24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Savcı Şanal ‘Paralel’den sorgulanmayacak mı?

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

40 yıl boyunca arkasındaki Amerikan elini kullandı. Fethullahçı çete, yargıdaki kendine bağlı savcıları ve hakimleri aracılığıyla masum insanları zindanlara tıktı, nice ocakları söndürdü... Geldiğimiz noktada ise durum tersine döndü:* Ergenekon denilen kumpas davasını başlatan Fethullahçı Zekeriya Öz yurt dışına kaçtı. İmralı görüşmelerinde, PKK elebaşısı Öcalan bile, Ergenekon’un Cemaat’in savcıları tarafından yapıldığını söylüyor. Yargıtay, bu gerçeği görecek, tüm suçlananları beraat ettirecek ve bu tuzağı kuranlar hakkında soruşturma yapılmasını isteyecektir. Çünkü benzer davalarda böyle sonuçlar alındı.* Türk ordusuna hukuk üzerinden savaş açan Fethullahçıların tuzak davası Balyoz bitti. Bu davada belgelerin uydurma olduğu ortaya çıktı. Yargılananlar beraat ettiler.* Fethullahçı komplo sonucunda Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin bile içine sokulduğu Poyrazköy Davası da yargılananların beraatiyle sonuçlandı.* İstanbul Askeri Casusluk Davası denilen davanın da iftira olduğu mahkeme kararıyla kesinleşti ve suçlananlar aklandılar.* Bütün bu yargılamaları yürüten mahkemeler; bu soruşturmaları açan-yürüten savcılar, yargıçlar ve belge uyduran polisler hakkında suç duyurusunda bulundular.Geçen yıl ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffery itirafta bulunarak şöyle dedi: “...bu suçlamaların merkezinde olan amatörce tahrif edilmiş sahte belgelerin olduğunun son derece farkındaydık.”SAHTEKÂRLIKLA CEZASon olarak Paralel Yapı’nın Erzincan’da 2010’da başlattığı operasyonun da kumpas olduğu ispatlandı. Hatırlayın: Dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, 2009’da ucu Fethullahçılara uzanacak bir soruşturma başlatınca, Paralel Yapı karşı atağa kalkmıştı. Erzurum’dan gelen özel yetkili Savcı Osman Şanal; 17 Şubat 2010 tarihinde başsavcıyı makamında basmış; onu tutuklatmıştı. Suçu da Ergenekoncu olmaktı(!)Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2015/4 numaralı gerekçeli kararı gösteriyor ki dönemin Erzurum Savcısı Osman Şanal, İlhan Cihaner’e tuzak kurmuştur. Onu mahkûm ettirebilmek için rüşvet işi nedeniyle meslekten atılmış olan eski İliç Savcısı Bayram Bozkurt’u “Efe” kod adıyla gizli tanık yapmış ve iftiracı olarak kullanmıştır. Karşılığında da Bayram Bozkurt, kimliği değiştirilerek yeniden savcı yapılıyor. HSYK durumu anlayınca bu adamı yeniden atıyor savcılıktan.İşte Osman Şanal bu... İşte ondan sonra bu işi devam ettiren Savcı Taner Aksakal bu...Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a soruyorum: Paralel Yapı ile mücadele ediyorsunuz da bu sahte tanık imal eden savcılar; onların istediği gibi kararlar veren yargıçlar ne olacak?Yine HSYK’ya çağrıda bulunuyorum: Osman Şanal ve bağlantıları size Paralel Yapı’nın bağlantılarının bir kısmını gösterecektir. Haklarında suç duyurusu yapılan bu savcıları ve yargıçları ne zaman teftiş edip de gereğini yapacaksınız?KES SESİNİ ORHAN PAMUKUtanmadan ikide bir konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da gönderme yapmış: “İşte seçimi kazanıyorsun, yüzde 50 aldın, daha ne istiyorsun, daha kimi döveceksin!.. Bu kadar baskıcılıkla yavaş yavaş oy kaybedersin. Biraz daha gülümser olsan, yumuşak olsan oyun düşmez. Ama bunu da artık ben mi söyleyeceğim?”Kes sesini be adam!Bugün Erdoğan’a çatarak değer kazanmaya çalışıyorsun.Halbuki dün onu överek prim yapıyordun.Biz, 2003’ten beri AKP’yi ve zihniyetini eleştirirken sen bu Erdoğan’ın eteklerini öpmüyor muydun?Ben, “İnsanoğlu dinsel kurumlara karşı mücadele ederek demokrasiyi kurmuştur. Din üzerinden gidilerek demokrasi geliştirilemez.” diye yazarken sen ve senin gibi Batı kuklası sözde aydınlar; bunları laik cumhuriyetçilerden daha üstün diye övmediniz mi?Siyasal dincileri demokrat, demokratları ırkçı/faşist göstererek aşağılamadınız mı?Hrant Dink’i katleden Fethullahçı-Siyasal İslamcı ittifakını Türkiye’nin kurtuluş kadrosu diye göklere yükseltmediniz mi?Bizler o zamanlar bu gerçeği görüyorduk da sizler görmüyor muydunuz?Kendinizi aptal veya aldatılmış yerine koyarak günahlarınızdan kurtulmaya çalışmayın.Ben nasıl bu kadroların zihniyetini biliyor idiysem Orhan Pamuk sen de biliyordun.Fakat Amerika sana ve senin gibilere bir görev vermişti: Ilımlı İslami Lider Erdoğan’a destek olmak. O da Türkiye’yi, laik olan Türk milletinden arındırıp yerine Amerikan dostu İslamcı bir ümmet getirecekti. Ortak göreviniz; Türkiye’de “Amerika defol” diyenleri ezmek; “Biji serok Obama!” diyenleri kuvvetlendirmekti.Aradan zaman geçti, Erdoğan-Gülen çatışması patladı. Sizin o zamana kadar demokrat olan Erdoğan’ınız birden kötü adam oluverdi. Böylece sen, Kemal Kılıçdaroğlu, Fethullah Gülen ve Selahattin Demirtaş aynı cephede buluşup Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeye başladınız.Yani bizim yanımıza geldiniz...Ama çok iyi biliyoruz: Dünkü övgülerin ne kadar sahte ise bugünkü eleştirilerin de o kadar yalancıdır...Yarbay Ali Tatar’ın kanı senin kalemine bulaşmıştır. Kuddusi Okkır’ın canını alanlardan birisi de sensin... Nobel ödülü alman da bu kimliğini değiştirmemiştir. Aklıma her nedense Ziya Paşa’nın o meşhur beyti geldi yine:“Bed asla necabet mi verir hiç üniforma/Zer-duz palan ursan eşek yine eşektir”MUSTAFA BALBAY: Cumhuriyet Gazetesi’ne el koyan Kürtçü-Fethullahçı Amerikancılar, Mustafa Balbay’ı da kovdular. Bunun olacağı gün gibi ortada iken Balbay şaşırmış, bağırıyor.Bağırma Mustafa kardeş, bağırma! Bunlar bırak seni; şu an Uğur Mumcu yazıyor olsa onu bile atarlardı Cumhuriyet’ten. Baksana Uğur Mumcu’nun savunduğu değerlere küfredenler şimdi orada el üstündeler.Gazetenin okurları; bu Amerikan devşirmeleri üstüne sifonu çekmeden orası temizlenemez.