Rezilliğin böylesi!

Yasa çıkmış... Cumhurbaşkanı onaylamış...

Yani özel yetkili mahkemeler tarih olmuş...

Hal bu iken tasfiye edilmiş o sanal özel yetkili mahkeme dün hüküm veriyor ve Ergenekon tutuklularına tahliye yok diyor.

Yahu sen mevcut değilsin, yok hükmündesin!

Umursamıyor ve tahliye kararlarına bakacak olan mahkemeleri etki altına almak için yetki gaspı yaparak mesaj veriyor.

Sadece bu hadise bile yargımızın ne hale getirildiğini gözler önüne seriyor.

Bu mahkeme ki 7 aydır hem Ergenekon hükmünün gerekçesini yazmıyor hem de ilgili mahkemelere dosya kapsamlarını göndermiyor...

Gerekçeleri ise komiklik ötesi.

HSYK yetkili diyor...

HSYK yasa yapmaz, idari organ, bunu bilmeyen yok ama ileri süreceği başka argümanı yok... Nitekim dün HSYK, “Mahkemeleri açıp kapatma yetkisi TBMM’ye aittir” diyerek 13. Ağır Ceza Mahkemesine hukuk şamarını indiriyor.

Bütün millete geçmiş olsun zira Türkiye bu büyük sıkıntıyı bedeller ödese de aşıyor.

Bu satırların yazıldığı saatte Levent Göktaş, Tuncay Özkan, Sedat Peker serbesttir... Doğu Perinçek, Yalçın Küçük, Muzaffer Tekin, Kemal Kerinçsiz, Oktay Yıldırım ve Veli Küçük gibi toplam 33 ismin tahliye kararı bekleniyor.

Geçmişler ola Ergenekon kahramanları. Mücadelenizin ve çilenizin önünde saygı ile eğiliyorum... Ancak durmak yok, tutuklu olan diğer kahramanlar özgür kalana ve de bu rezil kumpası kuranlar adalet önüne çıkana kadar mücadeleye hep beraber devam...

BAŞBUĞ İLE HABERAL

İlker Başbuğ’un yiğitliğini alkışlıyorum.

Mehmet Haberal’ın duruşundan ise hicap duyuyorum.

Hepimiz tanığız, İlker Paşa tahliyesinin ertesinde Beşiktaş’ta sessiz çığlık eylemindeydi.

Sonrasında ise Er Mektubu Görülmüştür kitabının imza etkinliğine katıldı.

Peki ya Haberal?

Milletvekili kimliğine rağmen pek çok CHP’li milletvekilinin aksine o Ergenekon kahramanları ile dayanışma adına TBMM önünde yapılan basın açıklamasına bile katılmadı. Bu durum Haberal anlaştı ya da korkuyor diye açıklanıyor...

Öyle mi bilmem ama eğer öyle ise korkanlardan ve anlaşanlardan kahraman olmaz Mehmet Haberal... 4 küsür sene boşuna yattın derler adama...

Son sözüm şudur:

Benim de Cumhurbaşkanı adayım Sayın İlker Başbuğ’dur.

“BEN SAFIM APO BENİ KANDIRDI” DER Mİ?

Devletteki paralel yapıyı 12 yıl boyunca hiç hissedememişmiş!

Bugün örgüt ve haşhaşi dediği karanlık F tipi çeteye hiç tanık olamamışmış!

Safmış ve kandırılmışmış.

Bu ifadeler malum Başbakan Erdoğan’a ait!

Saflık sınırı bu düzeyde ise soralım. Aynı kandırılma PKK ve Öcalan için geçerli olabilir mi?

Kravatlı PKK’lılar koro halinde özerklik talep ederken susulması neye işarettir?

Tayyip Erdoğan’ın aylardır bölücü örgütü ve Öcalan’ı eleştirmemesi ne anlama geliyor? Perde gerisinde bir anlaşma mı var?

Yarın F Tipi örgüt olayında olduğu gibi yine ortaya çıkıp “Yahu biz çok safmışız Apo bizi kandırdı” mı denilecektir?

Devleti yönetenlerin safmışız ifadesi aslında görev suiistimali ya da görevi kötü kullanmak değil midir?

TAYYİP VE BÜYÜK EMRAH!

Küçük Emrah’ı biliyorsunuz. Boyuna ağlayan çileli çocuğu sembolize eder. Tayyip Erdoğan da adeta siyaseten Emrah’ın büyümüşü ve uzun boylusu. Sürekli hıçkırıyor.

Hep mağdur ve feryat-ü figan!

Koca Türkiye’ye tam 12 yıldır hükmediyor yine ağlaşıyor.

Biliyor ki bu ülkede acındırmanın karşılığı var.

Türkiye öyle bir ülke ki Gezi direnişinde toprağa düşen gencecik Ali İsmail Korkmazlar’ı umursamayıp televizyonda duyduğu 500 sene önce ölmüş Şehzade Mustafa için ağıt yakanların ülkesi. Böyle bir ülkede Küçük Emrah gibi olmanın siyasi getirisi var.