25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Salatalıklar Moskova’ya!’

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-


Birkaç gündür Ankara dışındayım. Turfanda sebze deposu Antalya’da. Hem ziyaret, hem tatil gibi bir şey. Vatandaşlarla sohbet ediyorum. Herkeste bir telaş, bir telaş! Turfanda sebzede yeni sezon için hazırlıklar başlamış. Özellikle çiftçiler hareketli. Bir ayakları bankada, bir ayakları noterde! Sıkıntıları büyük. İnsanların birbirine senetsiz sepetsiz borç para verme dönemi biteli çok olmuş.
Yaşlılar, yaşananları anlamakta güçlük çekseler de düzene uymuşlar. Dostlar arasında güven “kağıtlarla” sağlanır olmuş.
KAĞIT CIRAR, SÖZ CIRMAZ!
Bunları görünce birden İranlıları hatırladım. Bir dostum İranlılarla iş yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Tahran’daydı. Yıllardır tanıdığı yaşlı bir İranlı ile iş bağlantısı yapmış. “İşi resmiyete dökelim, notere gidelim” talebinde bulununca yaşlı İranlı karşı çıkmış. “Kağıt çırar, söz çırmaz” demiş.
Türkiye’de de eskiden böyleydi. “Söz senetti.” Şimdi “güvenin” “senetle, çekle” sağlandığı günlere geldik. Şu aralar işler daha da kötüleşti. “Çeke, senede” de güven kalmadı. Banka garantisi aranır oldu.
SEZONU BORÇLA KAPATTIK
Üretici dertli. 2013-2014 sezonunu borçla kapatmışlar. Alanyalı Hüseyin Amca, “Hiç bu kadar kötü olmamıştı. Geçen sezon bizim köyde bir iki kişi dışında herkes zararda. Kendi emeğimizi, çocukların, hanımın emeğini de sayarsak büsbütün içerdeyiz” dedi.
Yeni sezon için kara kara düşünüyor. “Bizim buralarda çiftçinin seneyesi bitmez” diye devam etti. “Yapacağımız bir şey yok. Mecbur yeniden ekeceğiz. Ama daha az gübre, daha az ilaçla bu iş olur mu bilmem” diye sitem etti.
“UMUT RUSYA”
Turfanda sebze üreticisi Ortadoğu’dan umudu kesmiş. Beklentisi Rusya pazarı. Herkes birbirine Rusya pazarının açılacağını söylüyor. Gelişmelere, Rusya, Avrupa, ABD ilişkilerine iyice kulak kabartır olmuşlar.
Kahvede sohbet ediyoruz. Avuçları iyice çatlamış biri söze girdi. “Putin’i televizyonda görünce sesini açtırıyorum, çocukları susturuyorum” diye başladı. “Eskiden ‘Komünistler Moskova’ya’ derdik, şimdi umudumuz oldu. Köyde herkes ‘domatesler, salatalıklar Moskova’ya’ diye bağırıyor. Bu hükümet bizi perişan etti” diye devam etti. Masadakilerin hepsi onu onayladı.
Bu ifadeleri daha önce de duymuştum. Birkaç kişi söylerdi. Şimdi genel kabul görür olmuş. Çok anlamlı!
ESNAFIN RAFI BOŞ!
Esnafın durumu çiftçiden de kötü. Raflar giderek boşalıyor. Gazipaşalı küçük esnaf Mehmet Bey durumunu anlatmak için bir merdiven getirip dükkandaki raflara dayadı. Hızla basamakları tırmandı. Üst raflardaki peçeteleri aldı. Arkaları tamamen boş. “Dükkanı toplasan en fazla 5 bin liralık mal çıkar. Ne satıp ne kazanacağım” diye bir küfür salladı.
“Dükkanı kapatacağım ama ne yapacağım?” diye sordu. O da “çaresizlikten, mecburiyetten” söz etti. “Aslında bizim durumumuz Suriyeli sığınmacılardan kötü. Ama AKP onları görüyor bizi görmüyor” diye sitem etti.
KURBANLIKLAR ELDE KALDI
Bayramın ilk günü. Ama çiftçiye, köylüye bayram yok. Onlar ekmek derdinde. Dağ köylerinden gelip kurbanlık satmaya çalışanların suratları asık. “Bu bayram bir şey olmuş. Malımız elimizde kaldı. Onca masrafımız da boşa gitti” diye üzgünler.
Biraz sohbet edince, hemen dökülüyorlar. Eskiden kabahati başka yerlerde ararlardı. Şimdi hemen hükümeti suçluyorlar. Sessiz dursalar da gelişmeleri yakından izliyorlar. Suriye’de, Irak’ta yaşananları biliyorlar. PKK konusunda çok hassaslar. Onlar da “çözüm değil çözülme” diyorlar. Bıçağın kemiğe dayandığını söylüyorlar.
En çok da muhalefet partilerine kızgınlar.