25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 21°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şeyh Sait'te birleşen gericilik ve bölücülük

Mehmet Bedri Gültekin

Mehmet Bedri Gültekin

Eski Yazar

A+ A-

BDP 10 Ağustos seçimlerinde oyunu yarı oranında artırdı. Normal olarak bu Parti'ye oy vermeyecek çok sayıda yurttaş, BDP'nin adayına oy verdi.

Bu seçmenlerin çok önemli bir kısmı CHP'lidir ve CHP dinci bir kişiyi aday olarak gösterdi diye tepki verdiler.

Örneğin; Tunceli'de BDP 2011 Milletvekili seçimlerinde yüzde 22.91 (CHP yüzde 56.25), Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise yüzde 52.25 oranında oy aldı. 30 Mart Yerel seçimlerinde BDP'nin oy oranı yüzde 28 olmuştu. Her durumda BDP oyunu Tunceli'de yüzde yüz artırmış. Tamamına yakını Alevi olan Tuncelililerin CHP'nin adayına neden tepki duydukları açıktır (Tunceli'de seçimlere katılım yüzde 66 olarak gerçekleşti).

Çok geçmedi. Tepki olarak BDP'ye oy verenler, gerçekte neye hizmet etmiş olduklarını, bizzat PKK'nın (BDP) Diyarbakır'da gerçekleştirdiği Şeyh Sait hamlesi ile görmüş oldular.

ŞEYH SAİT MEYDANI

BDP ve AKP'lilerden oluşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra Dağkapı Meydanı'nın adını oybirliği ile "Şeyh Sait Meydanı" olarak değiştirdi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak Meclis toplantısında, "Meclisimiz bugün büyük bir tarihi yanlışın bir parça da olsa düzeltilmesi adına önemli bir karara imza attı. Tarihi yanlışlar halkları kanlı bir girdabın içerisine sürükledi. Tekçi bir zihniyet dayatıldı, inkârcı ve asimilasyoncu ülke yarattı, kurulan İstiklal Mahkemeleriyle hukuk, adalet katledildi. Biz bugün burada bu büyük tarihi yanlışın yarattığı tahribatları bir parça da olsa onarabilmek ve ortadan kaldırabilmek için önemli bir adım attık" diyerek aldıkları kararın gerekçesini açıkladı.

Kışanak konuşmasında, dört dörtlük bir program açıklamaktadır. Cumhuriyet'e karşı, Cumhuriyet devrimlerine karşı, Türkiye halkının millet olma mücadelesine karşı, bir yanıyla Cumhuriyet'in yıktığı Osmanlı'dan, öte yandan Kurtuluş Savaşı'yla kovulan emperyalist işgalcilerden yana olduğunu ilan eden bir program.

Cumhuriyet düşmanı bir programda Aleviler başta olmak üzere farklı inanç ve düşüncede olanlara yer olmadığını, yanı başımızda halen yaşanmakta olan örneklerin pratiğinde yeterince görüyoruz.

AKP-PKK ORTAKLIĞI

BDP (PKK) daha önce Diyarbakır'a Şeyh Sait'in heykelini dikmişti. Meydana Şeyh Sait'in adının verilmesinde üzerinde durulması gereken nokta, bu Parti'nin tam kadro olarak AKP ile birlikte hareket etmesidir.

Şeyh Sait üzerinde birleşmek AKP ile PKK'nın kader ortaklığını gösteriyor.

İki Parti Ortaçağ'da birleşiyor. Şeyh Sait, Ortaçağ'dır. Toplumun etnik ve dinsel farklılıklara göre bölündüğü bir sosyal-siyasal düzen, iki Partinin de özlemidir.

İki Parti emperyalizmle işbirliğinde buluşuyor. Şeyh Sait İsyanı, emperyalizme karşı savaşan Cumhuriyet'e karşı, İngiliz işbirlikçisi Kürt Teali Cemiyeti'nin içinde rol aldığı bir kalkışmaydı. İsyan, Musul vilayetinin kurtarılması için verilmekte olan mücadeleyi baltaladı. Türkiye, Musul'dan vazgeçmek zorunda kaldı.

Bölge çapında emperyalist çıkarların hizmetinde olmak Şeyh Sait ardıllarını birleştiren en önemli özelliktir. AKP, tam 12 yıldır bölgeyi kan içinde bırakan projede, liderinin deyişiyle "eşbaşkan"dır. PKK ise ABD tarafından kurulacak olan Yeni Ortadoğu düzeninde görev almaya talip olduğunu çeşitli yöneticilerinin ağzından defalarca açıkladı. Pratiği de baştan aşağı bundan ibarettir. Yani emperyalizme hizmet etmek noktasında birleşmek, iki partiyi Şeyh Sait'te buluşturuyor.

Suriye ve Irak olmaya giden yol

Gericiliğe ve bölücülüğe karşı verilen mücadele birbirinden koparılamaz. Farklı inançların doğurduğu hassasiyetten dolayı CHP'nin gerici adayına tepki göstererek, bölücü adaya oy verenler emperyalizmi görmüyorlar. Gerçekte aynı programın bir başka adayına oy vermiş olduklarının farkında değiller.

İşte şimdi gericiler ve bölücüler elbirliği ile, Diyarbakır'ın en büyük meydanına Şeyh Sait'in adını vererek bölücülüğün adayına oy vermek aymazlığında bulunanlara en büyük dersi vermiş oluyorlar.

Suriye ve Irak'ta yaşanan manzaralar, bölücülük ve gericiliğe mahkûm olmanın sonuçlarının neler olacağını gösteriyor. Irak'taki tablo, 10 yıl süren Amerikan işgalinin sonucudur. Suriye'de, ABD'nin emrindeki bir koalisyon, dünyanın 84 ülkesinden 80 bin teröristi bu ülkeye taşıdı ve bugünkü durumu yarattı.

CHP başta olmak üzere laik demokratik Cumhuriyet'le var olan kurum ve toplum kesimlerinin gafleti ise, Türkiye'yi adım adım Suriye-Irak manzaralarına doğru sürüklüyor.

Diyarbakır Dağkapı Meydanı'na asılan Şeyh Sait tabelası, işte bu yolda atılmış olan bir adımdır.