19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Millet sorunları Meclis’le çözdü

Yeni Anayasa önerisini savunanlar ‘Parlamenter sistem bitti. Artık bunu aşmalıyız’ diyebiliyor. Bu da ‘milletin egemenliği’ adı altında yapılıyor. Oysa 1876’ya uzanan bir Meclis geleneğimiz var. Türk milleti sorunlarını hep Meclis’le çözdü

Millet sorunları Meclis’le çözdü
A+ A-

EGEMENLİK VE MECLİS - 2

Türk devrimcileri hep Meclisli bir sistem için mücadele verdi. Mithat Paşalar, Namık Kemaller, Resneli Niyaziler, Enver Paşalar, Halil Menteşe Beyler, Mustafa Kemal Paşalar bu uğurda ölümü göze aldı ve dağa çıktı! Bu uğurda ne şehitler verdik. İlginçtir, devrimciler ‘Meclis’ için mücadele ederken, gericiler ve saltanatçılar ise onu kapatmak için ellerinden geleni yaptı. Sultan Abdülhamid, ‘93 Harbi (1877-1878)’ni bahane ederek Meclis-i Mebusan’ı kapattı. Anayasa’yı askıya aldı. 33 yıllık boşluk oluştu. İmparatorluk en büyük toprak kaybına uğradı. En büyük korkusu da kendisinden hesap sorulmasıydı. Anayasa’nın yapıcısı Mithat Paşa’yı Taif’te boğdurdu. Resneli Niyazi, 3 Temmuz 1908’de “Vatan bizden fedekârlık bekliyor” diyerek dağa çıktı ve Abdülhamid’e gönderdiği ültimatomda ilk isteği “Meclis’in tekrar açılması ve Anayasa’nın uygulamaya sokulması”ydı.

ABDÜLHAMİD’E TARİHİ MEKTUP

“Bâki ya ölüm, ya selamet-i vatan!” diyerek 20 günlük mücadelenin bayrağını açan İttihatçı devrimci Resneli Niyazi Bey, Padişah Abdülhamid’e 3 Temmuz 1908 günü gönderdiği mektupta iki istekte bulunur: Anayasal düzene geçmek ve Meclis’in tekrar açılması! Padişah’a gönderdiği telgrafta ise şunlara vurgu yapar: “Erzurum’da icra kılınan zulümler milleti korkutmamıştır. Belki daha ziyade teşvik etmiş ve cesaretini artırmıştır. Hedef ve maksat bundan sonra medeni devletlere benzeyerek bir idare şekli kurulup her bir cüz’ü kanımıza bedel olan mukaddes vatanımızı otuz seneden beri her daim uğramakta olduğu parçalamalardan korumak, milletin duçar olmuş bulunduğu fikir ayrılıklarını ortadan kaldırmak ve halen pek zor ve çok karanlık görünen istikbalimizi sağlam bir temel üzerinde sağlama bağlamaktır. (...) Biz Kanun-u Esasi’nin hemen bugün yürürlüğe konulmasını isteriz. Bunu hükümet vermezse millet zorla alacaktır. Binaenaleyh teşkilatımız bu arzuyu yerine getirmek, hürriyetimizi elde etmek kudretini isbat eylemek için kurulmuştur. (...) Bu da pek yakında görülecektir. Mebuslar Meclisi’nin derhal açılmasını talep eder.” (A. Cemaleddin Saraçoğlu, Resneli Niyazi, Şema Yayınları, İstanbul, 2006, s.44-45.)

Bu mücadele 23 Temmuz 1908 günü zafere ulaşır ve Osmanlı İmparatorluğu tekrar Anayasal ve Meclisli düzene döner. O düzen bizi bugünlere getirdi.

HER AŞAMADA MECLİS

İttihatçıların dağa çıkarak getirdiği Meclis’i, ‘31 Mart’ 1909’da gericiler basarak kapatmaya ve vekilleri linç etmeye kalktı. Bu isyanı bastıran İttihatçı devrimciler ise, en zor şartlarda Yeşilköy’de çadırda Meclis’i tekrar topladı. Kararlar aldı. 27 Nisan 1909 günü de Abdülhamid’i görevden aldı. Abdülhamid ve Vahdettin’i bu uğurda devirdik. Son Padişah Vahdettin, İngilizlerin desteği ve işgaliyle Meclis-i Mebusan’ı 16 Mart 1920 günü kapattı. Mustafa Kemal Paşa ise 23 Nisan 1920 günü Meclis’i Ankara’nın kalbinde tekrar açtı. Milletin iradesiyle ülkenin kaderini/gidişini değiştirdi. Buraya da Sivas ve Erzurum Kongreleri’nden geldi. En zor şartlarda Meclis hep açık kaldı. Milletin sesi oldu. Meclis bizim yaşam kaynağımız ve olmazsa olmazımız oldu. Devrimlerimizin de en büyük hedefi oldu. Çünkü, milletin iradesini Meclis dışında yönetime yansıtacak başka bir kurum daha keşfedilmedi...

