19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şikayetçiyiz hakim bey!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

Önümde, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tarafıma gönderilen bir tebligat ve ekindeki iddianame kopyası duruyor. 19.09.2016 (dün) tarihinde başlayan “yasa dışı telefon dinlemeleri davasında” “müşteki sıfatıyla beyanımın alınacağı” tebliğ ediliyor.

Okurlarımız hatırlayacaklardır. 26.04.2016 tarihinde yani -15 Temmuz’dan yaklaşık 3 ay önce yine bu köşede “Böyle Bitmez” başlığıyla bir yazı kaleme almıştım. O yazıda; “...Tabi Ergenekon-Balyoz kumpaslarıyla canlı-canlı mahpushane duvarları arasına gömülmek istenen vatansever- milli aydın ve kahraman askerlerimizin dışında da, alçak örgütün hedefinde daha binlerce yurtseverin (sağ-sol demeden), siyaset ve devlet adamının olduğu da bir başka gerçek.

3.000 kişiye yönelik çoğunlukla yasadışı yöntem ve usullerle takibat yapıldığı bu bağlamda 60.000 kişinin telefonlarının -hem de yıllarca- dinlendiği de ortaya çıktı.

Bu yüzlerce, binlerce kişiden birisi de benim.

Benim de telefonlarımın 2007 yılından 2009 yılına kadar önce sahte isimlerle ve uydurma gerekçelerle, 2009 yılından 2012 yılına kadar ise, halen firari olan mesleğinin yüzkarası, sabık savcı Zekeriya Öz tarafından resmen dinlendiğini bilahare yapılan tebligatlarla öğrendim.

Benimle birlikte, ülkenin önde gelen, tanınan-bilinen muhalif, yurtsever, milliyetçi ve demokrat yüzlerce ismin de dinlendiğini öğrendim. Anayasal düzene karşı işlenen suçları soruşturmakla görevli savcı Sn. Tekin Küçük’ün davetiyle öğrendiğim bu skandalla ilgili olarak gönüllü olarak ifade verdim ve bu çeteden şikâyetçi oldum.

53 ve 54’üncü T.C. Hükümetleri’nin Hazine ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevlerini yapmış bir siyaset ve devlet adamı olarak, bu cumhuriyet düşmanı, ABD bağlantılı cemaat maskeli çetenin cezalandırılmasının hem demokrasimiz hem de cumhuriyetimizin geleceği bakımından hayati öneme haiz olduğunu düşünüyorum.

Her partiden ve siyasi görüşten insanların, iş dünyasının, gazeteci ve yazarların, akademisyenlerin, siyaset ve devlet adamlarının böyle yaygın ve usulsüz dinlenilebilmesi ülkemizde dinlemelerin, nasıl bir “teröre” dönüştüğü ve pervasızlıkla yapıldığının sarsıcı bir kanıtı adeta...”demiştim.

Yine 15.03.2016 tarihli yazımızı ise şöyle bitirmiştik: “...Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Sn. Süleyman Demirel’e bile hiç utanmadan saldırmış olan bu yapıya yine Sn. Demirel’in ünlü sözünü hatırlatarak uyarmıştık. “Keser döner sap döner gün gelir hesap döner!...”

***

İşte o günler geldi. Yaptıkları alçak kumpasların, kurdukları zalim tuzakların hesabını, yıkmak istedikleri Atatürk cumhuriyetinin mahkemelerinde vermeye başladılar. Dün başlayan bu davada yasa dışı FETÖ dinlemelerinin talimatlarını veren ve bunları uygulayan -çoğu tutuklu- tam 139 şüpheli eski polis yargılanacak.

Benimle birlikte tam 169 kişi de şikayetçi sıfatıyla davaya müdahil olacak.

FB Başkanı Aziz Yıldırım’dan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’e, E. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’den şimdiki Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e, CHP Milletvekili Mustafa Balbay’dan MHP Milletvekili Ümit Özdağ’a, E. Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Ünal’dan rahmetli Cumhurbaşkanımız S. Demirel’in Başdanışmanı Dr. Aylin Cesur’a kadar yasa dışı yollarla ve sahte isimlerle dinlemedikleri, tuzak ve kumpas kurmadıkları kimse kalmamış bu polis ve yargıç kılığına girmiş FETÖ’cü cemaatçi çetenin.

169’u şikâyetçi, 145’i ise mağdur sıfatı olan tam 314 kişi aylarca, yıllarca bu karanlık yapının hedefi olmuş ve izlenmiş.

Hâlbuki bilmiyorlar ki, bizler yani çağdaş-demokrat-yurtsever ve cumhuriyetçi milli aydınlar gizli dinlemelere ve her türlü kumpas ve tuzaklara hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyiz ve eğmeyeceğiz.

Mücadelemizi ve cumhuriyetimizi savunmayı geçmişte de, bugün de, yarın da, açık-mert-meşru ve kararlı usul ve yöntemlerle yaptık, yaparız, yapacağız. Ama sizler, hep ikiyüzlü, hep sinsi, hep takiyeci, hep belden aşağı, hep yer altından, hep korkakça davrandınız ve namertlik yaptınız. Bağımsız mahkemelerin hakkınızda takdir edeceği kararlardan daha önce, çoktan milletin vicdanında mahkum oldunuz. İşte yine, Cumhuriyetçi, milliyetçi, yurtsever ve demokrat olan bu milletin evlatları kazanıyor, siz yine kaybediyorsunuz.

Bunlardan şikâyetçiyiz hakim bey!