20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Taş Devri’ne geri mi dönüyoruz!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Diyarbakır’da katıldığı bir gösteride, polise “taş” atan sanığın eylemini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını emsal göstererek, “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olarak görmüş!!!

N.K. adlı sanık hakkında; Tayyip Erdoğan’ın 1 Haziran 2011’de kente gelişi nedeniyle düzenlenen protesto gösterilerine katıldığı için “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”na muhalefet ettiği iddiasıyla dava açılmış...

İddianamede, N.K.’nın, “örgüt lehine propaganda yaptığı, güvenlik güçlerine yoğun bir şekilde taş attığının tespit edildiği” belirtilmiş...

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, N.K.’ya önce 10 ay hapis cezası vermiş sonra da bunu 5 bin TL para cezasına çevirmiş... Kararın temyiz dosyasını inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise şu değerlendirmelerde bulunmuş:

“... Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33/1. maddesine (toplantı ve yürüyüşe silahla katılmak) uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutat ve meşru bir ‘düşünce ve kanaat açıklama yöntemi’ olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan dava ertelenmelidir.”

Bu gerekçenin ardından dosyanın iade edildiği yerel mahkeme, önceki kararında direnerek dairenin bozma kararına uymamış... Kararda, sanığın elinde taş ile gösteri alanında atmaya hazır bulunmasının kanaat ve düşünce açıklama yöntemiyle bağdaşmayacağı vurgulanmış...

Ceza Genel Kurulu ise yerel mahkemenin kararının bozulmasını istemiş ve böylece elinde taşla gösteriye katılan sanığın cezasının ertelenmesi de kesinleşmiş...

Doğrusu bu karar sokak eylemlerinin giderek yoğunlaştığı bu günlerde de, ileride de çok tartışılacak...

İnsanların en küçük anlaşmazlıkta bile uygar biçimde tartışmayı ikinci plana bıraktığı bir ülkede, kendini taş atarak ifade etme eylemi artık hukuksal bir özgürlük haline gelirse, doğrusu hem AB standartlarında çağ atlamış sayılacağız hem de “taş devri” özlemini iyice gidermiş olacağız!!! Söyler misiniz; bu taş kime?..

KAFA KESMEYE SANSÜR!..

Sokaklarda kafa kesen, yüzlerce kişiyi aynı anda katleden IŞİD’in canice eylemleri tüm dünyada infial uyandırıyor...

Düşünsenize; kurbanlarını kamera önünde acımasızca boğazlayan ve hatta kimilerinin ciğerlerini sökerek yiyecek kadar barbarca davranan IŞİD, tüm bu eylemleriyle ilgili videolar da yayımlayarak dünyada dehşet uyandırıyordu...

Konumuz, cellatların kafa kesmesi ve onları görüntüleyen kameramanların parmaklarının bile titrememesi değil; yayımlanan görüntülerin artık IŞİD’i iyice hedef yapmaya başlaması, örgütü önlem almaya zorlamış...

ABD ve müttefikleri, IŞİD’e saldırı planları yaparken dinci örgüt kendi içinde tuhaf bir sansür genelgesi yayımlamış...

IŞİD, yayınladığı bir bildiri ile hem militanlarına hem de kontrolü altındaki bölgelerde yaşayanlara video-fotoğraf çekimi ve paylaşımını yasaklamış...

IŞİD bu kararı, “kendilerini İslam Devleti savaşçısı gibi göstererek, örgütü küçük düşürücü haberler yayan veya devlet içerisinde cahilce hareket eden savaşçıların yaydığı haberlerin önüne geçilmesi sağlanmaya çalışılıyor” yorumu ile duyurmuş!!!

Güler misiniz ağlar mısınız?.. Kafa kesen, insan ciğeri yiyen ve sokaklarda kadınları kırbaçlayan bir örgütün, “cahilce hareket eden”lerden yakınması nasıl bir paradokstur acaba?..

Daha da önemlisi, tamamına yakının yüzü peçeli olan militanların bu video sansürünün tek bir gerekçesi olabilir;

Örgüt yalnızca canice eylemler nedeniyle dünyanın tepkisini çekmiyor; İslam inancını sarsan eylemleri nedeniyle gerçek Müslümanların nefretini kazandığını da görüyor... Video sansürünün başka gerekçesi olamaz...

ALTIN KOZA’DA FİNAL GECESİ...

Adana’daki Altın Koza Film Festivali çok güzel geçiyor... Türk Sineması’na damgasını vurmuş onlarca oyuncunun da renk kattığı festivalde, çok sayda belgesel filmin yanı sıra Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filminin gösterimi de yapıldı...

Doğrusu iyi bir oyunculuk sergilenen film bana çok uzun ve biraz da sıkıcı geldi... “Sanat filmi” algısını iyice yerleştiren bu tür yapımların gişe kaygısı olmadığı anlaşılıyor ki, kimi sinemacılar bunların Türk Sineması’nın uluslararası düzeyde öne çıkması için önemli olduğuna dikkat çekiyorlar...

Ben yine de ödül almış bu filmin biraz aksiyonla daha çekici hale getirilebileceğini düşündüm...

Altın Koza’da yarışma filmlerinin kadroları da ödül heyecanı yaşıyor... Festivalde yarışan filmler ve yönetmenlerinin adları şöyle;

Derviş Zaim’in yönettiği “Balık”, Mahur Özmen’in “Beni Sen Anlat”, Nisan Dağ-Esra Saydam’ın “Deniz Seviyesi”, Halil Özer’in “Firak”, Kenan Korkmaz’ın “Gittiler, Sair ve Meçhul”, Ertan Velimatti Alagöz’ün “İçimdeki Balık”, Murat Düzgünoğlu’nun “Neden Tarkovski Olamıyorum”, Görkem Şarkan’ın “Nergis Hanım”, Ozan Açıktan’ın “Silsile”, Nesimi Yetik’in “Toz Ruhu”, Onur Aydın’ın “Yağmur Kıyamet Çiçeği” ve Evren Erdem’in “Yola Çıkmak.”

Çoğu yeni yönetmenlerin çektiği filmlerde çok ünlü oyuncular da yer almış... Hepsi dikkat çekici...

Şans hangi filmlere gülecek bu akşamki ödül töreninde belli olacak ama MHP’li Adana Büyükşehir Belediyesi’nin bu filmlere dağıtacağı 700 bin liranın üzerindeki ödül hiç de azımsanacak bir rakam değil...

Sonuç ne olursa olsun, Altın Koza da dağıtılacak ödüller de Türk Sineması’nın gelişimine katkı sunacak...

Adana Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve ekibini kutluyor, gelecek yılki festivalin içerik ve organizasyon açısından daha donanımlı olmasını da bekliyoruz...