Şu ikisinin yaptığına bakın!

CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın yaptığı tam bir aymazlık.

Art niyeti olmasa da, eylemini onaylamak mümkün değil.

Özgecan dramı bütün yurdu sarsarken medya önünde danslı gösteri akıl alacak şey mi?

Yapılan dans başka bir konu için diyor, ama bir milletvekili neyin ne zaman yapılacağını ve nasıl algılanacağını bilmeli.

Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ise Aylin Nazlıaka’nın yaptığının yüz misli daha dehşetengiz.

Bir Cumhurbaşkanı nasıl o sözleri eder?

Diyelim bir milletvekili hanım boşluğa veya gaflete düştü, onu siyaseten istismar etmek ve yapılanı amacı dışına taşıyıp sunmak tarafsızlık yemini etmiş bir cumhurbaşkanına yakışıyor mu?

Yok Erdoğan’ın bu yaptığı siyasallaştırma ya da kutuplaştırmanın çok daha ötesi bir anlam içeriyor.

AKP- KK TİYATROSU !

İşte AKP ile PKK’nın sahnelediği tiyatrodan muhtemel sahneler:

- AKP’nin hesabı seçime terörsüz girip oyunu korumak, PKK ise barış süreci kandırmacası ile Güneydoğuyu komple istila edip, uluslararası arenada her geçen gün meşruiyetini tescil derdinde.

- APO’nun tek hesabı kendini hapisten çıkarmaktır ki onun için yapamayacağı şey yoktur.

- Öcalan silah bırak dese -ki diyecek- Kandil asla silah bırakmayıp, sadece yurt içinde silah bıraktık numarasını çekecek ki Türk kamuoyu AKP ‘nin desteği ile bunu yutacak.

- Tayyip Erdoğan, PKK’dan çok korkuyor, zira toplu bir isyan ile alaşağı olacağını düşünüyor.Dolayısı ile seçim öncesi hiçbir şekilde PKK ile karşı karşıya gelmek istemiyor.

- Erdoğan’ın bu düşüncesini bilen PKK ise seçim öncesi mutlaka somut tahsilat isteyecek ki yerine getirilemeyince yüzbinler sokağa inecek.

ARINÇ YERİNE NİYE DAVUTOĞLU?

Parlamenter demokrasi tarihimizde herhalde ilk defa oluyor.

Bakanlar kurulundan sonra hükümet sözcüsü değil, Başbakan açıklama yaptı.

Hayır, ülke savaş hali yaşasa, yani olağanüstü bir şey olsa anlaşılır da öyle bir şey!

Tablo bu ise belli ki Davutoğlu, Bülent Arınç’a güvenmiyor.

Öyle ise Arınç’ı niye kabinede tutuyor veya Bülent bey niye hala AKP’de ?

Geçtiğimiz hafta yazdık; sadece Bülent Arınç değil, AKP’de onlarca milletvekili diken üstünde ve muhtıra verip partiden ayrılmayı sorguluyor.

Muhtemeldir ki Tayyip-Davutoğlu ikilisi, Arınç kendi ayrılsın istiyor..Bülent bey ise kovulayım ve mağdur olayım hesabında!

Göreceksiniz bu çatlak su tutmaz, yakındır AKP’de denizler dalgalanacak..

BABALAR VE OĞULLAR

- Alpaslan Türkeş milliyetçi, oğlu Ahmet, AKP mebusu.

- Cemil Sait Barlas Atatürkçü,oğlu Mehmet Barlas Amerikancı

- Nihal Atsız Türkçü-Turancı oğulları küreselci.

- Aziz Nesin Cumhuriyetçi, oğlu Ahmet Kürtçü.

- Uğur Mumcu millici,oğlu Özgür, dünya vatandaşı.

- Çetin Altan eski sosyalist ,oğulları AB’ci ve Amerikancı.

- Muzaffer Özdağ milliyetçi,oğlu Prof. Ümit Özdağ ülkücü.

- Cemil Meriç milli filozof,kızı Prof.Ümit Meriç, türbancı ve AKP’li.

- Tevfik Fikret milli şair,oğlu Haluk papaz!

- Demirtaş Ceyhun Kemalist , oğlu Ozan, Tayyipçi.

- Doğu Perinçek Kuvayı Milliyeci, oğulları babalarının izinde.

BİLAL’İN GEMİLERİ VE AHALİ!

Dün bir haber:

- “Bilal Erdoğan’ın, amcası ile kurduğu şirket 18 milyon dolarlık yeni bir gemi daha aldı.”

17 -25 Aralık 2013’de yaşananlardan sonra bu satın alma ilginç değil mi?

Belli ki Erdoğanlar bu gibi şeylerin seçmen tarafından umursanmadığını düşünüyor ki işte bunu doğrulayan bir anektot:

- 2000 yılında MHP’nin sağlık Bakanı Osman Durmuş gazeteye beni ziyarete geldi ve sohbette şöyle bir ifade kullandı:”Sabahattin Bey ben hala sobalı evde oturuyorum ve siyasette olduğum süre içinde öyle kalacağım.” Durmuş gidince tesadüfen yanımda olan ve sohbete tanıklık eden Ardeşen’li hemşehrim aynen şunu söyledi: “Bir bakan evimde soba var diye övünüyor ise ondan bir şey olmaz. Ben bu adamın partisine oy vermem.”

Maalesef toplumumuzun önemli bir kesimi böyle düşünüyor. Dürüstlüğe prim vermiyor ya da hırsızlığa kızmıyor, sadece kendine pay düşmemesine feveran ediyor...