24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Bu ürün kimyasal bir bomba’

CNN TÜRK'te Deniz Bayramoğlu'nun sunduğu Gündem Özel'de ünlü bir krem çikolata markasındaki palm yağının kanserojen olduğu açıklamaları üzerine başlayan tartışmalar uzmanlarca masaya yatırıldı.

‘Bu ürün kimyasal bir bomba’
A+ A-

Programın konukları arasındaki Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, söz konusu ürünü "kimyasal bomba" olarak nitelendirirken, Prof. Dr. Ali Esat Karakaya da, “Maydonozda, kerevizde de kanserojen maddeler var" dedi.

Ünlü bir krem çikolata markasının kullandığı palm yağının kanserojen olduğu iddialarını değerlendiren Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, söz konusu ürünü, “kimyasal bomba” olarak nitelendirdi. Aktaş, “Bu ürünün yarısı şekerden oluşuyor. Palm yağına gelene kadar onun içinde bir sürü katkı maddesi, lezzet artırıcı madde, bir sürü şeker ve mısır şurubu var. Bütün bunların birleştiği kimyasal bombanın içinde biz sadece palm yağını mı konuşacağız?” dedi. Aktaş, “Palm yağı işlemden geçmiş bir yağdır, burada sorun rafinasyondan geçmesidir. Siz zeytinyağını da rafine edip, Riviera yağı yaparsanız o da insan sağlığına zararlıdır. Ben bir doktor olarak işin ticaret yanına değil insan sağlığı yanına bakarım. Bu açıdan baktığımda da konuştuğumuz üründeki rafine palm yağıdır. Bu rafinasyon işlemi yağın zararlı hale gelmesine sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

TİCARİ MANİPÜLASYON

Konuklardan Dr. Yavuz Dizdar, palm yağı tartışmasının ticari manipülasyon olduğunu iddia etti. Dizdar, "Bu bir endüstriyel yağ üretim biçimidir. Ben bunu kanserde etkendir diye tanımlayamıyorum. Mevcut ürünlerin içerisinde palm yağı, bir tane ürünün üstüne odaklanıp bu yapıyormuş şekline getirilirse ben bunu ticari manipülasyon olarak kabul ederim" dedi.

Palm yağının kanserojen olduğu iddialarını değerlendiren Prof. Dr. Ali Esat Karakaya da, “Maydonozda, kerevizde de kanserojen maddeler var. Önemli olan dozu” dedi. Programın konuklarından Prof. Dr. Karakaya, hatırı sayılır bir toksikoloji uzmanı olduğunu belirterek, “Size ezber bozan şeyler anlatacağım” dedi.

Karakaya, “Yüzden fazla deney hayvanı kanserojeni aldık. Kahve içtiniz mi? 17 deney hayvanı kanserojeni aldınız. Veya maydonoz yediyseniz ama kerevizde de kanserojen maddeler var. Diyeceksiniz ki, bunlar kanser mi yapıyor? Hayır çünkü doz önemli. Bütün bu çalışmada, EFSA çalışması da hangi doz ne yapıyor riskini belirlemek için yapılıyor. Niye böyle çalışmalar yapılır. Çünkü söylenen bu maddeler zaten endüstride daha önce kullanılıyordu. İlaç endüstride ara madde olarak kullanılıyor. Bir madde endüstride kullanılınca toksik testleri yapılıyor. Gıda da rastlanınca insana ne kadar ulaşıyor diye araştırıldı. Risk her zaman var. Önemli olan izleniyor mu ve yönetiliyor mu? Her şeyde risk var yoksa” dedi.

GDO'LU ÜRÜN VE DİYABET TARTIŞMASI

Programda işlenmiş gıdaların sağlığa zararları olduğu görüşünü savunan Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş ile Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Esat Karakaya arasında tartışma yaşandı.
Dr. Ümit Aktaş'ın programda, endüstride kullanılan işlenmiş gıdalar ve GDO'nun sağlığa zararlı olduğu yönündeki sözlerine, gıda mühendisi Yrd. Doç. Dr. Fahri Yemişoğlu ve Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Esat Karakaya'dan bunun ekonomiye zarar vereceği anlamına çıkan itirazlar geldi.

"Bizim sağlığımız bozulduğu zaman bunun yarattığı zarar, kronik hastalıkların patlamasının getirdiği zarar ne olacak?" diye soran Dr. Ümit Aktaş, 1998-2010 yılları arasında diyabetin yüzde 85, pre-diyabetin yüzde 400 arttığı şeklindeki araştırma sonuçlarını paylaştı. Türkiye'de önümüzdeki 10 sene içinde 20 milyona yakın diyabet hastası olacak insanlar bulunduğunu söyledi. ABD'deki bir araştırmadan söz eden ve 50 yaşında Tip 2 Diyabet teşhisi konulan bir kişinin ölene kadar sisteme maliyetinin 250 bin dolar olduğunu aktaran Dr. Ümit Aktaş, Türkiye'deki rakamın nasıl bir ekonomik maliyet yaratacağına işaret etti. Dr. Aktaş, "Ne demek bu? Türkiye'nin bütçesi yetmez. Trilyonlarca dolardan bahsediyoruz. Ne sebep oldu buna? Genetiğine müdahale edilmiş buğday neden oldu" dedi.
Dr. Aktaş'ın bu sözlerine Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, "O kadar daldan dala ki hepsinin cevabı var. Siz uzman olmadığınız konuların hepsine bir laf atıyorsunuz" diye tepki gösterdi.

Bunun üzerine Dr. Aktaş, hekim olmayan Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Karakaya'ya "Siz diyabet uzmanı mısınız?" diye sordu. "Hayır, değilim" diye yanıt veren Prof. Dr. Karakaya, "Siz de değilsiniz" diye karşılık verdi. Bunun üzerine gerginleşen tartışmada Dr. Aktaş, "Benim doktor olarak bu konularda söz söyleme hakkım var. Ne konuşacağımı sizden öğrenecek değilim" dedi. Prof. Dr. Karakaya da "Bitkisel ilaç düzenlemesi yapın, onların nasıl pazarlandığını anlatın" diye ithamda bulundu. Dr. Aktaş ise, "Bitkisel ilaca falan girmedim, hiç öyle konuşmadım, lütfen ne konuştuğunuzu duyarak konuşun" diye karşılık verdi.

Son Dakika Haberleri