20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tank sesiyle vurulmanın 33 yılı!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Bugünlerde başımızda, ne tür sosyal ve siyasal bela varsa işte her şey o sonbahar günü başlamıştı... Siz bakmayın, "militarizm militarizm" diye zırvalayan, liboşu, döneği, işbirlikçisi, tarikatçısı ve cemaatçisinin asker düşmanlığında sınırları aşmasına...

Evet doğru; 11 Eylül günü bile ülke kan gölü halindeyken 12 Eylül sabahı kaos ve şiddet pat diye kesiliverdi!.. Baskınlar ve çatışmalar bitti, silahlar sustu, cinayetler durdu, grev ve boykotlar sona erdi, kangrenleşmiş protestolar ise tarihe karıştı...

Bırakın eylem yapmayı, kimse günlerce başını penceresinden bile uzatamadı!.. Herkes "anarşi bitti" diye öylesine rahatlamıştı ki, Kenan Evren ve arkadaşları kutsal birer varlık haline getirilmişti!..

Bugün "militarizm militarizm" diyerek tüm Kemalist askerlerin Silivri'ye gönderilmesi için kıçlarını yırtan ve cumhuriyetçilere nefes aldırmayan liboş dönekler, 13 Eylül 1980'den itibaren gazetelerinde "padişahım çok yaşa" dercesine askere alkış çaldılar, darbeyi desteklediler ve "ordu olmasaydı memleket elden gitmişti" diye ahkam bile kestiler...

Yani bugünlerde sıkı AKP demokratı (!) kesilen liboş kalemlerin çoğu, 12 Eylül günlerinde, asker "şak" dedi mi onlar "tak" diye yapıyorlar, üstelik yağdanlıkta sınır tanımıyorlardı... Meğerse dertleri cumhuriyetin bir an önce ezilmesiymiş!..

Velhasıl yalnızca güllük gülistanlık bir darbe şakşakçılığının tarihi değil, siyasal ve ekonomik alanda yozlaşmanın da başladığı gündür

12 Eylül!..

Darbenin armağanları!..

Hiç kuşkunuz olmasın, gardırop Atatürkçüleri yüzünden 12 Eylül'de en çok sol düşünce ezildi... O günlerde iktidarda olan sol öylesine ezildi ki, bir daha da zaten kendine gelemedi...

Ve işte idam ve işkenceyle desteklenen derin plan solu ezerken, bir daha dönmesin diye geriye siyasal İslam'ı bıraktı!.. Ne için; "komünizm gelecek" teranelerine karşı dinciliği set yapmak için!..

İşte bu kafa; dinci sermayeyi, şeriatçı gazeteleri, cumhuriyeti hedef alan Refah Partisi'ni, Nakşilerin "Benim memurum işini bilir" zihniyetindeki erozyoncu ANAP'ını, Nurcuların DYP'sini, laiklik karşıtlarının odağı AKP'yi; PKK'yı, Hizbullah'ı, tarikatı, cemaati, liboşluğu, dönekliği, işbirlikçiliği; köşe dönmeciliği, adam kayırmacılığı, rüşveti, vurgunu ve talanı ülkeye miras bıraktı...

Türkiye işte 33 yıldır 12 Eylül artıklarının sıkıntısını yaşıyor ve büyüyen tehlike rejimi giderek daha çok sarsıyor!..

Söyler misiniz; darbe rantından günümüz tarikatı, medyası, siyaseti nemalandığına göre, "militarizm militarizm" diye asker düşmanlığı yapmak takiyeciliğin âlâsı olmuyor mu?..

Bakış...

Üstteki fotoğrafa lütfen çok iyi bakınız... Bu fotoğraf ne zaman, nerede çekildi bilmiyorum ama uzun yıllar "jenerasyon-dejenerasyon" diye küçümsenen gençliğin "Gezi" eylemlerinin ardından, geleceği odaklanan bakışlarını anlatmaya yetiyor...

Cesur, korkusuz, kararlı, iradeli ve dimdik... Sosyal medyada gördüğüm bu fotoğraftaki kız; ülke sorunları karşısında devekuşu kesilen, gözlerini ve kulaklarını kapatan, başlarını eğen, hikmeti kendinden menkul reziller gibi tarikat sofralarına oturanların çocuklarından biri değil!..

Hangi yürekli anne-baba dünyaya getirdi bilmiyorum ama kolları bükülerek gözaltına götürülürken bile dimdik yürüdüğüne göre, mürit değil bir cumhuriyet evladı...

Şu bakışlara dikkatle bakarak söyler misiniz; Büyük Önder, cumhuriyeti gençliğe emanet ederken haksız mıymış?..

Sonbaharın alfabesi!..

Ne ilginç bir sonbahardır bu?.. Adı üstünde, diyorlar ki hakikatten "son"-bahar!..

Baksanıza, o kadar ilginç ki, yapraklar dökülmeden fidanlar düşüyor toprağa!.. Cumhuriyet çınarının köküne darbelerin indiği bir dönemde, "korku imparatorluğu"na siper olmaya çalışan gencecik fidanların tek tek devrilmesi niçin acaba?..

Yanıtı çok belli; Atatürk için, Türkiye için; Aydınlanma için, faşizmden kurtuluş için, bağımsız adalet için ve tabii ki namus için!.. Alfabesi aşağıdadır bu "son-bahar"ın:

(A)tatürk, (T)ürkiye, (A)ydınlanma, (K)urtuluş, (A)dalet, (N)amus!..

Otobüs!..

"Namus" sözcüğünü yazarken internet medyasında bir fotoğraf çok dikkatimi çekti... Şehir içi otobüsünde ayakta yolculuk eden bir adam vardı fotoğrafta...

Kimmiş bu adam diye baktım ki, İran'da 8 yıl cumhurbaşkanlığı yapan Ahmedinecad...

Demek ki gemi ve uçak işleriyle, ihaleyle, ran-toki-yle, kayırmacılıkla, avantayla, vurgunla pek işi olmamış ki, halen otobüse muhtaç halde yaşıyormuş!..

Ahmedinecad, cumhurbaşkanlığı döneminde devletten maaş da almadığı için herhalde bir birikim de yapmamış olacak ki, şu anki işine, yani öğretim görevlisi olduğu üniversiteye otobüsle gidip geliyormuş!..

Vay Ahmet vay!.. Bıraksaydın İran'ı da şu Türkiye'de en azından bir muhtar olsaydın da, gün yüzü görseydin be kardeş!..

Legal PKK!..

Yıllardır yazıyorum da, "Kadıköy'de oturup köy romanı yazan" zihniyet bir türlü anlamadı!..

Apocuların nihai hedefi bellidir, BDP'yi feshederek "PKK" adı altında yeniden TBMM'ye girmek!.. Tabii ki Öcalan'ın genel başkanlığında!..

Bu planı yıllar önce yazdığımda dudak bükenler şimdilerde "akil adam"cılık oynadıkları için artık onlara çok gülüyorum...

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak'ın Amerika'nın Sesi'ne söylediklerini sayfaya alalım da, "ak(b)il"ler ve yandaşları hep beraber gülsünler:

"PKK sadece silahlı militanlardan oluşmuyor, daha kapsamlı bir örgüt... PKK'ya katılımın arttığına ilişkin haberler doğru. Gerekli yasal zemin hazırlandığı takdirde örgütün siyasal zemine geçmesi de mümkün olabilir."