19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 16°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sosyalist Bilic

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Beşiktaş’ın Hırvat teknik direktörü Slaven Bilic sosyalist olduğunu söyledikten sonra medyanın göz bebeği oldu neredeyse. Bilic’e olan bu ilginin kaynağı sosyalizmi çok sevdiğimizden midir yoksa Beşiktaş’ın edindiği sonuçlarla ilişkisi var mıdır? Bizim toplumumuzun sosyalizmden öcü gibi korktuğunu daha önce yazmıştım. Halkımız tarafında sosyalizmin yeterince bilinmemesi korkunun nedenlerinden biridir. Öyle sanıyorlar ki sosyalizm gelince her şeyimizden olacağız. Öyle bir şey yok. Neyse, konumuz bu değil. Beşiktaş ile Bilic’in başarımgücünü(performans) irdelemeye çalışalım.

Öncelikle, geçen yıl yanlı yansız herkesin beğendiği Beşiktaş’ta normal koşullarda bir hoca değişikliğine gidilmezdi. Beşiktaş, kendi alanında oynadığı 9 maçta yenemediği rakiplerinden birkaçını puansız gönderebilse, takımın en temel oyuncularından Fernandez, Almedia, Hilbert uzun süreli sakatlık yaşamasalar bugün takımın başında Samet Aybaba olacak, Beşiktaş’ın geçen sezon ligdeki sıralaması da çok değişik, anlamlı hale gelecekti. Biliç bunu bildiği için Samet Aybaba’ya hakkını teslim edip “bana iyi takım bıraktı”diyerek yönetimin Aybaba’ya karşı takındığı vefasızlığı vefaya dönüştürüyor. Sosyalist Biliç “feda”dan “vefa” çıkartarak vefanın salt İstanbul’da bir semt adı olmadığını hepimize anımsatıyor.

Prof. Dr. Kurthan Fişek hocamızın tanımlamasına göre Beşiktaş halkın takımıdır. Bilic bunu biliyor mu da Beşiktaş’ı halka dayandırıyor, takım içinde sınıf olmadığını söylüyor. Hırvat teknik adamın felsefesine sonsuz destek vermekle birlikte aynı düşünceyle yıllarca çalışan teknik adamlarımız da oldu. Bırakın sosyalist olduklarını paylaşımcı, halkçı, bir düşünceden söz edildiğinde başlarına gelmedik kalmadı. Hele bir de sonuçlar iyi gitmezse “şu kominist Hoca” diye başlayıp söylemediklerini bırakmazlar, çalışma alanlarını hatta yaşam alanlarını bile sınırlarlar. Metin Kurt’un başına gelenleri gençlerimizin öğrenmesi gerekir. Sevgili metin Ağabey’im yaşamda olsaydı Bilic’i ne kadar severdi kim bilir?

Futbolda sonuçlar iyiyse sosyalizm de kominizim de hoş gelir insana. Beşiktaş’ın temel taşlarından biri olan Almedia sakatlandı. 3 haftada 5 gol atan bir golcü geçmişte yaşadığı sakatlıklarından biriyle yine karşı karşıya. Arka adalesinde yırtık oluşmuşsa birkaç ay oynayamaz, antrenman, maç eksikliği nedeniyle büyük olasılıkla devreyi kıvamını bulmadan kapatır.

Liberalizmin babası olarak bilinen Adam Smith’in “bireyci” anlayışıyla futbol oynayan Fernandez’in başına bir iş gelse Bilic’in sosyalizmi de sorgulanmaya başlar. Ne ilginçtir ki futbol sosyalizm ile liberaliz mi birleştiriyor da, insanları bir araya getirmekte zorlanıyor. Yaşamın her alanında hayatını skor kültürüne bağlamış toplumların yazgısı bu sanki...