29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Spor Toto kime hizmet ediyor?

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

Spor Toto'nun futbola parasal destekçi (sponsor) olmasını anlamaya çalışmama karşın bu güne değgin anlayamadım. Bir devlet kuruluşu profesyonel futbola neden destek verir? Devletin işi, artık yüz milyonlarca dolar bütçeleri olan, şirketleşmiş kuruluşlara destek vermek mi olmalıdır? Halktan toplanan paranın profesyoneller için kullanılması hakça mıdır?

Denebilir ki, futboldan kazanılan futbola aktarılıyor. Profesyonel takımların karşılaşmaları Spor Toto kuponuna girince zaten isim hakkı ödeniyor. Buna kimsenin karşı çıktığı yok. Ancak lige adını vererek on milyonlarca liranın profesyonel kulüplere aktarılmasının mantığını anlamakta zorlanıyorum.

Devlet eliyle organize edilip, oynatılan, bu bağlamda bir anlamıyla devletin oynattığı kumarın büyük kazanıcısı yine devlettir. En basit tombala oyunundan tutunda devlet aracılığıyla düzenlenen toto, loto, iddia, Milli Piyango, bahis gibi organizasyonlarda her zaman oynatan kazanır. Oynatanın yitirdiği bir sistemin ayakta kalması olanaklı değildir. Bu bağlamda bahis oyunlarından devlet çok büyük paralar toplamaktadır. Zaman içerisinde bu paralar o denli büyük tutarlara ulaşır ki, Spor Toto para harcayacak yer arar.

Geçen hafta Caferağa Spor Salonu'nda İTÜ'nün basketbol maçını izledim. Salon yenilenmiş. Pırıl pırıl bir salon olmuş. Maçı izlediğim tribünün karşısındaki duvarda Spor Toto yazısını gördüm. Büyük olasılıkla salonun yenilenme giderlerini Spor Toto üstlenmiş. İşte Spor Toto'nun asıl görevi budur. Salonları yenilemek, yeni salonlar, spor alanları yapmak, amatör kulüplere yardım etmek, toplamda halktan topladığı paraları profesyonellere değil halkın spor olanakları için harcamak. Halka spor olanakları sunmak demek aynı zamanda halk sağlığına devlet eliyle katkı yapmak anlamına gelir.

Birkaç yıl önce Spor Toto'nun üst düzey yöneticilerinden biriyle tanıştım. Yazılarımı okuduğundan bir arkadaşım aracılığıyla tanışmak istemiş. Kendisine Taksim'in göbeğinde İTÜ'nün iki tarihsel spor salonundan söz ettim. Bana aynen şöyle söyledi: "Spor Toto'nun her yıl harcaması, amatör sporlara göndermesi gereken bir para var. Bu para harcanmayarak ya da amacına yönelik kullanılmayarak milyarlarca dolar fazladan birikti, Spot Toto para harcayacak yer arıyor. O salonu yenilemek işten bile değil, ayrıca görevimizdir." Yetkiliyi salona götürdüm, özgün yapısına hayran kaldı. Çekimler yaptık. Salonun tarihine ilişkin verdiğim bilgiler de kaydedildi. Ne var ki, gidiş o gidiş. Sonradan öğrendim ki, seçim dönemine denk geldiği için, büyük olasılıkla Spor Toto'nun fazla parası seçim yatırımı için harcanmış.

Spor Toto birikmiş parayı harcayacak yer ararken bu kez karşısına profesyonel futbol çıktı. Spor Toto ligin isim hakkını alarak reklam mı yapmak istiyor. Bahis oynatmak için reklam yapmak devlet kuruluşuna yakışır mı? Spor Toto'nun asıl görevi halka hizmettir. Bir an önce asli görevine dönmesi gerekir...

Greenpeace'den

Dünyadaki karbondioksit salımlarının yüzde 41'i kömürden kaynaklanıyor. Kömürlü termik santraller, çevrelerinde yaşayan tüm canlılara ciddi zararlar veriyor. Kille kaplanan topraklar, cıva kirliliği, asit yağmurları, solunum hastalıkları, yaşamını yitiren madenciler... Üzülerek söylüyoruz, Türkiye'de yapım ya da proje aşamasında 86 kömürlü termik santral var. Neyse ki yerel halklar durumun farkında ve direnişteler.

Yerel direnişlere desteğimiz ve termik santrallere karşı ulusal kampanyamız sürüyor. Dünya enerji talebinin teknik olarak altı katını karşılayabilecek kadar yenilenebilir enerji kaynağına sahip. Hedefimiz, Gerze'den Şırnak'a, Amasra'dan Aliağaya, kömür değil rüzgar ve güneş enerjisi kullanılması...

Santral 40 yıl faaliyet gösterdiği takdirde; tahmini 1900 kişinin erken ölümüne, toplam 18 000 yıl insan ömrü(yaşam yılı) kaybına, solunum hastalıklarıyla geçen 2 milyon güne ve hastalık nedeniyle 1000 yılı aşan iş günü kaybına neden olacak. Türkiye'nin toplam ekonomik kaybı 2,6 milyar Euro'ya ulaşacak...(Araştırma, Stuttgart Üniversitesi'nin hava kirliliği etkileri modeli ve Gerze Çevresel Etki Değerlendirme Raporu verileri kullanılarak hazırlandı).

Sergen Yalçın'a yakıştı

Bildiğiniz gibi, Sergen Yalçın, teknik adamlıkta yetkinliğe sahip olmadığı halde Gaziantepspor'a teknik direktör oldu. Bu işi yapmaya yetkin ve yatkın olmadığı halde gelişigüzel konuşup diplomayı "kağıt parçası" olarak nitelendirdi. Zeki insanlar böyle durumlarda fincancının katırlarını ürkütmeden işlerine bakarlar. Zaten başka türlü konuşsaydı şaşardım. Söyledikleri tam da Sergen Yalçın'a yakıştı. Aynı futbolu gibi konuşmuş, kırık, dökük...

İnsanın bir işi yapabilmesi için birtakım eğitim ve öğretimlerden geçmesi, bunun sonunda da yetkinlik diploması alması gerekir. İnsanlar yetkinlik, uzmanlık diplomalarını almak için çok büyük emek ve zaman harcıyorlar. O diplomaların altına da konunun uzmanları, doçentler, profesörler imza atıyor çoğunlukla. Sergen Yalçın diploması olan herkese hakaret etmiş durumdadır. Yalçın'ın durumunu anlayabiliyorum da, ona bir şehrin hem de Gaziantep gibi bir şehrin en önemli temsilcisi Kırmızı-Siyahlı takımın anahtarını teslim edenleri anlamakta zorlanıyorum. Sergen Yalçın'ın Gaziantepspor'a hoca olması takımın nasıl yönetildiğinin tipik bir göstergesidir. Olmadı Sergen Yalçın, olmayacak da...