Topçu Kışlası’nı yapmak AVM yapmaya benzemez

Beştepe’den yeni bir ferman çıktı. Taksim’de Topçu Kışlası’nı yeniden yapacaklarını ilan ettiler.
Topçu Kışlası, 31 Mart gerici ayaklanmasının simgesi. 31 Mart 1909, günümüz takviminde 13 Nisan 1909’a denk düşüyor.

CESARET GEREKİR
Tayyip Erdoğan, “O tarihî eseri yeniden inşa edeceklerini” belirtirken, “cesur olacağız” demek ihtiyacını duyuyor. Gerçekten de “cesur olmayı” gerektiren bir eylem.
Meseleleri, tarihi eserleri korumak değil. 31 Martı gündeme getirmenin bir tek anlamı var: Türkiye’yi yaratan devrimci birikimle hesaplaşmak. Bu durumda Tayyip Erdoğan kendisi açısından çok tehlikeli bir işe kalkışıyor. Hatta tehlikeli nitelemesi bile yetersiz, bir tür intihar.
İntiharlar hep tereddütlü vakalardır. Karar vermek kolay değil.

HENDEKLERE GÖMÜLEN İDDİALAR
Türk Devrimi, iki yüzyıllık bir olaydır. Türkiye, milletiyle, vatanıyla, cumhuriyetiyle ve çağdaş toplumuyla o devrimin eseridir. Türk Devrimini yıkmaya kalkmak, vatanla, milletle ve Cumhuriyetle hesaplaşmaktır. O güce bugün yeryüzünde nükleer silahları olan devletler bile sahip değiller.
ABD, “Kemalizmin sonu geldi” diye fermanlar çıkartmıştı. O fermanlar, bugün Güneydoğu illerimizde hendeklere gömülmektedir. ABD projesi, Suriye’nin kuzeyinde de hendeklere gömülecektir.

BÖLÜCÜ TERÖRE KARŞI MÜCADELEYİ BÖLME GİRİŞİMİ
Topçu Kışlası’nı yapmaya kalkanlar, Bölücü Teröre karşı milletin gücünü bölerler. Buna kimse izin vermez.
Nitekim Tayyip Erdoğanların Yeni Anayasa girişimi de Türk Devrimi kayasına çarpmıştır. ABD’den aldıkları bu görevi beceremediler, bundan sonra da becerme şansları yoktur. Türk milletini ve Atatürk’ü Anayasa’dan çıkarmak, özerklik getirmek, cemaat ve tarikatları yasallaştırmak, Başkanlık sistemi, bunların hepsi bir karşıdevrim programıdır. Bu programda yanlarında buldukları güç, PKK/HDP ve kısmen de CHP yönetimidir. Hepsini toplasanız, yine Türk Devriminin ayakları altında kalacaklardır. Bölücü teröre karşı mücadelede milletin güçlerini bölecek girişimlerin yürüme şansı bulunmuyor.

TÜRK DEVRİMİNE TESLİM OLMAK ZORUNDALAR
Tayyip Erdoğanların son iki yılına bakarsak, Atatürk’e teslim olma sürecine girmişlerdir.
ABD’nin savaş takvimini uygulamaları için iktidar koltuklarına oturtulmuşlardı. Ama daha iktidara gelmelerinden dört ay sonra 1 Mart 2003 günü kendi çoğunlukta bulundukları Meclisten ABD Tezkeresini geçiremediler. Atatürk’le hesaplaşmanın parmak sayısıyla olmadığını o gün anlamış olmaları gerekirdi.
Tayyip Erdoğanlar, birlikte ABD kumpası yaptıkları Fethullah Terör Örgütü’nü Cumhuriyet Devriminin elinden kurtaramadılar.
Tayyip Erdoğanlar, ABD’nin Kürt Açılımı planındaki rollerini de yürütemediler. 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana uygulanan siyaset, BOP Eşbaşkanlığı’nın siyaseti değildir. Orada da Atatürk Devrimine teslim olmuşlardır.
Tayyip Erdoğanlar, “Ermeni Açılımı”na kalkışmışlardı, yürütemediler. Orada da Türk Devriminin birikimine boyun eğmişlerdir.
Geldiğimiz yeri 20 gün önce en güzel Başbakan Binali Yıldırım özetledi:
Atatürk’ün 2023 hedefine yürüyoruz.
Yeni hükümet kurulurken yapılan bu açıklama, Tayip Erdoğanların Atatürk Devrimine teslim olduğunu ifade ediyor. Atatürk Devriminin gücü önünde dize gelmişlerdir. Türk Devriminin gücünü kendi tecrübeleriyle anlamış olmaları gerekir.
Özetlersek, Topçu Kışlasını yapmaya kalkışmak, AVM yapmaya benzemez.