29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sol’da 50 yılın iki çizgi mücadeleleri-1: MDD-Sosyalist Devrim tartışması ve TİP

Türkiye Sol’unun tarihimizdeki tartışma ve ayrışmaların en önemlisi, 1960’lardaki 'Milli Demokratik Devrim–Sosyalist Devrim' (MDD-SD) tartışmasıdır. Aslında sonraki tartışmalar da bir anlamda bu MDD-SD tartışmasının bir devamı ve türevi olarak da görülebilir.

Sol’da 50 yılın iki çizgi mücadeleleri-1: MDD-Sosyalist Devrim tartışması ve TİP
HÜSEYİN KARANLIK / VATAN PARTİSİ KEÇİÖREN İLÇE BAŞKANI

SUNUŞ

Aydınlık yarım asırdır bitmeyen ve bitecekmiş gibi de görünmeyen çok önemli bir tartışmaya ışık tutuyor. Türkiye solundaki çizgi tartışmalarını ve bu tartışmaların getirisini götürüsünü konunun birinci dereceden tanıklarının anlatımıyla gündeme getiriyoruz. Tartışmaya açıyoruz. Aslında bu tartışmalar, bir anlamda bugün S 400’lerin Amerika’dan gelen baskılara rağmen Rusya’dan satın alınıp Türkiye’de konuşlandırılmasına sevinenlerle üzülüp kahrolanlar arasındaki tartışmaların ve yine ODTÜ’deki “kavak mı yurt mu” saflaşmasının, buna benzer güncel bir çok başlıkların geçmişteki kökleridir. Başka bir deyişle de bugünkü tartışmalar, bir bakıma eski tartışmaların günümüzdeki birer yansımalarıdır. Aydınlık’a da uzun yıllar emek veren, FKF(DEV-GENÇ )yöneticilerinden ‘68’li arkadaşımız Hüseyin Karanlık’ın bu konudaki çalışmasını dört günlük bir yazı dizisi olarak okuyucalarımıza sunuyoruz.

MDD-SOSYALİST DEVRİM TARTIŞMASI VE TİP

Türkiye Sol’unun tarihimizdeki tartışma ve ayrışmaların en önemlisi, 1960’lardaki “Milli Demokratik Devrim–Sosyalist Devrim” (MDD-SD) tartışmasıdır. Aslında sonraki tartışmalar da bir anlamda bu MDD-SD tartışmasının bir devamı ve türevi olarak da görülebilir.

MDD - Sosyalist Devrim tartışması, 1960’ların ortalarında Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde patlak verdi. TİP o dönemde sosyalist sol birikimin nerdeyse tamamını kucaklayan bir örgütlü yapı konumundaydı. Kendimize “sosyalistim” diyen hepimiz TİP üyesiydik. TİP 1961 yılında kurulmuş, yüzde 10 gibi rekor bir seçim barajının henüz seçim sistemine sokulmadığı 1965 seçimlerinde aldığı yüzde 2.8’lik bir oy oranıyla Mecliste grup kurma başarısını göstermişti. Bu sayede ve o dönemde izlediği emperyalizm karşıtı ve emekçileri savunan çizgisiyle bir dönem Türkiye’nin siyasal gündemini belirlemişti.

Milli Demokratik Devrim Tezi/Stratejisi, Türkiye Sosyalist hareketinin önüne Mihri Belli tarafından getirildi. Mihri Belli o zaman 1951 “Komünist Tevkifatı” kuşağından gelen saygın bir “eski tüfek” bir devrimciydi (O yıllarda önceki dönemden gelen sosyalistlere “eski tüfek” deniyordu).

Mihri%20Belli%20
Mihri Belli

Mihri Belli MDD tezini 1961 yılında Doğan Avcıoğlu önderliğinde çıkan ve dönemin kalburüstü aydınlarının geniş bir kesiminin ortak imzasıyla yayın hayatına başlayan ünlü YÖN dergisinde takma adla yazdığı yazılarda işlemeye başladı. 1965’ten sonra ise MDD tezi TİP içinde ve dışında yoğun olarak tartışılmaya devam etti.

