28 Mart 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Süleyman Demirel...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

27 Ocak 2000 tarihinde Celal Bayar Üniversitesi’nin düzenlediği “Uluslararası Spor ve Medya Sempozyumu için Manisa’da bulunuyorduk. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek sempozyumun açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yapacaktı. Ben 8 yaşındayken Başbakan olan ve sonraki 50 yıllık yaşamımda hep var olan Süleyman Demirel’i ilk kez o gün, kendisine 10 metrelik bir yakınlıkta dinledim. İnanılmaz bir bellek gücüne sahip olduğuna da o gün tanık oldum. Türkiye’nin genel spor politikalarını ve olması gerekeni öylesine güzel anlattı ki, başta ben olmak üzere dinleyenleri kendine hayran bıraktı. Bir spor uzmanından bile çok daha fazla spor konusunun derinliklerine inebilmişti.  

Ne var ki, belki de günahlarının en azından bir kısmından arınmak için çok iyi bir Cumhurbaşkanlığı yapmasına karşın Süleyman Demirel’in biz 78 kuşağına ettiği eziyetin affı olamaz. 68 kuşağının göz bebeklerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın asılmasında aldığı birinci derecede rolüne, bizim kuşağı yok etmek isteyen politikaları da eklenince son dönemlerindeki demokrat davranışları onu kurtarmaz.  

Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir hükümetin yapmadığı kadar büyük kötülükler yapan Adnan Menderes ve arkadaşlarının intikamını 20’li yaşlardaki gençlerden alan Demirel için hoşgörülü diyenlere ne demek gerekir pek de kestiremiyorum. Demirel, intikamcı ve kindardı. 20’li yaşlardaki gençleri ipe göndermenin başka açıklaması olamaz. Menderes Başbakandı ve elinde her türlü güç vardı. Denizlerin elinde neyi vardı? Delikanlı insanların hata yapması kadar doğal ne olabilir ki? İsmet İnönü’nün onca uğraşına, karşı duruşuna karşın üç fidanı ipe gönderdi. Oysa ülkemize ve Cumhuriyetimize çok daha büyük kötülükler yapan Menderes ve arkadaşlarının idamına da İnönü karşı çıkmıştı. Kendisini iktidardan indiren ve İnönü’ye suikastlar düzenleten bir Başbakanın idamına İsmet Paşa karşı oy vermişti. 

Süleyman Demirel isteseydi bir günde yasalar değiştirilir üç fidanın ölümüne engel olunurdu. Cezaları ömür boyu tutukluluğa dönüştürülse onlar belki de bugün aramızdaydılar. Sonra sıra bizim kuşağa geldi. Bizler Süleyman Demirel’in uyguladığı baskıcı politikalar, yanında, koltuk altında besleyip büyüttüğü faşistler ve dinciler yüzünden öldürüldük, ölümlerle, toplu kıyımlarla yüz yüze kaldık. Eğer bir kısmımız yaşamdaysak bu bir rastlantıdır. Balgat toplu kıyımının, bazı kentlerimizdeki iç savaş durumlarının, DİSK’in efsane Genel Başkanı Kemal Türkler’in, Bedri Karafakioğlu’nun, Cavit Orhan Tütengil’in, Ümit Kaftancıoğlu’nun hatta Uğur Mumucu’nun ve daha nice aydınlarımızın öldürülmesinde hep Demirel’in yanında beslediği insanların parmağı vardır.  

Daha yazılacak neler var ama bir spor sayfası için bu kadarı yeter. Eğer öbür dünya ve o dünyada Sırat Köprüsü’nden geçmek sınavı varsa, Süleyman Demirel’in o sınavdan geçmesi olanaklı değildir...