Serena Shim ve katledilen vicdan

Mevcut sistem hasta, dengesiz, çarpık ve paranoyak. Telekulak casusluğu, yasal ve yasal olmayan dinlemeler, böcekler, kasetler, sahte belge ve delil üreten zihniyet; faili meçhul ve belli cinayetler; polis, HSYK, AYM ve devletin bütün kurumlarında zuhur eden tehlikeli kamplaşmalar ve bir türlü sonlandırılamayan tahkikatlar. Sivas’ta canları yakanları temsil eden avukatların taltif edilerek siyasi makamlarla ödüllendirilmesi, zaman aşımına uğrayıp raflara kaldırılan dosyalar ve yürekleri yakan lakaytlık. Hudutlarımız dingonun ahırından beter. Dünyanın bütün cinayet ve harami şebekeleri burada. Dünyanın bütün istihbarat örgütleri burada. Gazeteci, turist, araştırmacı ve benzeri kimliklerle sınır boylarında volta atanlar, başka ülkelerin topraklarına kaçakçılar gibi girip çıkanlar burada.

ERDOĞAN-DAVUTOĞLU REJİMİ HAZ ETMİYORDU

Serena Shim dünyaca maruf İngilizce yayın yapan İran Press TV’nin muhabiriydi. Aydınlık Dış Haber Servisi ve İngilizce neşredilen Aydınlık Daily gazetesi ile yakın çalışan bir basın emekçisiydi. Sorgulamalara maruz kaldı. Ajan olmakla suçlandı. Muhalefet ile çalışıyor ithamlarına maruz kaldı ve tehdit edildi. Mursi sonrası Mısır’da TRT çalışanları aynı ithamlara maruz kaldılar. İktidara yakın veya uzak olmanız sizin melek yapılmanız veya şeytanlaştırılmanız için yeterlidir. Belki de, Serena arabayı kullanan kameraman Judy Irish’in bir anlık dikkatsizliği sonucu karşı şeritten gelen kamyona çarpması sonucu hayatını kaybetti. Ancak, siz Serena’yı bu şekilde suçlar ve saldırırsanız, sizde aynı suçlama ve saldırılara hazır olmak zorundasınız. Siz Serena’yı hedef tahtasına koyarsanız, bölgede Serena’nın varlığından rahatsızlık duyan ve ortadan kaldırmak için fırsat kollayanları ve belki bu cinayetten sorumlu olanları gözden ırak tutmuş olursunuz. Moda TV’lerin ve gazeteci kılıklı silahşorların Serena’nın kanı üzerinden toplum mühendisliği yapmalarına ortam hazırlamış olursunuz. Serena, Erdoğan-Davutoğlu rejiminin haz aldığı biri değildi. Tehditlere maruz kaldığını, ajan olarak suçlandığı ve hedef gösterildiğini canlı yayında paylaşmıştı. Aslında vefatından önce Serena’nın, MİT’i işaret eden bu açıklamaları, Serena’dan haz almayan ABD, İsrail, IŞİD, ÖSO ve daha nicelerinin bu cinayeti daha rahat uygulamaya koymalarını mümkün kılmış olabilir. Her ne olursa olsun, ister kader ister insan eliyle işlenmiş olsun, rahmetli basın emekçisi Serena’nın kanı siyasi polemiklere kurban edilmeden bu hadiseyi aydınlatmak sizin göreviniz. Bütün verileri zaman kaybetmeden ve şeffaf bir şekilde toplumla paylaşmak boynunuzun borcudur. “Karşı ülkeden birkaç füze atar, Süleyman Şah’ı bahane eder, savaş çıkartırım” diyen bir zihniyetin bu ithamlara maruz kalmasını çok yadırgamayın.

ADALET HANIM VE KIZILDERİLİ ERMİŞ

Bir elinde adalet terazisi diğer elinde keskin kılıcı, vicdan ve rahmet timsali kadının gözlerini bağlamışlar. Akraba, tanıdık, nüfuzlu ayırımı yapmadan adalet dağıtan ve hakkaniyet kılıcı ile hesap sorabilsin diyedir. Ermiş bir Kızılderili, ABD’nin her mahkemesine konulan gözü bağlı adalet timsalini göstererek beyaz adama sormuş: “Bu kadın kim? Gözleri neden bağlı?” Beyaz adam, “bu kadın adalet timsali. Adaleti, adam kayırmadan yapabilsin diye gözlerini bağladılar” demiş. Ermiş Kızılderili acı bir tebessümle, “kendisine ve adaletine kimin tecavüz ettiğini görmesin diye bu kadının gözlerini bağladınız” demiş.

SEN KİMSİN!?

Siyaset ve ticaret, din ve hukukun içini boşaltan ve katleden iki önemli faktördür. Her ikisinden ülkemizde bolca mevcuttur. Elinde mahkeme kararı olmadan, tedavüle sokulan iddialara binaen Berkin Elvan’a “terörist” diyen zihniyet ile Diyarbakır’da linç edilerek öldürülen Yasin Börü’nün annesine “oğlunuz gerçekten IŞİD’çi” miydi?” diye soran kafa, hukuku katleden anlayışı terbiye eden kafadır. Velev ki, Berkin “terörist” ve Yasin “IŞİD’çi” olsun, sen kimsin? Polis misin? Hâkim misin? Savcı mısın? Sivas’ta yakılan canlar için, “yaratılanı sevdik yaradan’dan dolayı” diyemiyorsa vicdanlar, o ülkede dinin ve hukukun ruhuna el-Fatiha okuyun. Kimden gelirse gelsin savunmasız veya size teslim olmuş cana zarar vermek cinayettir, bunu yapanlar da canidir.