Suudi Kral Mısır’a Lavrov Ankara’ya

Dolar milyarderi Suudi hanedanlığı Mısır için birçok yönden önemliydi. 1.5 milyondan fazla Mısırlı, Suudi hanedanlığında çalışıyor. ABD çıkışlı eski başkan mühendis Mursi bile Suudi hanedanlığında muvazzaf idi. Üroloji uzmanı doktor oğlu Ahmet Mursi yıllardır Suudi hastanelerinde görevli. 1 milyon Mısırlı Kuveyt, Katar gibi Körfez Şeyh hanedanlıklarında para kazanıyor. Mısırlı gurbetçilerin eve gönderdikleri gelirleri ekonomik sorunlarla boğuşan Mısır halkı için hayati bir oksijen borusu.
Suudi hanedanlığın, direkt yatırım bazında Mısır’da 27 milyar doları var. 100 bin Mısırlı bu yatırımlardan para kazanıyor. İngiliz emekliler Fethiye çevresine emekli kazığı çakmayı tercih ederken, 700 bin “emekli” Suudi vatandaşı Mısır’da yaşıyor. İhvancı Mursi ilk yabancı ülke ziyaretini devlet başkanı olduktan sadece bir ay sonra 10 Temmuz 2012 tarihinde Suudi hanedanlığına yaptı.

MURSİ’NİN TEK DÜŞMANI : ESAD
Mursi ve dini-dar zihniyeti Mısır’da sulta olduğunda onlarca turisti havaya uçuran katil, hem de cinayeti işlediği bölgeye, vali yapıldı. Parlamentoda, dini-dar üyeler şeriatlarına binaen, ölen bir kadına eşinin “cinsel veda ilişkisi” uygun mu değil mi konusunu tartışmaya açtı. İkiye bölünen domatesin içinde “haç görüldü yenmesi haramdır” diyecek kadar zırvaladılar. İsrail devlet başkanı Şimon Perez’e muhabbet dolu bir mektup gönderdi. Çin ve hatta Rusya’yı ziyaret etti. Rusya’dan turist ve nükleer enerji, Mısır’dan Rusya’ya sebze-meyve ihracatına destek istedi. İran ile güçlü ilişkiler talep etti. İsrail dâhil herkesle aşna fişne olmayı seçen Mursi’nin bir tek düşmanı vardı “Alevi” Esad.
Suriye konusunda uyarılar yapan Mısırlı siyasetçileri “zalim Esad Muhibbileri” olarak tanımladı. Suriye’ye karşı cihat ilan edildi. Suriye Konsolosluklarını kapattı ve büyükelçisini sınır dışı etti. Mısır, muhalif güçlerin cennet mekânı oldu. Suriye’nin uçuşa kapalı bir bölge olması için uluslararası müdahale çağrısında bulundu. “Suriye’de ki kutsal savaşa katılın” çağrıları yapıldı.
Şam-ı Şerif’in düşmanı Mursi başkan seçildikten tam bir sene sonra, Haziran 2013’te Mısır ve bölge tarihinin şahit olmadığı on milyonlarca insanın (Mısır nüfusunun yarısı sokaklara döküldü) protesto gösterilerine maruz kaldı. ABD, İsrail ve Suudi hanedanlığın diz bağları çözüldü. Suudi hanedanlığı Mursi’nin hemen uzaklaştırılması ve Mısır halk hareketini frenleyecek, askeri darbe dâhil, girişimler için milyarlarca doları devreye soktu.
Suudililer, ABD, İngiltere ve İsrail’in talebi doğrultusunda, Sisi’nin darbesi ve sultasını açıktan destekledi ve milyarlarca dolar para yardımı ile pekişmesine en büyük katkıyı yaptı. Eski Kral Abdullah darbeden sadece bir ay sonra Temmuz 2013’te Sisi’yi Kahire’de ziyaret etti. Mursi’nin idamla yargılanmasına ses çıkarmadı. Bir adım daha ileriye gitti ve Müslüman Kardeşler Örgütünü terör listesine aldı. Sisi, Mursi’nin aksine Suriye ile ilişkileri tekrar tamir etti. Suriye muhalefetini resmen kovdu. Büyükelçiliğini açtı.

SİSİ BÖLGE İLE İYİ İLİŞKİLER KURDU
Sisi başta ABD, Rusya, Çin, AB olmak üzere Suudi ve tüm bölge ülkeleri ile iyi ilişkiler kurdu. Sisi’nin Körfez Şeyh hanedanlıkların dolarına Vahhabi-Sünni Suudi hanedanlığın ise İran ve onu ifadesiyle “Şii Hilale” karşı Kahire’nin desteğine ihtiyacı var. Suudi Kral Selman Bin Abdülaziz El-Suud krallık koltuğuna oturduktan sonra ilk dış ziyaretini iki gün önce 8 Nisan’da tiryakisi Mısır Devlet Başkanı Abdül Fettah Sait Hüseyin El-Sisi’nin yanına Kahire’ye yaptı. Kral hazretleri Sisi tarafından tam beş gün baş tacı edilecek. 22 milyar dolar kıymetinde anlaşmalara imza atıldı.
Bu meblağın büyük bir bölümü Mısır’ın petrol ihtiyacı, önemli altyapı projelerinin finansmanı ve kentsel dönüşüme mali destek payını oluşturacak. Geri kalan kısmı, Mısır devletinin resmi suçlamalarına binaen, İhvan, HAMAS, El-Kaide ve IŞİD bağlantılı örgütlerin başta Sina yarımadasında Mısır’da sorumlu oldukları terör faaliyetlerine karşı Sisi’nin ihtiyacı olan güvenlik faaliyetleri için kullanılacak. Mısır bu işi dengeli ve akıllı götürüyor.

ANKARA- ŞAM HATTINA DA YANSIMALI
Aydınlık gazetesinin Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklardan ulaştığı bilgilere binaen Rus Bakan Lavrov’un yakın bir tarihte Ankara’ya geleceği duyuruldu. Zaten hükümete yakın kalemlerin ve hatta TRT-1de gösterilen Filinta adlı dizi de bile (!) Rus düşmanlığının zararları açıkça ifade ediliyor. Lavrov gelir ve Türkiye-Rusya ilişkileri rayına girerse, aynı tas aynı hamam olmayacaksa, Ankara-Şam hattı acilen ihya edilmeli. Nitekim Türkiye ve Suriye’yi içinde bulundukları kan girdabından kurtaracak tek adres Şam-ı Şerif-Ankara muhabbetidir. Bu yol, bazılarını üzse de, halen Esad’ın sarayından geçiyor. Mursi ve dini-dar zihniyeti bunu anlayamadığı için gitti.