28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Seçimlerin gündemi de ‘Avrupa’nın bağımsızlığı’

AB seçim kampanyasında dış politika, savunma, ekonomi alanlarındaki belirleyici kuruluşlar bir noktada buluşuyorlar: AB silah ve savunma sanayisinin özerkliği, ekonomik açıdan bağımsız ve güçlü AB, Atlantik’ten bağımsız bir dünya gücü olmak

Seçimlerin gündemi de ‘Avrupa’nın bağımsızlığı’
ALİ MERCAN / FRANKFURT

23 Mayıs’ta başlayan Avrupa Parlamentosu seçimleri 26 Mayıs günü, Almanya’nın da oy kullanmasıyla sonuçlanıyor. 27 AB üyesi ülkeden 413 milyon seçmen oy kullanıyor. Daha önce 705 olan milletvekili sayısı ise 751’e yükseliyor. Avrupa çapında geleneksel kitle-halk partileri oy kaybederken, muhafazakarlar durumunu koruyor ve milliyetçi akımlar yükselmeye devam ediyor. Almanya ve Fransa bunun en çarpıcı örneği. Fransa’da Le Pen Almanya’da AfD. Benzer durumlar Avusturya ve İtalya’da da gözleniyor. Son haftanın kamuoyu yoklamalarına göre Almanya’da oylar şöyle dağılıyor: CDU/CSU yüzde 28-30, SPD 18, Yeşiller 17, FDP 7, Sol Parti 7, AfD 12, diğer 12-10.

BİRİNCİ GÜNDEM ‘AVRUPA ORDUSU’
AB seçim kampanyasında dış politika, savunma, ekonomi alanlarındaki belirleyici kuruluşlar bir noktada buluşuyorlar: AB silah ve savunma sanayisinin özerkliği, ekonomik açıdan bağımsız ve güçlü AB, Atlantik’ten bağımsız bir dünya gücü olmak.

Berlin’in ‘Avrupa Ordusu’ konusunu Avrupa seçimlerinin bir gündemi haline getirmesi, Washington’la yeni çatışmalara yol açtı. AB Komisyon başkanlığına aday olan Manfred Weber (CDU) "Ben mutlaka AB Ordusunu istiyorum" açıklaması yaptı. Daha önce Almanya Başbakanı Angela Merkel, Meclis Başkanı Wolfgang Scheuble ve özellikle milliyetçi-muhafazakar ve Sosyal Demokrat partilerden politikacılar Avrupa Ordusu ihtiyacının dayattığına vurgu yaptılar.

Bu arada Brüksel, Avrupa Ordusu inşasını ilerletiyor. Almanya askeri projesi PESCO ve Fransız IEI, AB silahlanma sanayii fonu, devam eden manevralar ortak bir savaş gücü inşasına hizmet ediyor. Almanya özel kuvvetleriyle, Hollanda birlikleriyle ortak askeri eğitim yapıyorlar. Geçenlerde Romanya da benzer bir prova yaptı. Bu arada milyarlarca Avro tutan AB savunma bütçesiyle sadece Birliğe bağlı ülkelere silah ürettirilmesi, Washington’un protestolarına hedef oldu. Ayrıca Almanya, AB toplamından farklı olarak ABD’den aldığından daha fazlasını ona satıyor. Kızışan son ticaret savaşlarında silah önemli bir yer tutuyor.

SİLAH SANAYİSİ VE TİCARET SAVAŞI
ABD ile AB arasındaki çatışma konularından biri de silah satışı. ABD, Birlik karşısında bu alanda da açık veriyor. 2008-2018 arasında Almanya 1 milyar dolarlık ithalatına karşılık ABD’ye 5 milyarlık savunma malzemeleri ihracatı yaptı. ABD, bu alanda da Almanya ve AB’nin yükselişini önlemeye çalışıyor.

Avrupa’nın birlik ve kaynaşmasının savunucusu Alman Sanayiciler Birliği (BDI), Avrupa seçimlerinin ‘Güçlü ve birleşik bir Avrupa’ için değerlendirilmesi çağrısı yaptı. Açıklamada Avrupa’nın ‘Barış, özgürlük ve refah için biricik yer’ olduğu iddia edildi. BDI bu açıklamayı İtalya ve Fransa’nın önde gelen sanayi kuruluşlarıyla birlikte yaptı.

Bertelsmann Vakfı’na göre Almanya, AB ortak pazarını en önde savunan ve yararlanan ülke. AB Politikaları merkezinin Şubat ayı verilerine göre de Avro’ya geçişin esas kazananı Almanya.

ABD, AB’ye karşı otomobil endüstrisi başta olmak üzere gümrük vergileri yoluyla ticaret savaşlarını sürdürüyor.

TÜRKİYE KARŞITLIĞI
Hollanda İşçi Partisi, Alman Sol Parti başta olmak üzere kendini ‘Sol’ olarak tanımlayanlar ve Sosyal Demokrat partiler, Türkiye karşıtlığının başını çekiyor. Geçenlerde CHP ve bölücülerle birlikte kutlama yapan Kati Piri, Osman Kavala, Demirtaş, FETÖ ve PKK’lılar için AB’yi göreve çağırdı. Türkiye karşıtı bütün bölücü unsurları destekliyorlar. Alman Sol Parti de PKK’nın bütün miting izinlerini alıyor ve polisin teröristler aleyhindeki engellerini aşmaya çalışıyor. Muhafazakar partiler Türkiye’nin AB’ye alınmayacağı propagandasını sürdürüyor.

TÜRK ADAYLARDAN BEKLENTİLER
Avrupa Partilerinde çok sayıda Türk kökenli aday bulunuyor. Bir milyona yakını Almanya’da olmak üzere bütün Avrupa’da 3 milyon Türk kökenli seçmen var. Vatandaşlarımız adaylardan, eşit adil ilişkilerin geliştirilmesini bekliyorlar.

Öte yandan Atlantik’ten her bakımdan uzaklaşan ve bağımsızlaşan Avrupa’nın güçlenen politikaları Avrasya ve Batı Asya ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde ilerliyor. 5 milyon Türk Gücünün baskı gücüyle Türk kökenli milletvekilleri bu alanda önemli roller oynayabilirler.

Son Dakika Haberleri