Kasım 1967’de yayın hayatına başlayan, Mihri Belli, Sevinç ve Vecdi Özgüner çifti ve diğer bir kısım eski kuşak sosyalistler ile Doğu Perinçek, Bora Gözen gibi yeni kuşak önder kadrolar haftalık Türk Solu dergisi de MDD görüşü temelinde etkili bir yayın sürdürüyordu. 27 Mayıs Devrimi önderlerinden Suphi Karaman ile bazı tanınmış Kemalist aydınların da toplandığı bir mevzi idi “Türk Solu” aynı zamanda.

ESKİ TÜFEK DR. HİKMET KIVILCIMLI DA MDD ÇİZGİSİNDEYDİ

Yine 1951 Komünist tevkifatının ünlü sosyalist önderlerden eski tüfek Dr. Hikmet Kıvılcımlı da MDD tezini savunan öne gelen teorisyenlerden biriydi. Kıvılcımlı hem dünya sosyalist düşünce birikimine ve hem de Türk ve Osmanlı tarihine derinlemesine nüfuz etmiş seçkin bir düşünce, örgüt ve eylem adamıydı. Bütün ömrü boyunca inandığı dava uğruna mücadele etmiş, bu uğurda defalarca ve yıllar boyu baskı, işkence ve hapis cezalarına uğramıştır. Toplam olarak 22.5 yıl süreyle Türk devrim ve sosyalizm tarihinin en uzun hapis yatan düşünce ve eylem adamıdır.

Dr.%20Hikmet%20K%C4%B1v%C4%B1lc%C4%B1ml%C4%B1
Dr. Hikmet Kıvılcımlı

Kıvılcımlı Kitaplarında özgün teoriler geliştiriyor, bunları kendine özgü bir söylem ve uslupla dile getiriyordu. Program olarak o da aşamalı devrim teorisini ve MDD tezini savunuyordu. Ancak “Milli Demokratik Devrim” Kavramı yerine “İkinci Kuvvay-i Milliyeciliğimiz” terimini kullanmayı tercih ediyordu. 29 Ekim 1954 yılına Kurduğu “Vatan Partisi”nin programı da bu kavram etrafında örülmüştü. Programda “henüz tamamlanmadığını” ifade ettiği “demokratik devrimin gerçekleştirilmesi” hedefini ilan ediyordu. Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Bayar Menderes diktatörlüğünü deviren 27mayıs devrimini de coşkuyla selamlamışt. Devrimin hemen ertesinde 28 Mayıs 1960 günü Milli Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel’e çektiği telgrafta “İkinci Kuvva-i Milliye gazanı kutlu olsun!” diyordu.

Kasım 1968’de Doğu Perinçek önderliğinde çıkmaya başlayan “AYDINLIK Sosyalist Dergi” ise kısa sürede sol kamuoyunun ağırlıklı düşünce merkezi haline gelmişti. AYDINLIK, MDD tezinin en etkili sözcüsü olarak dikkat çekti.

Mehmet%20Ali%20Aybar%20ve%20Do%C4%9Fu%20Perin%C3%A7ek
Mehmet Ali Aybar ve Doğu Perinçek

Başta Mihri Belli ve Doğu Perinçek olmak üzere Milli Demokratik Devrim tezini/stratejisini, ileri sürenler şu fikirleri savunuyordu:

“Türkiye gibi emperyalizmin tahakkümü altında olan ve burjuva demokratik devrimini tamamlayamamış yarı sömürge, yarı feodal ülkelerde sosyalizme varmak tek hamlede mümkün değildir, ancak “aşamalı devrim”le olasıdır. Birinci aşama Milli Demokratik Devrim, hemen ardından gelecek ikinci aşama ise Sosyalist Devrim.

