20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tayyip Erdoğan’ın milletsiz anayasası!

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Recep Tayyip Erdoğan, 3 Aralık 2015 günü Türk-İş 22. Genel Kurultayı’nda yaptığı konuşmada, “Gelin Millî Anayasa yapalım” çağrısında bulundu.O zaman soru şudur: “Millî Anayasa” dediğiniz anayasa, hangi milletin anayasasıdır? O Anayasaya hangi milletin adı yazılacaktır?Bu soru yerindedir. Çünkü Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni Anayasa’daki vatandaşlık tanımından Türk milletinin adını sileceklerini yıllardır söyleyip duruyorlar. 2011 sonrasında Meclis’te kurdukları Anayasa Komisyonunda bu konuda anlayış birliğine varmışlardı.Tayyip Erdoğan’ın “millî anayasa”, dediği anayasa Milletsiz Anayasa oluyor.Milletsiz millî olmak nasıl bir iştir? MİLLETSİZ ANAYASA OLUR MUMilletsiz Anayasa ya da millî kimliği belli olmayan cibilliyetsiz anayasa, susuz ırmak gibi bir şeydir. Daha doğrusu, anayasanın milleti yoksa, ortada anayasa da yoktur.Anayasa ve millet, tarih sahnesine birlikte çıktılar. Toplumlar, millet olurken anayasa yaptılar. Şöyle de söylenebilir: Milletlerin doğuş süreci, aynı zamanda kralların yetkilerinin sınırlanması sürecidir. Hükümdarların otoritesini kurallara bağlayan yasalar, ilk anayasa metinleri olarak kabul edilir. İngiltere’de ünlü 1215 tarihli Magna Carta Fermanı böyledir. Ama asıl anayasalar, demokratik devrimlerin ve bağımsızlık savaşlarının ürünüdür. Örneğin 1776 Amerikan Anayasası ve 1791 Fransız Anayasası, devrimlerin süngüleriyle geldi. O devrimler, aynı zamanda milletleri oluşturan büyük atılımlardır.Bizim anayasa tarihimize bakarsak yine aynı tarihsel süreci görürüz. 23 Aralık 1876 tarihinde ilan edilen Kanunu Esasi, ilk anayasamızdır. Türk milleti, önce 1876’da padişahların yetkilerini belirleyen, arkasından 1908-1909’da padişahı deviren ve en sonunda 1920-1922’de saltanatı yıkan Hürriyet ve İstiklâl hareketiyle oluştu. Özetlersek dünyanın her yerinde anayasa hukukunun tarihi, milletlerin tarihi ile birlikte başlar. Örneğin ceza yasaları ya da vergi yasaları, milletten önce de vardı. Ancak anayasa, milletten önce yoktu.Sonuç: Milletsiz anayasa olmaz. Milletsiz anayasa, cibilliyetsizdir, kimliksizdir, nesebi belli değildir. MİLLETSİZ DEMOKRASİ OLUR MUTayyip Erdoğanlar, “Darbe Anayasasını kaldıracağız, demokratik anayasa getireceğiz” iddiasındalar. Önce 2004 yılı baharında getirdikleri Anayasa Değişiklik Paketiyle, Türkiye’ye ABD ve Avrupa’nın dayattığı değişiklikleri yaptılar. Milletlerarası antlaşmaları, Anayasa düzeyine çıkartarak milletin iradesine darbe indirdiler. Cumhuriyetin temel niteliklerini deldiler. Devrim Kanunlarını tehdit etmeye orada başladılar. Devletin tekliği ve toprak bütünlüğü ilkesinin altını oydular. Millî ekonomiyi parçalamaya yöneldiler. Yıkıcı faaliyete özgürlük ve dışarıdan koruma sağladılar. Suçluların iadesi konusundaki yeni hükümlerle Türk Devletinin egemenliğini zedelediler, Türkiye’nin savunmasını zayıflattılar, YÖK üzerindeki hükümet baskısını ağırlaştırdılar, özetle millî devlete, millî egemenliğe, Cumhuriyet Devrimine ve vatan bütünlüğüne karşı anayasa düzlemindeki düşmanlıklarını daha o zaman hayata geçirmeye başladılar (Bu konuda bkz. Doğu Perinçek, Türkiye’nin Anayasa Birikimi, 1. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, Haziran 2012, s.176 vd).AKP iktidarı, 2007 yılında yeni bir anayasa taslağı hazırladı. Vatandaşlık tanımından Türk sözcüğünü çıkarttılar, Türkçeden başka dillerle eğitim ve öğretim girişiminde bulundular. Milletin egemenliğini “üst devletlere” devretmeye ve yine milli egemenliği Ortaçağ kurumlarıyla paylaşmaya kalktılar. Millî eğitimin belini kırmak için eğitimin tekliğine son vermek istediler. Devrim Kanunlarını Anayasa dışına sürmek hayâllerine kapıldılar (Geniş bilgi için bkz. Aynı kitap, s.187 vd).Tayyip Erdoğan yönetiminin milletsiz anayasa girişimi, 2011 seçiminden sonra devam etti. Türk Milleti, Atatürk Milliyetçiliği, Türk dili, ülke bütünlüğü, laiklik ve Cumhuriyet Devrimi yine hedef tahtasındaydı (Aynı kitap, s.203 vd).Milletsiz anayasa girişimi, “Darbe Anayasasını kaldıracağız” sinsiliğiyle yürütülüyor. Başkanlık sistemi adı altında, mafya sistemini yasallaştırmak peşindeler.Yeni Anayasa dedikleri, karşı devrim anayasasıdır. Geçmişte Türkiye’de Cumhuriyet, Millî Egemenlik, Halk Yönetimi, Demokrasi adına ne yapılmışsa, hedeflerinde o var. Milletsiz Yeni Anayasa, Yeni Padişahlık sistemini öngörmektedir. TÜRK MİLLETİNE KARŞI SAVAŞI KİM KAZANIRTayyip Erdoğan yönetimi, Yeni Anayasa girişimiyle Türk milletine savaş açmış bulunuyor.Türk milletine karşı savaş, aynı zamanda Türkiye’nin Anayasa geleneğine karşı savaştır. Hürriyet ve İstiklâl mücadelelerinin birikimine karşı savaştır.Bu savaşta Abdülaziz’in, Abdülhamit’in, Vahdettin’in, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin sonları ne olduysa, aynı son Tayyip Erdoğanları beklemektedir.