25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sansürcülük Oda TV’ye yakışmadı

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Ortaokul yıllarında Mayk Hammer romanlarına bayılırdım. Çünkü, Mayk sonunda katili bulur, onu göbeğinden mıhlardı.

Oda TV ile birkaç gündür yürüttüğümüz polemikte onlar da beni mıhladılar. Baktım ki 14 yıl içinde bir yazımı bulmuşlar, “Gününü gördün mü?” havasında veriyorlar:

“Arşiv unutmaz... Aydınlık yazarı Rıza Zelyut'un 2011 yılında Fethullah Gülen'e övgüler dizdiği yazısını ortaya çıktı.”

BÖYLE HABERCİLİK OLUR MU?

Fethullahçılar son yıllarda bu yazıyı her yere yaydılar, beni bu yazı ile engellemeye çalıştılar. İşte Oda TV bula bula onu buldu. Bulup kullandı da hile yaparak kullandı.

Bu yazı, 2011 koşullarında kıstırılmış bir patrona biraz nefes aldırabilmek için belki yararı olur diye yazılmış bir hatır yazısı idi. Abartılı başlığı, zaten inandırıcı olmadığını göstermek içindi. Yazının tümüne bakın: Fethullah Gülen’i içermesine karşın Türkçe’nin korunmasına yönelik bir yazı olduğu görülecektir.

Üstüne üstlük bu yazıda, Fethullah Gülen ile yollarımı çok önceden ayırdığımı dile getirdim.

Gelin görün ki Oda TV’ciler, beni kötü gösterebilmek için yazının o kısımlarını atmışlar; yani yazımı okurlarına sansürleyerek vermişler.

Yakıştı mı ey Oda TV?

Sırf kötü göstermek adına bir yazarın yazısını işinize gelecek biçimde kesip biçmek; işinize gelmeyen yeri atıp kalanını sunmak ne demektir?

Beni bırakın da sansür uyguladığınız okurlarınızdan özür dileyecek misiniz?

AÇIK YALAN

Sadece bu da değil… Bir önceki hücumlarında, benim, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın 25 Aralık 1997’de verdiği ödülü 7 ay dolmadan reddetmemi bile çarpıttılar.

“Rıza Zelyut 2005 yılında “Meğer bütün olay bir takiyeymiş; ödülü iade ediyorum” açıklamasında bulunsa da” diye yazmak ne demek?

Ben ödülü sanki 2005 yılında reddetmişim anlamı çıkmıyor mu buradan? Halbuki ATV’de ve Akşam Gazetesi’nde ödülü 20 Haziran 1998’de reddettiğimi açıklamışım, yazmışım.

1998’de yazdığımı 2005 gibi göstermek de başka bir Oda TV başarısı olsa gerek…

Anladın mı oradaki Mayk Hammer?

YARGILANDIĞIMIZ YILLAR

Yazının yazıldığı tarih ilginçti. Güneş Gazetesi’ndeki 10 Mart 2010 tarihli Alevi Düşmanı Savcılar başlıklı yazım yüzünden Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’a hakaretten hakkımda kamu davası açılmıştı. Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyordum. Nedim Şener de aynı mahkemede hesap vermekteydi.

FETÖ’cüler, bizi beraat ettirebileceğini düşündükleri mahkemenin bayan yargıcını değiştirip başka bir ismi oraya oturttular. Ve 2 Mayıs 2012 tarihli duruşmada 16 ay hapis cezası aldık. Yani Fethullah Gülen’i övmem bir işe yaramadı.

Yetmedi, Osman Şanal tarafından Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde aleyhimde tazminat davası da açıldı. Buradan da ceza aldım. Bu mahkumiyeti o dönemin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi hemen onayladı.

Aynı dönemde Rasim Ozan Kütahyalı isimli yeniyetme gazetecinin Taraf denilen casuslar gazetesinde Cumhuriyet rejimine attığı iftirayı eleştirdim diye başka bir cezaya çarptırılmıştım.

Bütün bunlar benim “övgüler dizdiğim” Fethullah Gülen’in adamlarının zarf içinde bana verdikleri ödüllerdi…

Ve ayrıca bütün bu dönemde ikide bir kulağım çekilmekteydi… 2013 Ağustosunda yazılarım kesildi, sonra işten atıldım.

BUGÜN NEREDESİN?

Benim diğer yüzlerce yazıma hiç uymayan o yazıyı yazmakla da yanlış yaptığımı daha o günlerde dile de getirdim. Ama söyleyin: Bu yazıyı yazdım diye Fethullahçılara teslim mi oldum? Onlarla mücadeleden vaz mı geçtim?

Ey Oda TV! Hangi yazarınız benim kadar Fethullahçıların operasyonlarına karşı dik, açık, kararlı yazılar yazdı?

Katıldığım onca televizyon programında ne zaman FETÖ’cülere ve AKP’ye arka çıktım? O programlarda bu operasyonların kumpas olduğunu ortaya koyan ben değil miydim? Bavulcu Mehmet Baransu’yu Habertürk TV’deki tartışmada rezil etmedim mi?

Bana lütfen Ergenekon, Balyoz, Ulusal Kanal-Aydınlık-İşçi Partisi, Askeri Casusluk, Oda TV gibi FETÖ kumpaslarında, bu kumpaslara arka çıkan 1 yazımı, evet 1 yazımı gösterin; sizlerden bin kere özür dileyeyim.

Ben asla kötü niyet taşımadan Soner Yalçın’ın Sorosçu Cumhuriyet’e arka çıkmasını eleştirdim diye Zekeriya Öz havalarında iddianame yazmanızın anlamı nedir?

Niye sizin bu haberinizi okurken aklıma FETÖ’cü polis Ali Fuat Yılmazer geldi acaba?

Aşağıda, sizin sansürlediğiniz o yazının tümünün fotoğrafı var. Bir daha okursanız attığınız yerleri görüp utanacaksınız.

Sansürcülük Oda TV’ye yakışmadı - Resim : 1