THY’den Aydınlık’a engelleme!

Berlin'de 14.09.2013 tarihinde gerçekleştirilen Milli Merkez Almanya Temsilciliği'nin kuruluş - hazırlık toplantısına konuk konuşmacı olarak davet üzerine iştirak ettim. Almanya'ya gidişte ve dönüşte uçakta yolculara dağıtılan onca gazete arasında Aydınlık gazetesinin bulunmadığını şaşırarak gördüm.

Kabin ekiplerine sorduğumda Aydınlık gazetesinin "yüklenmediğini" biraz da mahçup bir ifade ile belirttiler.

Bayi satışı yani abone, promosyon vb. den bağımsız satışı Aydınlık gazetesinin yarısı hatta üçte biri kadar bile olmayan yandaş, candaş, dinci - bölücü ve gayrı milli yayın yapan bütün gazeteler mevcut ama bağımsız ve milli duruşla Cumhuriyet değerlerinden yana yayın yapan en etkili ve önde gelen yayın organı Aydınlık gazetesi yok. Sorduğumda bir de Sözcü gazetesinin "yüklenmediğini" belirttiler.

Diğer gazeteler hatta yandaş olmayan Cumhuriyet gibi gazetelerden bile birkaç tane yüklenmiş oysa ki.

Milli havayolumuz okunmayan" ve bayilerde doğru dürüst "satılmayan", kamu ilanları ile beslenen gazeteleri "saman balyaları gibi" deste deste yolculara dağıtırken, Aydınlık ve Sözcü'yü "akredite" etmemiş anlaşılan.

Kitaptan, gazeteden korkarak onların okunması engellemek, aydınlıktan - demokrasiden korkmak anlamına gelir.

Berlin'de Hitler'in 10 Mayıs 1933'te tüm muhalif ve sakıncalı gördüğü yayınları, dergileri, gazete ve kitapları yaktırdığı, meydanda bir levha var. Orada Heinrich Heine'nin 1820 yılında söylediği bir cümle yer alıyor; "...kitapların yakılması insanların da yakılabileceğinin bir işaretidir" diyor.

THY yönetimi, tirajı - etkisi Cumhuriyetin kurucu değerlerine ve milli birliğimize bağlılığı ile haklı bir itibara ve oldukça yüksek tiraja sahip olan Aydınlık gazetesinin okurlarının ve yolcularının haber alma haklarının engellenmesinin her türlü etik, adalet, vicdan ve hukuk değerlerine aykırı olduğunu görmeli ve bu partizan, taraflı ve haksız uygulamayı bir an önce sonlandırmalıdır.

Yapılmazsa ne olur? Bizler Aydınlığı okumayı sürdürürüz. Sonra devran döner, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner elbet...

Berlin'de de Atatürk'ün evlatları var!

Berlin'de, Milli Merkez Almanya Temsilciliği'nin kurulması için ön hazırlık toplantısı yapıldığını söylemiştim. Benim de bir konuşma yaptığım toplantı. Müthiş coşkuluydu. Ağırlığını gençlerin ve kadınların oluşturduğu katılımcılar, Türkiye'deki gelişmeleri son derece yakından büyük bir sorumluluk duygusu ve endişe ile takip ediyorlar.

Artık işçi ve emekçi ailelerin evlatları, mühendis, doktor, hukukçu, işadamı, bilgisayar uzmanı olmuşlar. Yürekleri Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız ve milli birliğimiz için artıyor. Nasıl canlı, nasıl iyi niyetli, nasıl gayretliler anlatılmaz doğrusu.

Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği Genel Başkanı Sn. Bülent Demiral, TGB Almanya Genel Başkanı Sn. Beyhan Yıldırım, Almanya'daki Atatürkçü yurtseverlerin çok sevdikleri ağabeyleri Sn. Yavuz Dedegil, ADD Berlin Başkanı Sn. Olcay Başeğmez ve Sn. Dr. Yusuf Özmen'in özverili ve özenli çabaları özelde Berlin'de genelde Almanya'da yaşayan - çalışan Türklerin "Atatürk'te Birleşmelerine" büyük ivme kazandırmış. Kendilerini bir kez daha kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Toplantıda; ADD Köln Başkanı Sn. Müseyip Erdoğmuş, İP Berlin Başkanı Sn. Musa Yeşil, CHP Berlin Başkanı Sn. Ekrem Özdemir, Türkiyemspor'un Başkanlarından Sn. Ahmet Erbaş, Hacı Bektaşı Veli Kültür Derneği Başkanı Sn. Aşık Kemteri, Bremen, Köln, Dortmund, Nürnberg, Stutgart ve tabi ki Berlin'den TGB'li pırıl pırıl Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyen yönetici gençler, Türk - Alman İşadamları Derneğinden Sn. Nuran Taştan, Türk - Alman Akademisyenler platformundan Sn. Dr. Adile Duymaz katıldılar. Çok anlamlı, coşkulu ve kararlı konuşmalar yapıldı.

2013 Aralık ayında Almanya Milli Merkez Kurultayı'nın çok geniş bir katılımla toplanması ve Almanya Milli Merkez Temsilciliği'nin oluşturulmasına oybirliği ile karar verildi.

Tabi benim için en güzel sürpriz Ulusal Kanal'ın genç, yetenekli - fedakar önceki Genel Yayın Yönetmeni Sn. Adnan Türkkan'ın da orada olmasıydı.

Meşhur "Berlin'de hakimler var" sözünü, ben,"Berlin'de Atatürk'ün evlatları da var" şeklinde kullanmaya karar verdim.