19 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tayyip’in 43 bin dolarlık saati kimden?

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Kamuoyu, Zafer Çağlayan’ın Reza Zarrab’dan hediye aldığı ileri sürülen saati konuşurken Tayyip Erdoğan’ın yine servet değerindeki saatlerini nedense unuttuk.

Oysa Erdoğan’ın kolundaki pahalı saatler fotoğraflı olarak basına yansımıştı ki bunlardan Frank Muller-Cintree Curvex Chronograph markalı olanının değerinin 43 bin dolar olduğunu Hürriyet muhabiri araştırmayla tespit etmiş ve bunu haber yapmıştı.

Yine Erdoğan’ın kolunda görüntülenen Ulysse Nardin markalı saatin dünyanın pahalı saatlerinden olduğu ortada.

Tam bu noktada soralım:

Zafer Çağlayan için sorulan haklı sorular Başbakan’a niye sorulmuyor?

Tayyip Erdoğan’ın bir ev ya da araba fiyatında olan kolundaki saatlerini kendisi mi satın aldı, yoksa birileri mi hediye etti?

Hayır, biz isnatta ya da bir imada bulunmuyoruz; sadece gazetecilik işimiz gereği kamu adına soru soruyoruz: O saatler nasıl edinildi?

Delik ayakkabı ile siyasete girmekle övünen Tayyip Erdoğan bu soruyu derhal yanıtlamak zorundadır!

KUR’AN MI ERDOĞAN MI?

“Egemen Bağış, Kur’an yerine Tayyip Erdoğan ile dalga geçseydi bugün AKP’de olamazdı.”

Bu beyanın sahibi, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’dır.

Peki; Türkkan haksız mı?

Egemen Bağış “Tayyip hakara makara” gibi bir ifade kullansa bugün AKP’de var olabilir miydi?

Örneklere bakarsak olamazdı; zira Ertuğrul Günay ile benzerlerinin başına gelenler ortada.

Tablo bu ise çıkarılacak sonuç şu mudur?

AKP Disiplin Kurulu için Tayyip Erdoğan Kur’andan daha değerlidir.

Hayır; bu bakış yanlış ise Bağış’a takınılan tutum izah edilmelidir.

ALİ COŞKUN HIRSIZ VAR!

Ali Coşkun milliyetçi-muhafazakâr camianın dürüstlüğü ve kalitesiyle tescillenmiş ismidir.

Aynı zamanda şair olan ekonomist Ali Coşkun, AKP’nin birinci dönem bakanlarından biri idi ki hiç kimsenin yapamadığını yaptığı, yani Tayyip Erdoğan’a çok itiraz ettiği için ikinci dönem aday yapılmamıştır.

Aynı zamanda İhlas Finans’ın kurucu genel müdürü olan Ali Coşkun, bu kurumdaki hortumlama olayıyla alakalı olarak kendisinin de bakan olduğu AKP iktidarını ve dolayısıyla o iradeyi temsil eden zirveyi suçluyor.

Coşkun dün basına yaptığı açıklamada, “Hükümet isteseydi İhlaszedelerin mağduriyetini çözerdi” şeklinde bir açıklama yaptı.

Bu olayın perde gerisindeki kulis bilgisi ise şudur:

Ali Coşkun, İhlas Finans’taki Ahmet Ertürk’ün ifadesiyle hortumun üstüne gider. Erdoğan ile Gül başlangıçta evet der; lâkin küresel irade araya girince frene basılır. Ali Coşkun buna isyan eder; zira İhlas Finans’ın kurucusu olarak sorumluluk hissetmekte ve mudiler parası alsın istemektedir...

‘SAKINCALI AMİRAL’DEN MÜTHİŞ DİKLENME!

Emekli Oramiral Nusret Güner, TSK ya da Deniz Kuvvetleri’mizdeki kahramanlarımızdan biridir.

Kurumunun onuru ve silah arkadaşlarının hukuku adına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gibi bir makamı elinin tersiyle itebilmiş bir abidedir.

Nusret Amiral, yaşadıklarını “Sakıncalı Amiral” isimli kitapta anlattı. İşte o kitaptan bir anekdot:

Mavi Marmara gemisi Gazze’ye yardım götürürken siyasi iktidar yetkilileri Deniz Kuvvetleri Komutan Vekili olarak Nusret Güner’e “Basına savaş gemilerini gönderdik yalanını söylemeyi teklif ediyor. Nusret Paşa bu teklife karşı dikiliyor ve müthiş bir karşılık veriyor.

Verilen karşılığı ve hiç bilinmeyen bilgileri öğrenme adına Kırmızı Kedi’den yayınlanan bu kitabı ısrarla öneriyorum.