16 Nisan 2024 Salı
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Tayyip’siz AKP’ projesi yol almış

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Hakan Fidan olayı ile başlayalım.                                             

Ve iğneyi hemen birilerine batıralım.    

Kimlere: Gazetecilerin neredeyse tamamına. Ben dahil.

“Insider trading” yapanlar hariç.

Erdoğan-Davutoğlu-Fidan üçgenindeki gelişmeleri doğru okuyamadık.

***

Erdoğan ne demişti: “(Fidan’ın) adaylığına olumlu bakmıyorum.”

Bizlerin yorumu: “Danışıklı dövüş” olmuştu.

Şimdi: Gelişmelere bakılırsa anlaşmazlık ciddi.

***

AKP kulislerine uzanmak lazım.

En eski tanıdıklarımdan başlıyorum. İki ünlü İslamcı.

Biri Cemaat medyasında yazıyor.

Erdoğan’ın yalnızlığa yolculuğundan keyifli.

Üzerlerindeki baskının kalkacağı beklentisi içinde.

Hatta “Erdoğan gider, kavga biter” havasında.

Yorumu:

“Üç hata Tayyip Bey’i buraya getirdi: Suriye politikası, açılım ve Cemaat operasyonu.”

“Öyle anlaşılıyor ki: Tayyip Bey de, üç politika da değiştirilecek.”

***

Diğeri “yandaş” medyada yazıyor. Her duruma bir cevabı vardır. Söylediği açıklayıcı değil: “Olur böyle şeyler.”

Soru: Neden kamuoyuna açık edildi?

İç bünyede yaygın tartışılıyormuş: “Partide herkes biliyordu zaten. Halka duyurulmuş oldu.”

Soru: Tayyip Bey bunu birilerinin yanına bırakır mı?

“Başka tartışmalar da çıkar. Partilerde normaldir bunlar.”

Neymiş: AKP artık kavgalı bir evdir. Ve normaldir.

Yandaş medyadaki liberalleri uyardı: “Bazıları erken vaziyet almaya kalktı.”

Erdoğan’ı hafiften eleştirmeye başladılar ya: “Dil”, “üslup”, “kutuplaşma” falan diyerek.

Bir tespit: İç muhalefet açısından Erdoğan’ın “aşil topuğu” belli olmuştur.

***

Kürt İslamcı bir kaynak. Süreci içeriden izler.

“Kuşatılmış Erdoğan”ın altını çiziyor. Yeni hamleler bekliyor.

***

İşi “haber” olan bir çevre: Tablonun bütününü ve senaryoyu görmüş gibi.

Diyor: “Abdullah Gül’e dikkat. Kayseri’den bağımsız aday olacak.”

Sormak farz: Bilgi mi, yorum mu?

Tereddütsüz: “Bilgi. Aile çevresinden.”

Hedefi: “Seçimden sonra ortalık karışacak. Bir ‘kurtarıcı’ lazım.”

Ekliyor: “Başbakan olmak için milletvekilliği şart ya.”

Benden bir not: Gül, milletvekilliği için öncelikle AKP’den davet bekler.

***

Gül’e yakın bir kaynak.

Soruyorum: Kayseri’den bağımsız adaylık iddiası?

Her zamanki gibi ihtiyatlı: “Bu aşamada sanmıyorum.”

Gerekçesi: “Malum, Abdullah Bey kavgaya girmez. Davet bekler.”

Israr ediyorum: Milletvekilliği davet potansiyelini artırır.

Duruşunu esnetiyor: “İhtimal yok değil ama zayıf.”

***

Kıdemli İslamcı kaynağıma gelince.

2 yıldır “Tayyip’siz AKP” diyordu.

Durduğu yerden pek emin: “Söylemiştim.”

Ona göre, Tayyip Bey çoktandır “yalnız adam”.

Hatırlatıyor: “1 yıl önce kendin yazdın. ‘Yanında 2 bürokrat, 1 bakan kaldı’ diye.”

Yine de aceleci değil: “Öyle her şey bitti durumu yok.”

6 ay, 1 yıllık bir sürece işaret ediyor gibi.

Tercih: Sanki “hasarsız” bir gidiş.

***

Gül’ün bağımsız adaylığını sormamak olmaz.

Dip not düşüyorum: Bazı yakınları zayıf ihtimal diyor.

Keyifleniyor: “Doğrusu aday olmasıdır. Kaçınılmazdır. Bağımsız ya da AKP’den.”

Anladığım kadarıyla hattı hareket şöyle:

Önce “Tayyip’siz AKP”.

Ardından “Tayyip’siz Türkiye”.

***

Denklemi itirazla tercüme ediyorum: Tayyip gider, Cemaat’le kavga biter.

Sanki teminat veriyor: “Cemaat’in kolu kanadı kırıldı. Artık ders aldılar.”

(Bir ara not: Başka kaynaklarıma göre “Cemaat’in yüzde 90’ı yerli yerinde”.)

Tekrar şu meşhur “hizalanma”yı konuşuyoruz.

Gül+Tayyip’siz AKP’den başlayan... CHP’ye ve Cemaat’e uzanan.

Ordunun bir kanadı ve Anayasa Mahkemesi’yle buluşan.

(Şimdi: CHP üzerinden HDP+ bazı Alevi örgütleri+bazı sol gruplar ittifakının buna eklenmek istendiği anlaşılıyor.)

Dikkat: Önümüzdeki süreçte temel senaryo bu olacak gibi.

***

Manzara: Erdoğan 5 ayda 2 seçim kazandı. Hem de ateş altında.

Fakat: Mağlup sayıldı bu yolda galip. Terfien tasfiye sürecine sokuldu.

Aslında: AKP resmen Tayyip’siz.

Şimdi: Resmi durumu fiile çevirme operasyonu sürüyor.

***

Türkiye’ye diyorlar ki:

Ya kırk katır: Gül+Tayyip’siz AKP+ Cemaat+ CHP ittifakı (HDP+bazı Alevi ve sol örgütler)...

Ya kırk satır: Tayyip Erdoğan.

Ülkemiz kendi milli seçeneğini yaratabilecek mi: Türkiye bunun cevabını arıyor.

Bakacağız: Ankara’da toplanacak İşçi/Vatan Partisi Kongresi yola nasıl çıkacak?