24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Terim için beklenen son...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Fatih terim ile Galatasaray'ın yollarının ayrılmasını çoğu insan beklenmedik bir durum olarak değerlendirse de, insan ilişkilerinden biraz anlayan, teknik adam yönetici ilişkilerine kafa yormuş olanlar, bu durumun Terim için beklenen son olduğunu bilirler. Aslında Fatih Terim'in Galatasaray ile yollarının ayrıldığı an geçen sezon oynanan Mersin İdman Yurdu karşılaşmasının sonrasıdır. Bu ayrılığın nasıl yaşanacağına ilişkin o günlerde yazmıştım. İki hafta önce ise "Aysal Terim'i istemiyor" başlıklı yorumumu bu köşede yazmıştım.

Başa dönelim. Fatih Terim Galatasaray'a nasıl hoca oldu? 14 yöneticinin yedisinin karşı oy vermesi, başkanın Terim lehine verdiği oyun dengeyi bozmasıyla. Olağanüstü yönetim kurulu seçimi ile Başkan Ünal Aysal, Terim'in arkasında duranları temizledi. Uyguladığı diplomasi ile Fatih Hoca'yı köşeye sıkıştırdı, beklenen son gerçekleşti.

Defalarca aranmasına karşın Fatih Terim'in başkanın karşısına çıkmaması bir meydan okumadır ki, Galatasaray'da bu gibi davranışlara prim verilmez, geleneklere aykırı olarak kabul edilir. Terim başkana meydan okumuştur. Fatih Hoca'yı iyi tanıyanlar bilirler ki O, eli güçlü olmadan bir karşı duruş sergilemez. Terim'in elinde Ulusal takım kozu vardır. Futbol Federasyonu her şeyi Terim'e teslim edecek kadar açık çek vermiştir kendisine. Bu çeki eline alarak Aysal'a karşı duruş göstermiştir. Çünkü dibe vurmuş Ulusal takımın 2014 umutlarını yeniden yeşertmiş, Galatasaray'a gereksinimi kalmamıştır.

Fatih Terim güçlü iken tüm kozlarını öne sürer. Elinde Ulusal takım garantisi olduğu halde Beşiktaş'a kaybetseydi yine bu denli umursamaz olmazdı. Çünkü Terim'in Kadıköy'deki o ünlü İsviçre maçından sonra Eurosport Türkiye'nin Taksim'deki açılış günü ne halde olduğunu biliyorum. Bir köşeye çekilmiş, çevresinde hiç kimse yok, çaresiz bir şekilde etrafına bakınıyordu. Düşünebiliyor musunuz, Fatih Terim ve çaresizlik...

Toplantının yapıldığı otelin asansöründe Cüneyt Tanman ile karşılaşmıştık. Salona birlikte girdik. O görüntülere Tanman'da tanıktır. Cüneyt Tanman istekli olmasa da benim zorlamamla Fatih Hoca'nın yanına giderek kendisini o sıkıntılı durumdan kurtarmak için çaba harcadık, sonra diğer medya mensupları da yanımıza geldi. Fatih Terim'in çevresinde medya mensupları toplanınca Cüneyt'e "Bizim burada kalmamıza gerek yok artık, gidelim" dediğimi hiç unutmam.

Dikkat edin. Bugüne değgin Fatih Terim İmparator olduktan sonra hiçbir yerden kendi isteğiyle, gönül rahatlığıyla ayrılmadı. 4 yıl lig şampiyonluğunun yanında Avrupa kupası edinildiği günlerde de Başkan Faruk Süren "seçilmişler atanmışlarla muhatap olmaz" diyerek Terim'e yol verdi. Fiorentina ve Milan ayrılıkları, İsviçre maçlarından sonra Ulusal takımdan ayrılışı, hep sorunlu. Türkiye'de yöneticilerin futbolun gelişmesinin önündeki engellerden biri olduğu biliniyor. Peki, Fatih Terim hiç kendine dönüp özeleştiri yapıyor mu? Yapmadığı belli. "Ben ders almam, ders veririm demişti ya..." Bu ülkede salt Fatih Terim mi ders verir. Bu da Aysal'ın dersi. Öğretmenin de iyisi, kötüsü olabiliyor...