29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sürüne sürüne kaybolmak

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

Erkeğin toplum nezninde erişkin bir birey olarak kabul görebilmesi için bir dizi inisiyasyon aşamalarından geçmesi beklenir. İlk olarak ‘Sünnet’ kavramı ile başlayan bu kutsal yol, yerini ‘Askerlik’ kavramına bırakır. Bu aşamanın ardından ‘Evlilik’ kurumu ile devam eden üçüncü aşama sorumluluk bilinci kavramıyla noktalanan ‘Aile Babası’ rolü ile aşamasını tamamlar.

İlk iki aşamanın fiziksel ve psikolojik gelişim sürecinde gerçekleşmesi ve erkek bireyin sosyolojik konumunu doğrudan etkilemesi, ‘Sosyoloji’ bilimi tarafından araştırma konusu oluşturmuş ve Sosyolog Pınar Selek tarafından askerliğini yapmakta olan 58 kişi ile yüzyüze gerçekleştilmiş görüşme raporları, ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ başlığı altında 2008 yılında kitaplaştırılmıştır.

Yayımlanan kitabın çarpıcı sonuçları, sayfaları arasından hayatlarımıza karışmaya başladıkça; bu gerçeklik Tiyatro Alesta ve Orçun Ucal imzasıyla kendini sanatsal bir üretime dönüştürmüş durumda. Toplumsal ‘Erkeklik’ algımızı tiyatral bir dil kullanarak sorgulamaya ve düşünmeye davet eden Orçun Ucal ile ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ kitabı ile başlayan macerasına konuk olduk.

| Tiyatro Alesta olarak yolculuğunuz nasıl başladı?
Alesta, uzun yola çıkmaya hazır anlamını taşıyan anlamlı bir kelime. 2014 yılında fikir aşamasından eyleme dönüştüğümüzde artık kendimizi uzun bir yola çıkmak için hazır hissettik. Yerleşik sahneleme anlayışı olmayan bir ekibiz. Gezgin ruhumuzun taşıdığı bu özgürlük hissi bizi mutlu ediyor. İstediğimiz her yere, cebimize koyduğumuz anlatılmaya değer hikayelerimizi taşıyabilme şansımız var. Sadece tiyatro değil, sahne sanatlarının her dalına açık bir sahneleme biçimi benimsiyoruz. Yakın bir gelecekte tüm hayallerimizi, zenginliklerimizi ve birikimlerimizi sahne üstünde gerçeğe dönüştürmeyi arzuluyoruz.

| 'Sürüne Sürüne Erkek Olmak' kitabı ile yol arkadaşlığınız nasıl gelişti?
Kitap ile ilk tanışmam Şubat 2015 yılında oldu. Kitabın öyle bir büyüsü var ki kendini sürekli hatırlatıyor. Bu tarz kitaplar sizinle bir dönem illa ki iletişime geçer. Kitabı okumaya başlamamla beraber başladı yol arkadaşlığım. Elimden düşürmediğim, sürekli notlar aldığım, okurken sahnede izlediğim ve artık benimle birlikte yaşayan bir kitap haline geldi.

| Fikir aşamasından ‘Perde’ dediğiniz sürece kadar neler yaşandı?
Oyunun ilk metin bölümü biraz zaman aldı, metin çıktıktan sonra ki süreç; iki buçuk ay sürdü. Oyuncular bakımından aslında şanslıydım, benim işimi biraz kolaylaştırdılar. Tabi ki her oyun sahneleme sürecinde çekilen sancıların fazlasını yaşadık. Oyun ikinci sezonunda oyuncu değişikliğine girdi ve biz tekrardan yaratım sürecine girdik. Birkaç değişiklikte yapmamıza olanak sağladı bu süreç.

| Yönetmen olarak proje hazırlık sürecinde farklı araştırmalarınız oldu mu?
Hep duyduğumuz hikayelerdir askerlik anıları. Bunun getirmiş olduğu bir kulak aşinalığı mevcut ve istemdışı olarak gündelik hayatlarımızda şahit oluyoruz. Kitaptan bağımsız olarak araştırmalarımda konuyla ilgili tezler okudum. Aklıma takılan soru işaretlerini gidermek için askerlik deneyimi olan kişilerle detaylı sohbetler gerçekleştirdim.