“Yani önce Milli Demokratik Devrim gerçekleştirilerek ülke emperyalizmin tahakkümünden ve ortaçağ kalıntısı yarı feodal üretim ilişkilerinden kurtarılacak, Bağımsız ve Demokratik Türkiye kurulacak. Ardından da beklemeksizin sosyalizme geçilecektir. Milli Demokratik Devrim aşamasından geçilmeksizin Sosyalist Devrim başarılamaz. Bir çırpıda iki devrim mümkün değildir.

“MDD hedefiyle öncelikle emperyalizm ve ortaçağ kalıntısı feodal güçler hedef alınmalı ve tecrit edilmelidir. MDD’yi başarmak için, başta işçi sınıfı ve emekçiler olmak üzere, milli burjuvazi de dâhil emperyalizmle çelişkisi olan tüm milli sınıfların ittifakı sağlanmalıdır. Bu anlamda temel slogan, “Bağımsız Demokratik Türkiye”dir. Sosyalist Devrim stratejisi ve “Sosyalist Türkiye” sloganı emperyalizme karşı birleştirilebilecek güçleri böleceği ve bir araya gelmelerini engelleyeceği için doğru değildir, devrimi de sosyalizmi de olanaksız kılar.”

Başında Mehmet Ali Aybar, Sadun Aren ve Behice Boran’ın bulunduğu Türkiye İşçi Partisi (TİP) yönetimi ise “Sosyalist Türkiye” sloganının doğru ve geçerli olduğunu savunuyordu. Aşamalı devrim tezini reddediyordu. Emperyalizme bağımlı da olsa Türkiye’de kapitalist üretim ilişkilerinin hâkim olduğu, bu anlamda sosyalist devrim koşullarının da bulunduğu iddiasındaydı. Bu tezi savunanlara göre, sosyalist devrim başarıldığında zaten ABD’nin emperyalist tahakkümü de kırılmış, feodal kalıntılar tasfiye edilmiş olacaktı.

Behice%20Boran
Behice Boran

TİP yönetimine göre, MDD tezi sosyalizme aykırıydı ve milliyetçi bir sapmayı ifade ediyordu. Ne var ki o sırada TİP’in yürürlükteki programı da aslında içerik olarak Milli Demokratik Devrim programıydı. Ancak TİP yöneticileri ısrarla bu programı “Sosyalist Devrim Programı” olarak adlandırıyorlardı. Böylelikle sosyalizmin içeriği de bulandırılmış oluyordu. Oysa TİP Genel Başkanı Aybar’ın söylemleri de MDD programına paralel bir doğrultudaydı ve aslında Aren ve Boran’ın çizgisinden de bu anlamda ayrılıyordu.

TİP yönetimi o dönemde ABD emperyalizminin Türkiye’deki egemenliğine ve gericiliğe karşı etkili bir mücadele yürüten Kemalist akımı ve CHP’yi kendisine esas rakip olarak görüyordu. Bu güçlerin TİP’in oy potansiyelini böleceğini düşünüyor ve bu kıskançlıkla onlara karşı sekter bir propaganda yürütüyordu. MDD sözcüleri ise bu güçleri emperyalizme ve ortaçağ kalıntısı gericiliğe karşı ittifak potansiyeli içinde değerlendiriyordu. “Hem dostluk hem eleştiri” politikası güdüyordu.

T%C4%B0P%20toplant%C4%B1s%C4%B1nda%20%C3%87etin%20Altan%2C%20Sadun%20Eren%2C%20Mehmet%20Ali%20Aybar
TİP toplantısında Çetin Altan, Sadun Eren, Mehmet Ali Aybar

DOST KİM, DÜŞMAN KİM? BAŞ ÇELİŞME NE?

Dost kim, düşman kim? Bunları doğru tanımlamak, mevzilenmeyi doğru kurmak devrim mücadelesinin en baş sorunuydu. MDD - SD tartışması temelde bu sorunu doğru çözme meselesiydi. MDD stratejisi ABD emperyalizmini ve işbirlikçilerini hedefe koyuyor, bunlarla çelişmesi olan bütün güçleri bir cephede birleştirmeyi esas alıyordu. SD stratejisi ise kendileri için sosyalizmde bir menfaat görmeyen, aksine endişelenen milli burjuvaziyi ve diğer ara sınıfları karşısına alıyordu. Onları düşman safına itiyordu. Bu teze göre esasen Türkiye’de milli burjuvazi diye tanımlanabilecek bir sınıf da yoktu!

