Temsilcilik ve üsler legal casusluk makamı mı?

Emniyet ile ilgili haberlerini hükümet kurumlarından daha kolay elde eden bir gazete Adil Öksüz’ü ABD’nin kaçırdığını iddia ediyor. “FETÖ’nün TSK’daki İmamı” olarak kabul edilen Adil Öksüz’ün, ABD’nin kullandığı Adana İncirlik Hava Üssünden askeri kargo uçağıyla meçhule veya ABD’ye taşındığı ihtimali varmış. İçişleri Bakanlığı Adil Öksüz’ün başına 4 milyon ödül koymuş. Amma ve lakin muhterem bakanlığımız bir kusurcuk etmiş.

Ödül ilanı İngilizce olarak İncirlik hava üssünde anons edilmemiş. Havadan İncirlik hava üssünde görev yapan personele broşür atılmamış. Üsse giren askerlere elden bildiri verilmemiş. Misafir askerlerin takıldıkları barlarda görev yapan Bayan Bondlarımız içkiden dört köşe olmuş askerlerin kulaklarına Öksüz’ün başına karşılık cilveli milyoncuk dolarları fısıldayamamış. Bu yapılmış olsaydı 1 milyon 300 bin dolar değerindeki ödül için ABD’de Bayan Clinton’u bile dağa kaldıracak binlerce gönüllü çıkardı.

Öksüz askeri kargo uçağıyla pırlamadan önce Aksaray dolaylarında tespit edilmiş. Türkiye devleti ve milletinin top yekûn aradığı kişiyi bulunduğu mekândan kim alabilir? Dokunulmazlığı olan ve aranmayan diplomatik kimseler ve o statüde olan araçları. Bu işi icra edecek kimseler birazda patavatsız ve bulundukları ülkede istediğim gibi kovboyluk ederim havasında olan şımarık veya şımartılmış olmalı.

Bu cesareti ABD'ye kim verdi?

Başta ABD olmak üzere yabancı temsilciliklerin Türkiye’nin her meselesine burunlarını sokma cesaretini kim sağlıyor? Özellikle HDP’nin idare ettiği belediyelere zart-zurt yaptıkları ziyaretleri hangi büyükelçilik kriterlerine binaen yapıyor? En büyük sorumluluk bu cesareti icra edenlere haddini bildirmeyenler değil midir? Irak’ta Türk askerin başına çuval sokanlara nota veremeyenler, çuval sokma emrini verenlerden ödül alanlar bunu eleştirdiğimiz için bizi mahkemeye verip tazminat talep edenler “firari adam kaçırma ve daha nice illegal faaliyet için kullanılan” İncirlik üssü için ne yapabilir?

ABD’nin ülke ve bölge politikalarını artık eleştirme zahmetinde bulunmaya başlayan medya, “ABD ordusu tarafından kullanılan İncirlik Hava Üssü'nde askeri gizlilik kapsamında Türkiye'nin herhangi bir denetimi bulunmuyor” hususuna dikkat çekmiş. Günaydın. Allah aşkına yabancı temsilcilikler Türkiye’nin egemenliğine, haysiyetine, devlet protokolüne her fırsatta tecavüz ederken, büyükelçilikler ve üslerini Türkiye ve bölgenin altını üstüne getirmek için istihdam ederken “muhafazakar” veya “milliyetçi” kesimin bir tek kitlesel protestosuna şahit olduk mu?

Suriye devleti ve Esad düşmanlığında tavan yapan ve “muhafazakâr” ve “milliyetçi” okuyucularına yıllardır yalan haber pompalayan bu medyaya egemenliğine ve bağımsızlığına düşkün Suriye devleti ve milletinin böylesi bir durum karşısında nasıl davrandığını yaşanmış tarihi örneklerle sunalım.

Robert Ford neden Suriye'den ayrılmıştı?

Suriye’ye dayatılan terör savaşının başında ve henüz “barışçıl provokasyonların sahnelendiği” dönemde ABD Büyükelçiliğine gelen acil koduna binaen, “Humus’ ta yapılan gösteriyi organize eden “devrimci liderlerin” polis ve istihbarat tarafından tespit edildikleri ve zor bela alandan kaçırılıp bir eve götürüldükleri ancak evin abluka altına alındığını ve tutuklanacakları “ haberi ulaşır. ABD Büyükelçisi Robert Ford özel korumaları ile birlikte devleti bilgilendirmeden hızlıca yola koyulur. Şam’dan Humus’a bir saat içinde varır. Büyükelçilik kimliği ile abluka altına alınmış eve ulaşmak ister. Suriye devletini protesto eden kitleden bazıları Ford’a refakat eder. Diğer kesim bu eyleme onay vermez. Geride kalır.

Güvenlik güçleri, ABD Büyükelçisinin mitingi organize eden ve daha önceden şiddet olaylarına karışmış aranan firari liderleri kurtarmak üzere Humus’a geldiğini anons eder. Sokaklara dökülen halk eline geçirdiği yumurta, çürük domateslerle büyükelçi ve özel korumalarını protesto eder. Büyükelçi zor bela kurtarılır ve Şam’a geri götürülür. Ancak olay Şam’da duyulmuştur. Binlerce kişi ABD Büyükelçiliğine yürür. ABD Büyükelçisi ülkeden ayrılmak zorunda kalır. Burun kıvırttığınız Suriye kadar olmazsanız, firari adamı Aksaray’dan alırlar denetleyemediğiniz kargo uçağına yüklerler ve siz 4 milyoncuk ödülünüzle baş başa kalırsınız.