29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Saddam!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin. Herkes yakından tanıyor. İlk başta ABD ile ilişkileri çok iyiydi. ABD onu birçok konuda kullandı. İran devrimi sonrası yeni İran yönetimini yıpratmak için Saddam’ı savaşa yönlendiren de oydu.  

Kuveyt’e girmesi için de ışığı o yaktı. Görüştüğü dönemin ABD Büyükelçisi April Glaspie “ses çıkarmayacakları” mesajı vermişti. “Saddam tehdidi” ile Suudi Arabistan ve diğer petrol krallıklarının ABD’ye tam teslim olmaları planlanmıştı. 

Saddam ABD’nin tuzağına düştüğünü, Irak üzerine bombalar yağmaya başlayınca anladı. Gerçekle karşı karşıya kalınca 180 derece dönüş yaptı. 

2003 SADDAM GÖRÜŞMESİ 

O günleri birebir izleme fırsatım oldu. 1996 yılından sonra birçok kez Irak’a gittim. Özellikle 1999 sonrası, 2003 yılında ABD Irak’ı işgal edene kadar çok sık aralıklarla Bağdat’ta bulundum. Iraklı yetkililerle yapılan birçok toplantıya katıldım. 

Saddam ve Irak yönetiminin ABD’ye karşı direnişini, halkı nasıl seferber etmeye çalıştığını yakından izledim. 

Saddam Hüseyin’in işgal öncesi son görüştüğü yabancı ülke devlet adamı Kürşad Tüzmen’di. ABD’nin çok tepki gösterdiği Tüzmen’in bu Irak ziyaretini Türkiye’den 50 gazeteci takip ediyordu. Bir o kadar da yabancı gazeteci vardı. Tüzmen’in görüşmeleri anı anına dünyaya servis ediliyor ve ilk haber olarak yayınlanıyordu. 

BÜYÜK GİZLİLİK 

Tüzmen-Saddam görüşmesi son derece gizli gerçekleşti. Görüşme ile ilgili saat ve yeri kimse bilmiyordu. Türklerin kendi arasındaki şifre, “Amca” idi. Sadece, “Amca ile görüşme bugün olabilir” denmişti. Rutin bakanlar arası görüşmeler devam ediyordu. Programda Tüzmen’in Irak Maliye Bakanı ile görüşmesi vardı.  

Gazeteciler toplu halde Maliye Bakanlığına hareket ederken haber geldi. “Amca” bekliyordu. Gazeteciler toplu halde Maliye Bakanlığı’na doğru giderken Tüzmen de Irak Ticaret Bakanı Mehdi Salih’le Saddam’la görüşmek için yola çıkmıştı. 

Gazeteciler ters köşe olmuştu. 

ABD’nin Irak’a saldırması an meselesiydi. Bu nedenle güvenlik konusunda en ufak bir hata istenmiyordu. Onun için Saddam’a ulaşmak da kolay olmadı. Önce bir binaya gidildi. Orada araçlar değişti. Yola çıkıldı. Bir başka binaya geçildi. Araçlar yeniden değiştirilerek hareket edildi. Varılan yer yine farklıydı. Araçlar bir kez daha değiştirildi. Derken Saddam’la görüşülecek yere ulaşıldı. 

SADDAM: ABD İLE ÇOK İYİYDİM 

Görüşme uzun sürmüştü. Benzer yollardan geçilerek bir lokantaya gelinmişti. Gelen haber üzerine hızla oraya hareket ettim. Taksiciye “Beni Al Fincan’a götür” dedim. “Al Fincan” Bağdat’ın ünlü bir lokantasıydı. Bütün taksiciler bilirdi. 

Tüzmen-Saddam görüşmesini sıcağı sıcağına Kürşad Tüzmen’den dinledim. Saddam birçok konuya girmiş. Bunlardan biri de ABD ile ilişkileri. Önce bir fotoğraf göstermiş. ABD Başkan Yardımcısı Donald Rumsfeld ile Saddam’ın yan yana ve çok samimi bir fotoğrafı. Arkasından yardımcılarına talimat vermiş ve ABD ile imzaladıkları anlaşmaları getirtmiş. Onları göstermiş. “Eskiden ABD ile benim de aram çok iyiydi” demiş. 

Sonra yaşadıklarını anlatmış. Arkasından da konuyu “savaşı önleme” çabalarına getirmiş. “Bakın ABD kararını vermiş. Irak’ı vuracak. Ben ne yaparsam yapayım fark etmez. Irak’ın vurulması üzerine bir plan kurulmuş değişmeyecek” ifadelerini kullanmış. 

Bu kararın da çok önceden verildiğini, kendisinin de bunu çok önceden gördüğünü söylemiş.  

BUNLARI NİYE ANLATTIM 

Bütün bunları niye anlattım. İnsanlar birçok yanlış yapabilir. Ama öyle bir an gelir ki her şey değişebilir. Saddam’ın yaşamı da öyle oldu. Bir dönem ABD’yi arkasına alıp hareket etti. Ama ABD için dur durak yoktu. Her şeyi istiyordu. 

Bir noktadan sonra ip koptu. Hayat Saddam’ı ABD’ye direnmeye zorladı. Direndi de. Hatta direnişi dünyaya örnek oldu. Araplar için kahraman. Bugün hangi Iraklı ile konuşsam Saddam’a saygılı. Sözü hep “İdam sehpasında bile yalvarmadı, onurlu durdu, kahramanca öldü” diye bitiriyorlar. 

Hayat insanlara hatalarından dönmek için fırsatlar yaratıyor. Bazen de zorluyor.  

Tabi anlayana!