23 Nisan 2024 Salı
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Suriye her zamanın ruhudur

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Fokurdayan Suriye kazanında herkes kepçe. Her kepçe bir şey arar. Kaynayan bu kazanda kimin ne aradığı, bu amaçlar için kimi kullandığı, velhasıl kimin elinin kimin cebinde olduğunu aklıselimle kavramak kolay değil. En bariz olan, Suriye devletinin net tutumudur. Suriye bir adım ileri iki adım geri taktikleriyle yoluna temkinli devam etmektedir. Savaş ve diplomasi krizini en optimal yöneten aygıt konumundadır. “Zamanın ruhuna” en hızlı adapte olma yeteneğine sahip olduğunu ibraz etti. “Suriye’nin şansı yaver gitti”, “Arkasında Rusya, İran gibi devletler olmasa biterdi”, “Suriye zamana iyi oynuyor” gibi ifadeler acizliğin ve Suriye tarihine yabancı olmanın göstergesi. Şüphesiz ki, bu unsurlar ve etkenlerin varlığı Suriye’nin ayakta kalması ve devam etmesi için elzemdi. Şam coğrafyasına saltanat kuran kuvvetin dünyadaki nüfuzu ve itibarı farklı olur.
TARİHLE TESCİLLENEN GERÇEKKadim tarihte dünyanın en kudretli medeniyetlerini ikame edenler, Suriye’nin bir dünya markası olmasını sağlayanlar ve insanlık tarihine en kıymetli keşifleri takdim edenler Araplardır. Bugün terör ve bağnazlık ile özdeş hale getirilen Arapları bu şekilde tasavvur etmek çok kimse için garip ve abartılı gelebilir. Ancak tarihi vaka şudur ki, Şam’a dayatılan savaşın asıl tetikleyici sebebi Suriye sahasını yabancıların cirit attığı ve kozlarını paylaştığı konumdan dizginleri eline almış, medeniyet tarihinin idrakinde olan, kendi kaderini tayin eden bir konuma dönüştürmek istemesidir. Bağımsızlık sonrası dönemde, Suriye’nin Arap aydınlanması hamlesini başlatması ve Arap ulusal bilincinin yeşerdiği en önemli merkez haline gelmesi, ABD, Batı, NATO’cu Türkiye, Vahhabi Suudi Hanedanlığı, Şii-İran ve komünist Sovyetler Birliği tarafında ciddi bir kaygının zuhur etmesine sebebiyet verdi. Kadim tarihte dünya tarihine etki edip yön veren güçlerin sayısı nadirdi. Bu sebeple Şam bölgesinde kozlarını paylaşan iki kuvvetten birisi tarih sahnesine merkezi kuvvet olarak zuhur ederken diğeri tarih sahnesinden inişe geçmektedir. Bugün birden fazla nüfuzlu kuvvetin mevcudiyeti Şam üzerindeki kavgayı daha karmaşık ve çetrefilli hale getirmektedir. Direnmenin ve vatan için ölmeye hazır olmanın, Suriye’nin çimentosu olduğu hakikati yeniden ibraz olmuştur. Bu gerçek tarihi vakalarla tescil edilmiştir. Onlarca paydanın yanı sıra, Suriye ve Türkiye’nin ortak paydası ve kaderini bu tarihi gerçek oluşturmaktadır. Bu çelişkilere iyi oynayan Suriye’nin hayatta kalmanın sanatını iyi ifa ettiği de doğrudur.
ŞAM-ANADOLU BİRLİKTELİĞİTürk milletinin, tarihin küllerinde saklı olan cemresini çıkarıp yeniden yakan Mustafa Kemal misali çağımızda Arap tarihinin bilinciyle hareket eden Nasır ve Esad, Şam ve Mısır coğrafyasında gömülü olan cemreyi ulusal bir ateşe dönüştüren liderler oldu. Bu şahsiyetlere karşı, bir araya gelmeleri bile tahayyül edilemeyen çok farklı kesimlerce, kapsamlı bir itibarsızlaştırma çalışmasının yürütülmesi aslında manidar değil. İşte petrol, doğalgaz, su, ikinci İsrail (Kürdistan), silah ve uyuşturucu ticareti, para aklama, büyük devletlerin kozlarını paylaşması faktörleri doğru olmakla birlikte, Suriye’ye karşı başlatılan kirli savaşın en önemli sebeplerinden birisi kadim Arap medeniyetinden esinlenen, örnek alan ve toplumunu buna uygun tanzim eden Suriye’nin yarattığı rahatsızlıktır. Çağdaş tarihte ilk kez ve uzun bir husumet sonucunda kurulan Şam-Anadolu birlikteliğinin muazzam enerjisi yakın-uzak çok kuvveti tedirgin etmiş ve derin kaygılandırmıştı. Bu birlikteliğin tekrar imarı için mücadele etmeyen ve toplumu bu uğurda harekete geçirmeyen her kuvvet, bölgemizi yakan cinayet ve talan savaşından birinci derecede sorumludur. Suudi Hanedanlığı ve İran otoritelerine yakın Arap medyası, Suudi askeri istihbarat şefinin Şam’ı ziyaret edeceği yönünde haber yaptı. Şam’da, bu ziyaretin gerçekleşeceği yönünde güçlü emareler var. Bu esnada, PYD sözcüleri ve Türkiye’de basın “YPG kuvvetleri Suriye ordusuna katılabilir” yönünde açıklamalar yapıyor. Bu konuları yarın ele alacağız.