BİR BEBEKTEN KATİL YARATMAK

| Bu sosyolojik araştırmanın sonuçları sizin için ne ifade ediyor?
İnsan, bir canlıyı öldürmek için bir şey üretiyor. Bunun bir eğitimi var. Eğitim sürecinde silah kullanmayı ve öldürmeyi öğreniyorsunuz. Sizin bu görüşe uygun olup olmadığınız önemli değil, bunu öğrenmek zorundasınız ve gerekirse uygulamak. Bunu tercih etmediğiniz de ise farklı bir şekilde muamele gördüğünüz de açıkça gösteriliyor. Baskın yapısı ve düşünce biçimi zaten ürkütücü. Topluma göre erkek olma süreci bu kadar ağır olmalı mı? Sonuçlarının çok hafif olması beklenemez. Oyunun sonunda da bunun nasıl bir sonucu olduğunu görüyoruz.

| Kitabı okuduğunuzda zihninizde beliren ana tema 'erkeklik masalı'mı yoksa 'mantığın bittiği yerde askerlik başlar' sorunsalı mı?
İkisi de değil aslında. Benim belirlediğim ana tema ve çıkış noktası ‘Bir bebekten katil yaratma’. Bu fikir, oyunu besleyen ve yaratma sürecime yardımcı olan, oyunun sonunu kuvvetlendiren bir çıkış noktası oldu.

| Sosyolojik bir çalışmayı tiyatro oyunu olarak sahneye koydunuz. Türkiye'de bir ilk diyebilir miyiz?
Türkiye’de bir ilk değil. Daha önce de Ülfet Sevdi aynı kitabı sahneye taşımış. İzleme şansım olmadı fakat; internetten edindiğim bilgiler doğrultusunda uyarlama ve sahneleme biçimlerimiz çok farklı. İki tane farklı tat edinilmiş oldu kitaptan.

| Pınar Selek'in sahnelemeniz hakkında ne gibi değerlendirmeleri oldu?
Pınar Selek’e bütün gelişmeleri haberdar ediyorum. İlk metni okuduğunda beğendiğini ve çok heyecanlandığını söyledi.

İNSAN TİCARETİ

| Üretim sürecinde size dolaylı ya da direkt katkı sağlayan, fikir insanı,oyuncu ve teknik kadroda kimler yer alıyor?
Aynı zamanda eğitim almış olduğum değerli eğitimci Dramaturg Handan Salta’ya, kitabın oyunlaştırılması konusunda bana verdiği cesaret nedeniyle teşekkür etmek istiyorum.

Oyunumuzun dramaturgisini Nevra Ayşem Savaşçı gerçekleştirdi. Aynı zamanda oyuncu kadrosunda yer alan Nevra Ayşem Savaşçı’ya Ömer Güneş, Oğuz Gülen ve Mehmet Şerif Tozlu eşlik ediyor. Kostüm tasarım ve uygulamamızı Fatma Çıtakoğlu Nixon gerçekleştirdi. Oyun fotoğraflarımız Ceyhun Özden imzası taşıyor. Enver Bike’nin afiş tasarımı oyunumuzu bütünleyen bir çalışma oldu.

| Alesta Ekibi, repertuvarında eklemek üzere yeni üretimler mevcut mu?
Yönetmenliğïni üstleneceğim yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz. İnsan ticaretinin konu edildiği oyunumuz şu an tüm yönleri ile üretim sürecine girmiş durumda. Ocak ayı içerisinde izleyici ile buluşturmayı planlıyoruz.

Ayrıca geleceğin tiyatro izleyicileri olacak çocuklarımız için bu sezon ‘Ben Bir Oyun Buldum’ adlı çocuk oyunumuzu hazırladık. Çocuklar için eğlenceli ve eğitici bir proje ortaya çıktı. İletişim kurabilen ve estetik değerlere sahip bir toplumun temelini oluşturabilmek için çocuk tiyatrosunun çok önemli olduğunun farkındayız.