Sosyalist Devrim söylemi bu sekter çizgisiyle, emperyalizmin boyunduruğundaki ezilen bir ulus içinde yer alan emekçileri yalnızlaştırarak devrimin başarısını ve sosyalizme varmayı olanaksızlaştırıyordu.
Daha sonraki süreçlerde de farklı başlıklar altında ortaya çıkan tartışmalar hep dönüp dolaşıp yine bu meselede düğümleniyordu: Dost kim, düşman kim? Baş çelişme ne? Mevzilenme nasıl olacak? Emperyalizme karşı mücadele en başa konacak mı, yoksa çeşitli gerekçelerle es mi geçilecek?

AYDINLIK, DÜŞÜNCE ÜRETİMİNİN VE TARTIŞMALARIN ODAĞI OLDU

MDD tezini Mihri Belli gündeme getirmişti ama 1968’den itibaren bu stratejinin savunuculuğunun merkezine Doğu Perinçek’in yönettiği aylık “AYDINLIK Sosyalist Dergi” (“Aydınlıkçılar”) oturdu. Başlangıçta Mihri Belli’nin de yazarlar arasında yer aldığı AYDINLIK, aşamalı devrim tezini sağlam temellere oturtuyor, adım adım zenginleşen, derinleşen ve daha tutarlı, ses getiren tempolu bir yayın çizgisi izliyordu. Özellikle Türkiye ve Dünya ile ilgili güncel gelişmeleri ele alan canlı analizlere yer veriyor, sosyo-ekonomik araştırmalar yayınlıyor, tarihsel ve kültürel konulara eğiliyordu. Bu özellikleriyle AYDINLIK dergisi ve Aydınlıkçılar devrimci saflarda düşünce üretiminin merkezi ve tartışmaların da odağı haline gelmişti.
MDD tezi kısa sürede sosyalist kadro ve taraftarların ezici çoğunluğu tarafından benimsendi. FKF/DEV-GENÇ bünyesinde örgütlü devrimci gençlerin nerdeyse tamamı ve TİP üyelerinin de çoğunluğu bu tez etrafında birleşti.

TİP, TSİP, TKP, VB. 'SOSYALİST DEVRİMCİ' YAPILAR ÖRGÜTSEL VARLIKLARINI SÜRDÜREMEDİLER

TİP’in Kasım 1966 yılında Malatya’da yapılan 2. Olağan Kongresinin en hararetli ve gergin tartışmaları MDD kavramı etrafında döndü. Kongreden hemen sonra MDD’nin Parti içindeki önde gelen savunucularından on üç kişi hakkında disiplin işlemleri başlatıldı. TİP yönetimi, bazı hatalarından da yararlanarak, MDD’cileri partiden adım adım tasfiye etti. Ne var ki, parti yönetimi TİP’i elinde tutmayı başarsa da tabanını büyük oranda kaybetmişti.

12 Mart 1971 askeri yönetim döneminin ardından 1974’te Sosyalist Devrim (SD) stratejisi temelinde kurulan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin (TSİP) ömrü de uzun sürmedi. Birkaç yıl içinde silindi.
2000’li yıllara gelindiğinde de, SD çizgisini savunanlar “Türkiye Komünist Partisi” (TKP) adıyla yeniden örgütlenmeye giriştiler. Ancak bu yeni “TKP” ve SD’yi savunan diğer örgütlenmeler de siyasal bir varlık gösteremediler, devamlılık sağlayamadılar, parçalandılar ve söndüler.

Yarın: MDD saflarında Mihri Belli-Doğu Perinçek ayrışması

Son Dakika Haberleri