20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sergen’den Hoca olursa...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Sivasspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın’dan “Sergen” olarak söz ettiğim için Sivasspor camiasından özür dilerim. Ancak Sergen olmaktan, Sergen Yalçın olmak arasındaki ince çizgiyi bir türlü kavrayamayan, kos koca bir camianın temsilcisi olarak ağzından çıkanı kulağı duymayan birine de Sergen’den başka bir şey denilemez. “Kafadan atmak”, “sallamak” kavramları ile aklın süzgecinden geçirilerek konuşma arasındaki ayırımı görebilmek için uzun uzun kafa yormaya gerek yoktur. Galatasaray-Sivasspor karşılaşmasından sonra Sergen ile Hamza Hamzaoğlu’nun konuşmalarını dinleyin, her şeyi net biçimde göreceksiniz. 

Takımı deplasmanda öne geçip çok büyük bir avantajı ele geçirdiği ve de çok etkili karşı atak oyuncuları olduğu halde bu elverişli durumu lehine çeviremeyen, takımı leblebi gibi gol yerken kenarda çaresiz kalan Sergen maç sonu konuşmasında her şeyi hakemlere bağlayarak, mahalle arasında söylenmeyecek sözleri Türkiye’nin gözü önünde söyleyebiliyor: “Bu hakemlerle Anadolu takımlarının Ziraat Türkiye Kupası’nda başarılı olması mümkün değildir. Seneye bir takımı hocası olursam takımım kupaya katılmayacak, katılırsa da genç takımla çıkıp ilk turda elenecek.” Sen takımın sahibi misin? Senin bu konuşmanı dinledikten sonra Fatih Terim’e fazla yüklendiğim duygusuna kapıldım. Sen Fatih Hoca’nın konumuna gelsen memleketi yakarsın büyük olasılıkla.  

Çocukların bile söylemeyeceği bu sözler bir yana Sergen’in Türkiye Kupası ve Türk futbolu tarihine ilişkin de hiçbir bilgisi yok. Bilgi olmayınca da ancak bu kadar konuşulabiliyor. Türkiye Kupası’nın bundan önceki 52 şampiyonunun 21 Anadolu takımları. 7 Anadolu takımı da finalde yitirmiş. Neredeyse şampiyonluklar yarı yarıya. Dahası da var. 1966 ile 1986 yılları arasındaki 20 şampiyonun 12’si Anadolu takımları. Bunların arasında şimdilerde en alt liglerde mücadele eden Sakaryaspor ve Kocaelispor’da var. Kocaelispor iki kez kazanmış kupayı. 

Gaziantepspor’da göreve başlarken diploması bile olmayan sonra birtakım ayak oyunları ile bir belge verilen Sergen’den hoca olmayacağını daha önce yazmıştım. Çünkü hocalık bir displin, devamlılık, bilgi vce gerektiğinde diplomasi ister. Sergen’de bunların hiçbiri yok. Eğer bunlar olsaydı iyi bir futbolcu olurdu öncelikle. Medyadaki adamlarının onu gereğinden fazla abartmasına karşın Türkiye’de gidip yarı bırakmadığı takım kalmadı; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’da başta olmak üzere... 

Boşuna zorlamayın! Sergen’den hoca olmaz. Ondan magazin dünyasının as oyuncusu olur. Yazarkasa reklamında inanılmaz güzel oynuyor. Mustafa Denizli’den daha gerçekçi ve daha dürüst. Reklam’da Rıdvan Dilme’nin “Yine yerine koşacak birini bulmuşsun” sözleri inanılmaz gerçekçi ve Sergen’in yapısal özelliklerini çok iyi anlatıyor. Bütün reklamlarda sen oyna Sergen, ama şu futbol hocalığından uzak dur! Eğer devam edeceksen, maçlardan sonra konuşma, yardımcılarından birini gönder...