19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Saf' değil 'karışık' toplumlar büyük millet oldu

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

Anadolu'da bugüne kadar kimler yaşadı? Ve bugün Anadolu'da yaşayanlar kimlerin torunlarıdır?

Göbeklitepe (Urfa), Çatalhöyük (Konya), Hacılar (Burdur), Çayönü (Ergani) sakinlerine kadar geri gitmeyelim. Yazılı bir kültürleri olmadığı için, kimdiler, daha sonra başlarına ne geldi, onlardan geriye ne kaldı? Bütün bu sorulara netlikle cevap vermemiz mümkün değil.

Ama hiç şüphe yok ki buhar olup uçmadılar. Göbekli Tepe'nin 12 bin yıl öncesinden kalma taş dikitlerindeki turna figürü, halk türkülerimizde ve semahlarımızda "Telli turna" olarak yaşıyor. Çatalhöyükte kil heykelcikleri bulunan doğurgan kadın, "Kibele" olarak dünyanın belki de en uzun ömürlü tanrıçası olarak binyıllarımıza damgasını vurdu.

Gazetelerde yer alan habere göre Hacılar'da bulunan iskeletler ile hemen yanındaki köyde yaşayan insanlar üzerinde yapılan DNA araştırmalarının birbirini tutması ise sekiz bin yıllık bir sürekliliği ve mirası gösteren bir başka önemli bulgu.

Bir de daha net olarak bildiğimiz tarih var. Beş bin yıllık... Hititler, Hurriler, Mitanniler, Subarlar, Urartular, Kimmerler, Frigler, Likyalılar, Karyalılar, Galatlar, İyonlar, Asurlular, Persler, Aramiler, Süryaniler, Rumlar, Ermeniler, Kürtler, Türkler, Araplar, Kafkasyalılar...

Anadolu kavimler kapısıdır. 60 - 70 bin yıl önce Afrika'dan Asya ve Avrupa'ya yapılan ilk göçler Anadolu üzerinden oldu. Son on bin yıl içinde defalarca ve defalarca Asya'dan Akdeniz havzasına ve Avrupa'ya; Arabistan çöllerinden ve Avrupa'dan Kafkasların kuzeyine ve Asya'ya olan göçlerde, Anadolu hem geçiş yolu hem nihai yurt oldu.

Anadolu işte bütün bu halkların tarih içinde harman olduğu bir yer. Son bin yılına ise Türkler damga vurmuş.

Bütün tarihçilerin üzerinde hem fikir oldukları gerçek; 10. - 13. yüzyıllar arasında Orta Asya'dan Anadolu'ya 500 bin - 1.5 milyon arası insan geldi. Ve o sırada Anadolu'da toplam 7 milyon insan yaşıyordu.

Türk göçü sırasında toplu bir katliam olmadı. Tarihler, bu dönemde Anadolu'dan başka yerlere toplu göçler de kaydetmiyor. (Osmanlıların Balkanlar ile Kıbrıs ve Girit'e toplu olarak yerleştirdiği Türkler hariç).

Demek ki Anadolu'da yaşayan insanların büyük çoğunluğu yüzyıllar içinde Türkleşti. Bu kısa tarih özetinin ortaya koyduğu gerçek şudur: Dünyanın başka hiçbir yerinde insanlar Anadolu'da olduğu kadar iç içe geçmemiştir. İnsanın gen haritasının çıkarılmasıyla son 15 yıl içinde yapılan gen araştırmaları da bu gerçeği doğruluyor.

Türk Milleti

Milletler kapitalizmle birlikte ortaya çıktı. Belli bir coğrafyada aynı dili konuşan, birbirleriyle yakın ekonomik ilişkiler içinde bulunan ve ortak bir kültür yaratmış olan toplumlar "millet" oldular. Hiçbir çağdaş millet tek bir etnik topluluktan oluşmadı. Hatta denilebilir ki bir milletin "büyüklüğü" ile o milleti oluşturan etnik toplulukların "çokluğu" arasında doğru bir orantı vardır.

Rus, Alman, Fransız, İngiliz, Çin, Amerikan, İspanyol, Türk, Fars, Arap... bütün çağdaş milletler farklı etnik toplulukların karışımıdır.

Bu milletler içinde en fazla "karışmış" olanlar içinde Türkler ilk sıralarda gelir. 5 000 yıldır Pasifikten Orta Avrupa'ya kadar olan coğrafyada dolaşan ve büyük imparatorluklar geleneğinden gelen bir halkın "karışık" olmasından daha doğal bir durum olamaz. Büyük imparatorluklar geleneği Türklere, hem kolay asimile etme yeteneği kazandırmıştır; aynı şekilde bir çok coğrafyada, aynı rahatlıkla asimile olmayı da kabullenmişlerdir.

Dolayısı ile dünyada bir saf ırk aramak abestir. Saf ırk, Eskimolarda veya yakın zamana kadar dünya ile ilişiği olmayan Amazon'un veya Borneo ormanlarının bazı yerli kabilelerinde olabilir. Ama o kadar.

Türk, Türkçedir ve tarih içinde yarattığı kültürdür. "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir" sözlerinde ifadesini olan anlayış, bu doğru tarihsel kavrayışın ürünüdür ve günümüzün modern milletlerinin nasıl ortaya çıktığını bizim pratiğimizde anlatmaktadır.

Neden tepki oldu?

AKP MKYK üyesi Yasin Aktay'ın, "Türk Milleti bir sentezdir" sözlerine yönelik büyük tepkiyi ise, bu Partinin emperyalist projelerde rol üstlenerek "Türk Milleti"ne karşı yürüttüğü saldırıda aramak gerekir.

Emperyalizmin gündeminde, gelişmekte olan ve ezilen dünyadaki bütün milletleri, etnik ve dinsel topluluklar olarak dağıtmak bulunuyor. Milleti dağıtmak Ortaçağ'a dönüş anlamına gelir.

AKP'nin programı da özetle budur. Son 12 yıldır bu program doludizgin uygulanıyor.

Bu amaçla Özel Yetkili Mahkemeler kuruldu. Silivri, Hasdal, Maltepe, Mamak, Sincan zindanları yurtseverlerle dolduruldu. Kürt, Alevi, Roman vb. "açılımları" hep "Türk Milleti"ni dağıtmak için tezgâhlandı. Şehir meydanlarından, kamu kurumlarından Türklükle ilgili ibareler kaldırıldı.

Okullardan andımızın kaldırılması bardağı taşıran son damla oldu.

Yasin Aktay'ın sözleri kamu bilincinde, bütün bu adımların devamı olarak görüldü. Milletin biriken öfkesi, AKP MKYK üyesine karşı patladı.