafta sonu Fenerbahçe'nin maçı için Kadıköy'e gidiyorduk. Yıldırım "maçta görevliyim ama Yiğiter'i bir kez daha arayıp haber vereyim" dedi. Sanki içine doğmuştu. Yiğiter, Yıldırım'ın yazı yazmayacağını söylemiş. Bu Yıldırım ile gittiğimiz son maç oldu. Yıldırım, Yiğiter Uluğ'un zamanında söylediği "güçlü yazılar" ile birtakım güç odaklarına dokunmuş olacak ki bir daha Radikal'e yazmadı. Bu güç odaklarının kimler ve neresi olduğunu Yiğiter'de ben de gayet iyi biliyoruz. Koca koca spor yazarları, çocukları yaşlarındaki spor müdürlerinin önünde taklalar atarken Yıldırım Tükenmez bir daha yazı dünyasına dönmedi, Radikal'de başladı orada da bitirdi...

***

2002 yılında "Sahil Yolunda Yürümek" adlı ilk kitabım çıktığında gazetenin yazarlarından ve benim kitabın editörü Barış Tut söyleşi yapmak istedi. Bu söyleşi Radikal'in haftalık spor ekinde ana konuyu oluşturacaktı. Yiğiter Uluğ derginin sunuş yazısında benden övgüyle söz ediyor "sayfaya koyduğum her yazısından yeni bir şey öğrendiğim Metin Tükenmez" betimlemesini yapıyordu. Hıncal Uluç ise Sabah gazetesinde Yiğiter'i eleştirip bana karşı günah çıkardığını söylüyor "Metin Tükenmez Türk spor yazarlığının 10 büyük yazarından biridir ama Metin Tükenmez'e büyük gazetelerde yazı yazdırılmıyor. Ne yapmaktadır Metin, sahil yolunda yürümektedir..."şeklinde yazmıştır.

Hıncal Ağabey'in "Neden büyük gazetelerde yazdırılmıyor" sorusu benim de kafamda birtakım soru işaretleri doğurmuş, er ya da geç benim de Yıldırım ile aynı yazgıyı paylaşacağım düşüncesi oluşmaya başlamıştı. Ve olay 2007 yılında gerçekleşti. Necil Ülgen'in sohbetlerimizde "Hocam bu gazeteden hepimiz gider ama sen kalırsın. Çünkü sen sadece bizim değil Türk basınının göz bebeğisin" demesinin üzerinden çok geçmeden Tamer Bağlan telefonla operasyonu bildirdi. Yıldırım'dan sonra ben de fincancının katırlarını ciddi bir şekilde ürkütmüştüm. Hangi güçleri ürküttüğümü Necil Ülgen biliyor, ben de tahmin ediyorum. Belki de spor yazarlığı tarihinde birtakım ekonomik nedenler ya da ekonomik düzenlemelerin dışında güç odaklarının işine gelmediği için işinden edildiği iki kişiden ilki Yıldırım Tükenmez ikincisi ise ben büyük kardeş Metin Tükenmez'im.

***

Radikal, Tükenmez Kardeşleri yok sayarak belki de son bir görevi yerine getirmiş oluyor. Peki, Hüseyin Sakarya ve Onur Belge'ye ne demeli? Radikal'in spor sayfalarında Hüseyin'in emeği nasıl yadsınabilir. Gazetenin İstihbarat Şefi, yazarı, muhabiri, Mehmet Y. Yılmaz'ın son yazısında sözünü ettiği farklılığı yani engelliler dünyasını sayfalara taşıyan, fotoğraflar çeken Hüseyin Sakarya da yadsınanlar arasındadır. Hüseyin, zamanında Radikal sporun damarlarına kan şırınga etmiş, yaşam enerjisi vermiş biridir.

Bizim durumumuz anlaşılabilir. Gerçek bilgi peşinde koşup gereksinim sahiplerine aktarırken huysuz, geçimsiz davranışlar sergileyip, hesap kitap yapmadan dilediğimizi yazdığımız için sevilmemiş olabiliriz. Peki, Onur Belge nasıl unutulur? Onur, spor yazarlığı tarihinin en uyumlu, en yumuşak başlı insanıdır. Durduk yerde yumruk atsanız "niye vurdun" demeyecek kadar uysaldır. Kavgadan, gürültüden hoşlanmaz. Üstelik iki dönem TSYD başkanlığı yapmış saygın biri. O da Radikal tarafından yok sayılmış. Radikal'i çıkaranların emeği geçenlerin isim listesini doğru yazamamaları göz önüne alındığında gazetenin kapanması normal karşılanmalı. Ama gene de ben, yandaş Radikal'e değil, bizim yazdığımız dönemdeki tutarlı Radikal'e hakkımı helal ediyorum...