Şenol Güneş’e sorular...

Sevgili arkadaşım Şenol Güneş, seninle çok uzun yıllardır tanışırız. 1991 yılında açılan teknik direktörlük kursunu birlikte bitirdik. 2.5 ay süren kurs boyunca gösterdiğin özveriyi hiç unutamam. Bunu birçok kez dile getirdim. Ayrıca çalıştırıcılıktaki ciddiyet ve özverini, futbolcularına yardım etme çabanı da yakından biliyoruz. Bir eğitimci teknik adam olarak senin konumundaki insanların her takımın başında olmasını isteriz. Bunların hepsi benim içten gelen samimi görüşlerimdir. Ancak geçen yıldan bu yana devam eden sıkıntılar var ve bunlar Benfica karşılaşmasında bir kez daha gözler önüne geldi. Bu sıkıntıları sorularla sana yöneltmek isterim. Yanıtlaman gibi bir beklentim yoktur. Bu soruları belki sende kendine soruyorsundur. Çünkü eğitimci olmanın ön koşullarından biri kendini sorgulayabilmek, doğru diye uyguladıklarını zaman içinde yanlışlayabilmektir. Gelişme ancak bu şekilde olur. Geçen yıl Beşiktaş savunmasının ortası hem transfer hem de sakatlıklar nedeniyle dağıldığı günlerde elinde Gençlerbirliği’nin en iyi oyuncusu olarak transfer edilen Tosic vardı. Sırp oyuncu hem stoper hem de sol bek oynadığı halde onu yok saydın. Takıma ara transferde alınan Alexis’i oynattın. Onun Akhisar maçını katletmesi sonucunda Tosic’e görev vermek zorunda kaldın. O günden beri takımın bel kemiği oldu, Benfica karşılaşmasının da yıldızıydı. Tosic’i neden bu denli kadro dışında tuttun? Onun oynadığı futbol karşısında bir özeleştiri yapman gerekmez mi?

TAKTİK PLANLAMAN YOK MU?

Talisca henüz 22 yaşında genç bir oyuncu. Ama oyun yapısı Beşiktaş’a çok uygun. Hızlı futbol oynayan Beşiktaş’a hız kazandıracak niteliklere sahip. Aynı zamanda çok iyi duran top kullanan biri. Madem oynayabilecek durumdaydı neden Oğuzhan’ın sakatlanmasını bekledin? Bu denli iyi duran top kullanan bir oyuncun varken her topu başına neden Quaresma gidiyor? Senin bu konuda maç öncesi taktik planlaman yok mu? Quaresma Beşiktaş’ta oynadığı süre içerisinde kaç duran top kullandı ve bunların kaçından yararlı bir iş çıkarttı? Bu denli takımı aleyhine çalışan bir futbolcuya daha ne kadar katlanacaksın? Hiç kuşku yok ki, Beşiktaş bu sezon tarihinin en seçeneği bol kadrosuna kavuştu. Lige ve Avrupa’ya iki ayrı takım rahatlıkla çıkartılabilir. Böylesine bir kadro varken neden henüz hazır olmayan Aboubakar ile oyuna başladın? Geçen sezonun başında Mario Gomez için düşündüklerini neden siyahi oyuncu için uygulamadın? Henüz hazır olmayan ve son derece diri bir takım önünde Aboubakar sakatlansa sorumlusu kim olurdu? Bir teknik direktör transferde söz sahibi olmalı. En azından yönetime yol göstermeli. Çünkü alınacak futbolcuların ortaya koyacağı başarımgücünü(performans) en iyi teknik adam değerlendirebilir. Bu bağlamda artık neredeyse bitmiş Adriano’nun transferine neden engel olmadın? Onca yıl Barcelona’da oynamış, artık yolun sonuna gelmiş bir oyuncudan ne bekliyorsun? İyi olsaydı, Barcelona 600 bin dolar gibi futbolda çerez parası olarak bilinen bir edere bırakır mıydı? Adriano’ya güvenmediğin için mi Avrupa’da kimsenin yüzüne bakmadığı Caner Erkin’i transfer ettirdin? “Bize bek değil stoper lazım demiştin” şimdi takım içindeki seçenekler göz önüne alındığında 6-7(Beck, Gökhan Gönül, Caner, Adriano, Necip, Tosic,gerektiğinde Atiba) bek oldu. Bu sence bir büyük çelişki değil mi? Bütün bu sorulardan sonra en çok dile getirilen soruya gelelim: Beşiktaş iki yıl üst üste Bilic döneminde de çok iyi futbol oynadı. Senin bu futbola katkı yaptığın açık. Ancak Şenol Güneş’in “koçluk yeteneğinde eksiklik var” diyenlere nasıl bir yanıt verirsin?