Sanki zaman yok...

Bilim adamları uzay-zaman ilişkisine dair kuramlar geliştirmişler... Benimkisi Albert Einstein’in kuramına yakın sanırım:
Ona göre zaman değişkenlik gösterebilir ya...
Bence zaman hem var hem yok...
Hadi varlığını kabul edelim de ölçüsü sandığınız gibi değil.
Örneğin, size 500 sene gibi gözüken bir zaman dilimi belki beş saat, belki beş saniye bile değil.
***
Nereden çıkardım bunu?
1460’larda Edirne’deki Üç Şerefeli Cami önünde yalımı göklere çıkan bir ateş yanıyor. Edirne Müftüsü Acem Fahreddin, halkı başına toplamış bağırıyor:
“Bu Hurufîler dinsizdir; yüce padişahımız Mehmet Han’ı da kandırmışlar, sarayına kadar sızmışlardır. Bunları ateş ile yok etmek Müslüman olanın boynuna borçtur.”
Ve oradaki Hurufi dervişler ateşe atılıp diri diri yakılıyorlar. Müftü insanları yakmak için öyle kendinden geçmiş ki ateşi üflerken çıtır çıtır sakalı yanıyor da farkında bile değil.
Uydurma değil bu olay. Merak edenler, Osmanlıda Karşı Düşünce ve İdam Edilenler adlı çalışmamızda Fazıl Tebrizî ve Hurufiler bölümüne bakabilirler. Kitapta böyle başka faciaları da bulacaksınız.
Sonra 2 Temmuz’da Sivas’a bakıyoruz...
Yıl güya 1993...
Ama aynı insanlar, aynı görüntü...
Zaman donmuş...
Zihniyet katılaşmış ya zamanı da katılaştırmış. 
Ha 1460, ha 1993...
Arada bir saniyelik kadar bile fark yok...
Hani nerede zaman?

1 MART-4 TEMMUZ
Nedense aklıma bu iki tarih geliyor. İç içe geçtiklerini düşünüyorum ve diyorum ki zaman yine yok gibi...
Hatırlayın: 1 Mart 2003’te TBMM’de, Amerikan askerlerinin Türkiye’yi kullanarak Irak’a girmesine onay verecek tezkere görüşülmüş ve reddedilmişti.
Deniz Baykal liderliğindeki CHP o gün Sakarya Savaşı’ndaki bir duruşla savaşmıştı.
‘Evet’ isteyen AKP’nin içinden 100 milletvekili de Amerikan isteğine göre düzenlenen tezkereye hayır oyu vermişti.
CHP adına konuşan Önder Sav, gelecek ABD gemileri için “düşman gemileri” tabirini kullanmıştı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Donald Rumsfeld, daha sonra, “Tezkerenin kabul edileceğinden emindik. Reddedilmesi bizim için siyasi bir utançtı!” diyecektir.
Ve 4 Temmuz günü...
ABD’de 4 Temmuz Ulusal Kurtuluş Günü gösterilerle, eğlencelerle kutlanırken...
Irak’ın Süleymaniye kentinde bulunan ABD komandoları, oradaki Türk birliğini basıp 11 askerimizin başına çuval geçiriyor.
Utancın öcünü böyle alıyor Amerika...
Görüyorsunuz değil mi 1 Mart ile 4 Temmuz iç içe geçmiş...
Yetmiyor...
İktidarı yanına alıyor; emrindeki Fethullahçı çeteyi de kullanıyor...
2007’de Ergenekon ile vuruyor, 2010’da Balyoz geliyor... Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un tutuklanması geliyor... 1 Mart 2003 ile, 2007, 2010, hatta 2012 aynılaşıyor...

KOPAN ZAMAN
Zaman yüzyılları tek saniyeye sığdırır da acaba uzamaz mı?
Bence uzuyor, hatta kopuyor...
2003’ün 1 Mart’ındaki CHP’ye bakın, bir de 2015 Temmuz’undaki şu CHP’ye...
Araya yüzyıllar girmiş gibi gelmiyor mu size?
İleriye doğru bir sıçrayış görüntüsünde bu parti zamanın ne kadar gerisine yuvarlandı, görebiliyor musunuz?
Ben çok açık görmekteyim...
Lakin, CHP’liler için şimdilik bu zaman donmuş durumda... Filmin kopması gibi bir şey... Onların zamanı öksürüyor, aksırıyor, topallıyor ama yürüyor...
Aradan çağların geçtiğine inanmayan CHP’liler lütfen 1 Mart’ı yeniden hatırlasın...
Amerikan gemilerine düşman gemisi diyen CHP yönetiminden Amerikan ajanlarının tepelere çıktığı yeni yönetime evrildiniz...
Zaman o kadar uzamış, o kadar açılmış ki sanki aradan milyonlarca yıl geçmiş...