20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Rusya dosyası İsrail’in önüne geçti

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Dışta gelişmeler birden hızlandı.
Türkiye iki hamleyi peş peşe yaptı.
Önce İsrail, hemen ardından Rusya.
“Normalleştirme” deniyor.
Binali Yıldırım açıklamıştı:
Türkiye “düşman” istitastiklerini değiştirmek istiyor.
***
Biraz geriye gidelim. 3 ay kadar önceydi.
İslamcı bir tanıdıkla konuşuyorduk.
AKP cenahında stratejik aklı temsil edenlerden.
Konu: İsrail’le anlaşma.
Dedim: Eli kulağında.
Onayladı. Fakat parantez açtı: “Tek başına İsrail’le olmayacak.”
Ayrıntıya girdi: “Mısır anlaşmasıyla birlikte ilan edilecek.”
Yani: Denge gözetilecek. Fena olmaz diye karşılık verdim.
***
Gelen haberler de bu yöndeydi zaten.
Mısır’la anlaşma bir ara daha hızlı ilerledi.
İstanbul’daki İslam zirvesine yetiştirilecekti hatta (14 Nisan 2016).
Mısır liderinin zirveye katılacağı konuşuldu. Yetişmedi.
***
Sonradan öğrendim: Buna rağmen, şaşırtıcı girişimler olmuş zirvede.
Kahire’den geniş bir “ekip” gelmiş. Bazı “paket”leri teslim almak için.
“Ambalajlama” tamamlanmadığından ertelenmiş. Ayrıntılı yazacağım.
Ama Mısır dosyasına “oldu” gözüyle bakıyordum.
***
4-5 gün önce, İran cenahının nabzına baktım.
Türkiye’nin bölgeyle ilişkileri Tahran’dan nasıl görünüyordu?
Söylenenler umut verici değildi. Özetliyorum.
“Evet, Türkiye’nin bölgeyle ilişkileri düzeltme niyeti var. Açıklandı da.”
“Fakat ciddi bir adım atılmadı henüz.”
Şaşırtıcı. Hiçbir şey yapılmadı mı?
Cevap: “Var bazı adımlar. Fakat yetersiz.”
“İlişkilerde meydana gelen tahribat büyük. Düzeltme adımları küçük.”
İddiayı Türkçeleştireyim: Yırtık büyük, yama küçük.
***
26 Haziran 2016: Beklenen açıklama İsrail kaynaklarından geldi.
Türkiye-İsrail uzlaşması sağlanmıştı.
İlk görüntü: İsrail’le “normalleşme” bütün gelişmelerin önüne geçmişti.
Sadece Mısır dosyasının değil. İran, Rusya ve Suriye dosyalarının da.
Can sıkıcıydı.
Evet, İsrail’le ilişkiler de normalleşmeliydi.
Fakat daha acil dosyalar vardı.
Önceliğin Rusya, Suriye ve Mısır’la ilişkilerde olması gerekiyordu.
***
Zaten: AKP asıl bölgeyle ilişkilerde tamirat arayışındaydı.
Gündeme ilk Ahmet Davutoğlu’nun İran ziyaretinde geldi (4-5 Mart 2016).
Türkiye, İran’a bir öneri götürmüştü.
Özeti: Suriye’nin toprak bütünlüğü için birlikte hareket edelim.
***
Yeni hükümetle birlikte “tamirat” arayışı hızlandı.
Başbakan Binali Yıldırım defalarca açıkladı: “Düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı artıracağız.”
Hangi ülkeler “düşman” olmaktan çıkarılacaktı?
Yıldırım tek tek saydı: “İsrail, Suriye, Rusya, Mısır... Akdeniz ve Karadeniz’i çevreleyen bu ülkeler arasında daimi düşmanlık olmaz” (16.6.2016-Hürriyet).
***
Rusya’yla “pazarlık”ta mesafe alındığının ilk işaretini Yıldırım verdi dün.
“Güzel gelişmeler var, yakın zamanda bunları da milletimizle paylaşacağız.” (27.6.2016)
Sürpriz ikindi saatlerinde duyuldu.
Tayyip Erdoğan Putin’e yeni mektup yazmıştı.
Açıkça “özür” dilemişti Rus tarafına göre.
***
Gelişmelerin ayrıntısı henüz bilinmiyor.
Fakat “yön” belli.
Türkiye Rusya’ya stratejik bir “el” uzattı.
Karşılıksız kalmayacağı anlaşılıyor.
Üç alanda ciddi sonuçları olacak gibi.
Suriye’de. Türkiye’nin terör meselesinde. Ekonomide.
***
Herkes farkında: Türkiye’nin acil meselesi Suriye’nin kuzeyindeki “koridor” projesi.
AKP de bunu önlemek istediğini söylüyor.
Projenin sahibi belli: ABD merkezli Atlantik kuvvetleri.
Atlantik safında olup “koridor”u önlemenin yolu yok.
Tam tersine Atlantik kampında Türkiye’yi bekleyen rol tektir: Koridora razı olmak, hatta bekçilik yapmak. Yani bölünmek
***
Türkiye’nin Rusya hamlesinin arkası nasıl gelir?
Türkiye’nin mecburiyetleri var. Kendi milli çıkarlarını savunmak durumunda.
Fakat: AKP ve Erdoğan da zaaflarla malûl.
Bu yüzden: Düzeltme süreci inişli çıkışlı olacak.