Suriye’de savaşan Türkler kim?

Suriye’de dünyanın her yerinden terörist var. Suudi Arabistan ve Katar’ın kiraladığı paralı askerler de orada. Bunların dışında El Kaide’nin Türkiye’den kandırıp götürdüğü garibanlar da Suriye’de savaşıyor. Bazısı ölmüş, birçoğu yaralı. Kimisinden hiç haber alınamıyor...

Bunların dışında devletten maaş alanların da olduğu konuşuluyor. Suriye içlerine kadar sızan “devletin adamlarından” söz ediliyor. “Özel Görevli” hâkim ve savcılardan sonra, “özel görevli kişiler” gündemde... Türkiye’nin başını ciddi şekilde belaya sokacak cinsten. Suriye’de “örtülü operasyonlarda” görev aldıkları bildiriliyor. Israrla Suriye’de hapiste olan ve yaşamını yitiren askerlere vurgu yapılıyor.

Olmaz demeyin!

Bunlar doğru mu yanlış mı net olarak bilemiyorum. Ama “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” gibi. Geçmişte örnekleri de var.

Rusya Çeçen sorunuyla uğraşıyordu. Bölge kan gölüne dönmüştü. O günlerde ABD ve Suudi Arabistan Rusya’ya karşı savaşan Çeçenlere maddi ve silah desteği veriyordu. Şimdi Suriye’de olduğu gibi, o günlerde de Türkiye devredeydi. Çeçenistan operasyonu için Türkiye toprakları kullanılıyordu. Yalova’da kurulan Çeçen kamplarını yine Aydınlık açığa çıkarmıştı.

Dönemin bakanlarından biri anlatmıştı. 1995 yılında Bakanlar Kurulu toplantısında Rusya’nın verdiği bir nota gündeme gelir. Rusya Çeçenistan konusunda Türkiye’ye ağır suçlamalar yöneltmektedir. Üstelik notanın ekine Çeçenistan’da görev yapan Türklerin listesini de koymuştur.

İlginç bir durumdu. Bazı kişiler askerliğini Ağrı’da, Mardin’de yaparken, bazıları da Çeçenistan’da yapıyordu. Üstelik onlara komuta eden rütbeliler de vardı. Bu nota kamuoyundan gizlendi.

Evi camekândan olan...

Ruslar Türkiye’yi uyardı. SSCB döneminin son, Rusya Federasyonu’nun ilk Ankara Büyükelçisi olan Albert Çernişev, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcısı olmuştu. “Evi camekândan olan, başkasının evine taş atmaz” dedi. Ama dinletemedi. Rusya Türkiye’yi daha sert uyarmak için PKK’ya Moskova yakınlarında bir köyü tahsis etti.

Bu olayı yıllar sonra İstanbul’da İTO’da yapılan bir toplantıya katılan Sayın Çernişev’e sordum. “Hatırlıyorum, galiba öyle bir şeyler olmuştu, ama geçti. Şimdi bir sorun yok” diye diplomatik bir yanıt verdi.

28 Şubat’la birlikte Çeçenistan’da savaşan askerlerin tamamı geri çekildi. Rusya da Moskova yakınlarındaki köyü kapattı. (28 Şubat Davası’nın görüldüğü şu günlerde, bu olay bile 28 Şubat’ın ne olduğunu anlamak için aydınlatıcıdır.)

AKP’nin başı belaya girer

Suriye konusu çok tartışılıyor. Daha da çok tartışılacak gibi. Devletin kritik merkezlerinde görev yapmış olan kişiler hep “AKP vurgusu” yapıyor. Suriye konusunun günün birinde AKP’ye pahalıya, hem de çok pahalıya patlayacağını iddia ediyorlar. “AKP sadece kendini yakmayacak, daha birçok kişinin de başını yakacak. İşlenen suçlar insanlık suçu. Zamanaşımı da yok. Türkiye’de kurtarsalar, uluslararası hukukta kurtaramazlar. Telaşları da bundan. Bu işten dönememelerinin nedeni de işlenen suçların büyüklüğü” diyorlar.

ABD kurtarır mı?

AKP’nin umudu ABD. ABD Suriye’ye müdahale ederse paçayı kurtaracağını hesaplıyor. “Stratejik bataklıktan” kurtulacağını düşünüyor.

Ama hemen hatırlatalım. İşler ters giderse hemen satar. Dünyada örnekleri çok. ABD için dostluk yoktur. “Yol arkadaşlığı” vardır. Aynı yolda yürümede sona gelinmişse gözü hiçbir şey görmez. Kullanılmış mendil gibi buruşturup atar.

Fare tutma özelliğini kaybetmiş bir kedi, ABD için kedi değildir.