CUNTACILARIN İLK İŞİ

Yakın zamanda da devrimciler Meclis’ten yana tavır aldı. 27 Mayıs 1960 ihtilali öncesi Demokrat Parti (DP) lideri Başbakan Adnan Menderes ‘Tahkikat Komisyonu’ kurarak Meclis’i etkisiz hale getirmeye çalıştı. Adeta diktatörlüğe gidiyordu. Ülkeyi kaosa sürekledi. ‘Kara cübbeliler’ sözleriyle aydınları hedef aldı. 1000’den fazla gazeteci yargılandı. Gençlik ayağa kalktı... Menderes yönetimi, 27 Mayıs İhtilaliyle yıkıldığında; İhtilalcilerin ilk işi kurucu Temsilciler Meclisi’ni oluşturmak ve en kısa zamanda ileri bir Anayasa yaparak seçime gitmek oldu. Bu Anayasayı,12 Mart 1971 Amerikancı müdahalesinden sonra dönemin Başbakanı Nihat Erim “Bugünkü Anayasa Türkiye için lükstür” diyerek daralttı. Meclis’i etkisizleştirdi. Gladyonun kanlı tertipleriyle de 12 Eylül 1980 darbesinin cunta lideri Kenan Evren tamamen kaldırdı ve daha dar ve ucube bir Anayasa getirdi. Amerikancı cunta ülkeyi üç yıl ‘Milli Güvenlik Konseyi’ adı altında yönetti. Her dediği ‘yasa’ oldu. 15 Temmz Fetö’cü darbe girişiminde ise Gazi Meclis uçaklarla bombalandı.


İlk Meclis hesap sorunca kapatıldı

Mithat Paşaların önderliğinde verilen mücadeleyle 23 Aralık 1876 günü ilk Anayasamız Kanun-u Esasi yürürlüğe girdi. 31 Mart 1877 günü de Meclis’imiz çalışmaya başladı. O Meclis, Padişah’ın gölgesine rağmen büyük işler yaptı. Uygulamalar ve uygulayıcılar hakkında hesap sordu. Bu sorgu büyük rahatsızlık yarattı. İş Abdülhamid’e uzanacağı sırada Sultan, Meclis’i 14 Şubat 1878 günü dağıttı. Anayasa’yı askıya aldı. O Meclis’in ikinci yılında hesap sorulan kişi ve işler ise şunlardı:

| Sultan Abdülaziz’in Sadrazamı Mahmut Nedim Paşa hakkında 100 bin altın rüşvet aldığı iddiasıyla Mithat Paşa döneminde soruşturma açılmıştı. Mithat Paşa’nın görevden alınmasıyla bu soruşturma durmuştu. Bunun tekrar açılması istendi.

| 93 Harbi yenilgisinde sorumluluğu olanlardan hesap sorulmaya başlandı. 5 Ocak 1877 günü, beceriksizliği tespit edilen Serasker Paşa ile Bahriye Nazırı Said Paşa Meclis’e çağrıldı ve sorular yöneltildi. Bu savaşta donanma iyi kullanılmamıştı. Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa da yalnız bırakılmış destek kuvveti gönderilmemiş ve kuşatma başarılı olamayınca teslim olmak zorunda kalmıştı. Osmanlı Donanmasının Amirali İngiliz asıllı Hubert Paşa da kendisini bir gazeteye yaptığı açıklamayla savunmaya çalıştı. Telaş büyüktü. İlk kez Saray dışında birileri hesap soruyordu. Bunlara rağmen Padişah Abdülhamid, Bahriye Nazırı Said Paşa’ya ‘Mareşallik’ ünvanı vererek maaşını da 25.000 kuruşa çıkardı! 30 Ocak 1878 günü yenilgiyle sona eren savaşta beceriksizliği nedeniyle Rauf Paşa hakkında da tahkikat yapılması istendi.

| Meclis ayrıca Matbuat Kanunu’nu da gündeme aldı. Değiştirilmesi konusunda girişimde bulundu. Baskı ve sansürün yumuşatılmasını istiyordu.

| Önemli bir neden de savaş nedeniyle Selanik’te uygulanan Sıkı Yönetimin başka illere keyfi olarak yayılmasıydı. Bu sorgulanmaya başlandı. Meclisten izin alınması istendi. Meclis’in yok sayılmasına karşı çıkıldı.

Dizinin ilk bölümü: Atatürk: ‘Felaketlerin çoğu şahsi idareden’

Son Dakika Haberleri