20 Nisan 2024 Cumartesi
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tek tip insan dayatması

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Son on yılın karşımıza çıkardığı temel gerçek şudur: Eski çok kültürlü Türkiye ortadan kaldırılıyor; yerine tek tip insandan oluşan bir Türkiye geliyor. Tek tipçiliği dayatan AKP’liler, bu işe “Yeni Türkiye” diyorlar. Bunların 2023 sloganı da özünde tek tipçiliğin tamamlanması gereken yılı göstermektedir. 2023’te Türkiye, “laik, demokratik, sivil hukuka dayalı, çağdaş hayat tarzının bulunduğu” ülke olmaktan çıkacak; tek tip İslam’ın her yeri baskıladığı ülke haline gelmiş olacaktır.İşte bu Yeni Türkiye’de egemen olacak tek tip insan; daha çok, kadın üstünden tasarlandı ve kadınlar kullanılarak üretiliyor. Bu işe de İslam dini araç yapıldı. Müslümanlık ile kadının saçını kapatması aynı şeymiş gibi gösterildi. Zaten geri ekonomik şartlarda yaşayan ve eğitimsiz bırakılan kadınlar da buna inandırıldı.  Bu kadınları kandırmak için de tek  tipçi propaganda için yetiştirilmiş kadın militanlar kullandı. Tek tipçiliğe inanmayanları; kocaları, babaları veya erkek kardeşleri zorlayarak tek kalıba soktular. Böylece modern dünyanın bir parçası olan Türk kadını, Arapçı ideolojinin esiri haline getirildi. Bu  geriye gidişe de “din ve inanç özgürlüğü” gibi bir de kılıf uydurdular.  ‘SAÇ’IN ÖTESİBaşını örttü mü Müslümanlığın bütün kurallarını yerine getirdiğine inanıyor o kadın. Ve aslında İslam’ın insani, medeni değerlerini de istemeden de olsa dışlamış oluyor. Başını bağlamıştır; saçlarını gizlemiştir ya, başka bir şeye gerek kalmamıştır. Dini bu kadar basite indirgeyen; İslam’ı “kıl-tüy örtme” sanan kadın, artık aklını kullanmayı, yargılamayı  da bırakmıştır. Bu tip insanlar düşünerek değil inanarak hareket ettiklerinden tek tipleşmiş olurlar. Tek tipler ideolojik davranırlar; lidere bakar, ondan gelen işarete göre hareket ederler. Bu yüzden de siyasetçiler; tek tip insan yaratmayı çok şiddetli biçimde isterler; buna yönelik büyük sosyal, ekonomik projeler devreye sokarlar. Böylece kendi işaretlerine göre davranacak bir seçmen kitlesi üretirler.  Bu yüzden tek tipleşme demokratik olmayan bir düzene kayışın da işaretidir. Tek tip insanların oyu ile kurulan hükümetlere de demokratik hükümetler denilemez. Bunun en açık örneklerinden birisi, Alman Nazilerinin tek tipleştirdiği yığınlar ve bu yığınların seçtiği kişilerdir. Tek tip insan, Almanya’yı ve bütün dünyayı, o güne kadar yaşanmamış büyük bir küresel felaketin içine atmıştır. DENİZDE BOĞULUYORİnsanları tek tip kıyafet içine sokarak tek tipte davranmaya zorlayan siyasetçiler, “Müslümanlık budur!” diyerek halk yığınlarını ortaçağ hayat tarzına kilitliyorlar. Müslümanları, maddi olarak mutlu edemeyen siyasetçiler;  yaşattıkları geri hayatı, tek tip zihniyet yaratarak  gözden kaçırıyorlar. Müslümanların bu dünyalarını cehenneme çevirenler, onlara öbür dünyada cennet vaat ederek kolayca kandırıyorlar. Ve bu çarpıtmanın sonucu olarak İslam dünyasından çok ileride olan Hıristiyan dünyasını şiddetle kötülüyorlar. Hem de Müslüman ülkelerden Hıristiyan dünyasına ulaşmak için her sene Akdeniz’de binlerce Müslüman can veriyorken... Ölenler başı açık olanlar değil, büyük ölçüde türbanlılar...Hak dini kabul edilen İslam’a bağlı Müslümanlar; batıl din sayılan Hıristiyanlığın bulunduğu Avrupa’ya ulaşabilmek için ölümü göze alıyorlar ve yığın yığın ölüyorlar. Peki, bu trajedi karşısında Müslümanları yöneten siyasetçi ne yapıyor?Müslümanı kendi toprağında mutlu edemediği için sorumlu kendisi ama bunu saklamak için hemen dine yapışıyor. Cennet ve cihat kavramlarını piyasaya sürüyor. Okullardan akılcı eğitimi atıp din dersi adı altında ezbere dayalı ortaçağ bilgilerini öne çıkartıyor. Kaza ve kadere iman adı altında da her türlü yoksulluğa, zulme, kanunsuzluğa baş eğme ezberletiliyor. Çaresiz kalan Müslüman kadın; bu geri ortamda ve derin yoksulluk içinde örtünerek kendisini korumaya çalışıyor. Tek tipçi erkeğin vahşi baskısı altında örtünerek düşünmemeye çalışıyor. Kulağına erkeğin fısıldadığına uymayı imanın bir kuralı gibi görmeye başlıyor. Bu hale getirilen kadının yetiştirdiği çocuğun varacağı yer neresidir? Yarın da “Tek tipçiliğin yarattığı terör”ü tartışacağız.