‘Suriye’de unutulan Türkler’ ve MHP

MHP, mevcut hukuksal düzen ve siyasi sistem içinde, Erdoğan’ın arzuladığı Başkanlık hayalini güzel bir hülyaya veya kâbusa dönüştürecek sembolü temsil ediyor. Özellikle MHP’nin kazanılması için canhıraş bir kavga var. Dört muhalif silahşor, Bahçeli’nin AKP ama özellikle Erdoğan’ın arka bahçesi gibi hareket ettiğini ima ediyor. Buna mukabil Bahçeli, işin içinde bir bit yeniği var inancında. MHP’ye kendisi üzerinden bir kumpasın kurulduğunu iddia ediyor. Tertibin arkasında Pennsylvania’yı yurt edinmiş olan Gülen Cemaatini itham ediyor.
Dört silahşorun en hızlısı Meral Akşener. O Ses Türkiye yarışmasında rakiplerinin önünde. Reklamı en çok yapılan aday. Bahçeli, Akşener’i MHP’nin içindeki beşinci tabur, Gülen ve efendilerinin gözbebeği olarak telakki ve telkin ediyor. Akşener MHP için bir püsküllü bela. İlginçtir ki, dört muhalif silahşorlardan Koray Aydın’da Akşener ile ilgili Bahçeliyi destekleyen açıklamalar yapıyor. Bahçeli dün yaptığı grup toplantısı konuşması esnasında Koray Aydın’ı, “MHP saflarında yetişen gerçek ülkücü” tanımlamasıyla övmüş.
MHP Fatih İlçe Başkan yardımcısı İbrahim Küçük bu yılın Ocak ayında Suriye’de öldürülmüştü. Akşener en önde tabutu omuzlamıştı. Cübbeli Ahmet olarak bilinen zatta cenaze namazını kaldırmıştı. Düşürülen Rus uçağının pilotunun öldürülmesinde rolü olduğu iddia edilen Alparslan Çelik de Küçük’ ün cenaze töreninde görüntülenmişti.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların Türkiye-Suriye hududunda milis kuvvetler oluşturması, askeri kıyafetlerle ellerinde ağır silahlarla pozlar vermesi, başka bir ülkenin ordusuna karşı savaşmayı milli ve hatta dini bir görev olarak pazarlaması ne kadar hukuki bir gün Türkiye’ye siyasi sultanın tasallutundan kurtulmuş bağımsız hukuk egemen olduğunda bunun muhasebesini yapar.
Bu silahlı grupları normal ad edip Suriye’deki akrabalarımız, kardeşlerimiz için savaşan Türkmenler olarak tedavüle sokanlar da var. Empati yoksunu bu zihniyete mantıklı bir şey söylemek atomu parçalamaktan zordur. Suriye’deki bütün etnik ve mezhep toplulukların Türkiye’de akrabaları var. Daha iyi anlaşılsın diye bariz bir örnek verelim. Hatay, Adana ve Mersin Alevilerinin Suriye’de yaşayan milyonlarca akrabası var. Suriye Alevileri onlarca vahşi katliama maruz kaldı. Şimdi buradaki Aleviler silahlı milis kuvvetler oluştursa, Suriye hududuna gitse ve Alevilere katliam yapan, yaptıran ve destek veren kim varsa üzerine çullansa Türkiye Cumhuriyeti yasalarına binaen hukuki olmalı. Neyse bu kıyaslamaları yapacak akıl olsaydı zaten bu halde olmazdık. Biz konumuza dönelim.
MHP’de Bahçeli-Akşener ekseninde merkezileşen kavganın zahiriden hareketle batıni kısmına sağlıklı ulaşabilmek için sizi önce 12 sonra 4 yıl öncesine götürmek istiyorum. Tarih tesadüflerle hareket etmez sözünü doğrulayan bu gerçek vakıaları okuduğunuzda MHP için verilen ölümcül mücadelenin ne denli stratejik olduğunu göreceksiniz.
ABD’nin Irak işgali ardından Suriye’de arzulanan işgal ve etnik-mezhepsel bölünme halkla ilişkiler çalışmalarını ilk yapanlar Gülen Cemaati mensupları ve medyasıdır. Türkiye-Suriye ilişkilerinin henüz iyileşmeğe başladığı 2004’te Suriyeli Türkmen kardeşlerimizi provoke eden ilk çalışma Cemaatin Aksiyon dergisinde “Suriye’de Unutulan Türkler” başlığı ile atıldı.
Ümmetçi olduğunu iddia edenler mesele Suriye olunca kurt bir Türkçüye everilmişlerdi. Suriyeli Türkmenlerin memur bile olamayacağını yazabilen dergi bu haberleri yaptığında hayatın cilvesine bakın ki, Suriye Genel Kurmay ve Savunma Bakanı Hasan Türkmeni idi. Külliyen yalan ve hayali olan bu ve benzeri çalışmalar cemaatin vitrinlerini süslemeye devam edecekti.
2012’de MHP Fatih ilçe başkanlığından, “ABD’nin Büyük Orta-Doğu Projesi ve Suriye” konulu panelde konuşmam için davet aldım. Gazeteci Hüsnü Mahalli ve MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri de konuşmacıydı. Hayatımda ilk kez MHP camiasına hitaben konuşacaktım. Panel öncesinde İlçe Başkanlığı, Fethullah Gülen Cemaatinin destek verdiği Suriyeli Türkmen öğrencilerin provokasyon için salonda olacaklarını, bu sebeple dikkatli olmamız gerektiğini söylediler. Paneli baltalamak için her türlü provokasyonu denediler. Paneli organize edenlerin ve biz konuşmacıların kararlığı sayesinde emellerini boşa çıkardık. Salonda olan “Cemaatin Türkmenleri” yaka paça dışarı atıldılar.
MHP’deki kavganın zahiren demokratik temayüller, hukuk ve benzeri kavramlarla elbette ilgisi var. Ancak batini olarak daha derinlerde Kâbe’si ABD olan Gülen Cemaatin Türkçü-ülkücü cemaat içinde halen özgül ağırlığı olan MHP’de dümeni ele geçirme hadisesi yatar.