29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Suriye’yi vuran Türkiye’yi vurur’

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

İdlib, Cisr El-Şuğur, Lazkiye hattı boyunca muhalefetin kontrol edeceği derin bir hat ikame etme ve Halep, Hama Lazkiye ve Humus kentleri arasındaki iletişimi kesmek ve bu kentleri abluka altına almak için silahlı grupların liderleriyle İstanbul’da yapılan gizli zirveler sonuç alamıyor. Küçük bir İHA’nın vurulmasını kahramanlık olarak tedavüle sokanların sinekten yağ çıkarmaya çalışmasının gerekçesi budur.  

Adana İncirlik Havalimanı’ndan kalkan made in USA F-16 Türk savaş uçakları, Suriye sahası içinde Türkiye hududuna yakın bir bölgede, silahlı muhalif grupların toplanma merkezleri ve güzergâhlarını gözetleme ve kayıt altına alma görevini ifa eden Suriye’ye ait İnsansız Hava Aracını düşürdü. Savunma Bakanı Yılmaz, “bu büyük askeri başarı” için pilotları tebrik edip öptüğünü söyledi. Düşen hava aracının “Türkiye hava sahasını ihlal eden savaş helikopteri” olduğunu iddia etti. Hükümet medyası bu büyük zaferin haberini ilk sayfadan kalın puntolarla verdi. “Uçaklarımız hava sahamızı ihlal eden Suriye savaş uçağını” bazıları da “savaş helikopterini vurduk” diye kendilerine ne söylendiyse veya hükümet erbabının açıklamalarına uygun haber sundular.  

Suriye tarafı, düşürülen aracın bölgede Cisr El-Şuğur mıntıkasında askeri operasyonlar yapan birliklerin istihdam ettiği, küçük ve manuel kontrol edilen bir İHA türü olduğunu ve Türkiye sınırlarını kullanarak bölgede saldırılar tertipleyen grupların hareketlerini gözlemlemek üzere kendi egemen toprağında rutin keşif uçuşu yaparken düşürüldüğünü deklere etti. Yayınlanan görüntüler ve uçağın parçalarını gören yerel kaynaklar Suriye tezini doğruluyordu. Bu açıklamaların ardından Başbakan Davutoğlu, “Yeni angajman kurallarını işlettik. Bizi test edene misliyle cevap veririz” diyerek seçim meydanlarında kahramanlık destanları anlattı. Daha önce de esas yerinden kaçırılarak Türkiye sınırına yakın bir noktaya taşınan, hayatında olduğu gibi ölümünden sonrada seyyar kabir tabirine uygun ahir mobil yaşamına devam eden Süleyman Şah’ın türbesini ziyaret etmiş ve ecdat ile milli tarih üzerinden propagandasını yapmıştı.  

“Angajman kurallarını işlettik” ifadesi aslında Türkiye sahasını ihlal etmemiş olan ve Suriye hava sahası içinde vurulan hava keşif aracının düşürülmesine sunulan kılıf ve bahaneydi. Siyasi partiler seçim ve baraj kaygılarıyla yaşadığı için mesele Suriye ise her daim olduğu gibi üç maymunu oynamaya devam etti. Yahut daha hamasi söylemlerle, siyasi iktidarın emirlerini ifa eden askerin, “başarılı operasyonuna” sahip çıkma züğürtlüğüne soyundu. Emeklilere bol maaş, bayramlarda çift gelir, her sene bir milyon vatandaşa iş güvencesi, Merkez Türkiye vaatleri sunan CHP’nin şu an yapması gereken Suriye ateşini söndürmesidir. Eğit-Donat-Teröre yolla programına karşı çıkmasıdır. Suriye’de tahrip edilen insanlık tarihini korumasıdır. Suriye ateşinin Türkiye’yi kaynattığını göremeyen bir muhalefetin sunduğu bol vaatler havanda su dövmek misalidir. Makineye bağlı yaşayan ağır hasta adama ahu bir kadını hayal etmesini tavsiye etmek, sağlık hizmeti yerine coşkun bir tatil sunmak gibidir. Basra harap olduktan sonra insan olan çift bayram maaşını ne eylesin? Suriye, Irak ve insanlık yanarken o maaşı yiyecek insan nefsi mi vardır?  

Her daim olduğu gibi bu hadisede de Vatan Partisi’nin kurmayları devreye girdi. Vatan Partisi, sorumlu davranıp AKP’nin Suriye düşmanlığını mahkûm etmiş ve olayın “komşuluk ve egemenlik değerleriyle bağdaşmadığını” söylemiştir. “Suriye’yi vurmak ve bölmek Türkiye’yi vurmak ve bölmek ile eş değerdedir” açıklamasını yapmıştır. Vatan Partisi 31 Mayıs günü bu söylemi Hatay vilayetimizde “Eğit-Donat ve terör ihracına son” başlığı altında organize edeceği büyük bir etkinlikle hayata geçirecek. Suriye-Türkiye kardeşliği için bu duyarlılığı daimi olarak gösteren Vatan Partisi’ni tebrik ediyorum.