Anjiyoda kur krizi
Küçük bir kesiden vücudun içine gönderdikleri iğne, kateter aracılığıyla çok sayıda hastalığın tedavisinde kilit role sahip olan radyologlar, dışa bağımlılık nedeniyle malzeme sıkıntısı yaşıyorlar. Prof. Dr. Halil Öztürk, ‘Önlem alınmazsa mağduriyetler yaşanabilir’ dedi
Özlem Konur Usta
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği’nin 12. Girişimsel Radyoloji yıllık toplantısı, 9-12 Mart 2017 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Girişimsel radyoloji uzmanları, alanlarında yaşanan yenilikleri paylaştı, sorunlara çözüm aradı. Toplantıda SGK’nın fiyatlandırma politikası nedeniyle malzeme alımında yaşanan sorunlar da gündeme geldi.
Girişimsel radyoloji hakkında Aydınlık’a bilgi veren Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) Başkanı Prof. Dr. Halil Öztürk, “Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği fiyatlar, piyasa rayiç bedelinin çok altında. Önlem alınmazsa mağduriyetler yaşanabilir” dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Öztürk, girişimsel radyolojinin tanısal radyolojide kullanılan röntgen, mamografi, ultrason, doppler, tomografi ve emar gibi görüntüleme cihazlarını kılavuz yaparak hastalıklara müdahale ettiğini belirtti. Öztürk, “Girişimsel radyolojide büyük ameliyat kesileri yoktur. Sadece bir iğnenin ve arkasından kateter dediğimiz plastik boruların geçeceği kadar küçük kesiler yoluyla operasyonlar gerçekleştirilir. Ancak işlemler sırasında, değişik görüntüleme cihazları ile sürekli kontrol vardır ve vücut içine gönderilen iğne veya kateterlerin nereye gittiği sürekli takip edilir. Sıklıkla kullanılan kılavuz görüntüleme yöntemleri ultrason, tomografi veya anjiyografi cihazıdır” dedi.
‘HEKİMLER YERLİ ÜRETİM İSTİYOR’
Girişimsel radyolojinin yüksek teknolojiyi kullanan bir alan olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Maalesef kullandığımız malzemelerin çoğu ithal. SGK’nın fiyatlandırması nedeniyle zaman zaman malzemelerin temininde güçlük yaşıyoruz. SGK, bu fiyatları belirlediği dönem dolar 1,5 liraydı. Firmalar, bu sorun nedeniyle malzeme getirmek istemiyorlar” diye konuştu.
Hastane yöneticilerinin ve hekimlerin olağanüstü çabasıyla sorunun henüz hastalara yansımadığını dile getiren Öztürk sözlerine şöyle devam etti: Malzemelerin büyük çoğunluğu ithal. En büyük isteğimiz bütün malzemelerin yerli olması. Bunun için yerli üreticiler gelip bize malzeme üretimiyle ilgili danıştığı zaman elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Anjiyo sırasında kullandığımız kateterler ya da beyin damarlarının tedavisinde kullandığımız malzemelerin temininde zaman zaman güçlük yaşıyoruz. Önlem alınmaması halinde ileride hasta mağduriyetleri yaşanabilir.
