29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Toplumu sarsan üç deprem!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

Son yıllarda nasıl bir travma yaşıyor Türkiye?.. Bu nasıl kirli, karanlık ve yüz kızartıcı bir gidişattır ki, insanlık onurunda bile depremler yaratan iğrenç vakalar bu kadar artabildi acaba?..
Nereye gidiyor bu ülke?.. Sosyal, siyasal açıdan yaşanan kirlilik ve rant zihniyetindeki yozlaşma artarken, huzuru bozulmuş bir toplum nasıl bir cenderenin kumpasında çırpınıyor ki?..
Baksanıza; terör aylardır ülkeyi kanlı ve sonu belirsiz bir kaosta tutuyor... Her gün şehit haberleri, her gün operasyon gerginliği ve her gün canlı bomba korkusu toplumu paranoyak hale getirdi...
Ve gazetelere neredeyse her gün yansıyan rüşvet ve yolsuzluk olaylarını pervasızca örtbas etme çabaları, kirlenen bürokrasi, rant ekonomisinin geçim sıkıntısı çeken milyonları giderek ezmesi de toplum psikolojisini iyice bozuyor...
İşsizlik ve geçim sıkıntısının tetiklediği sosyal sıkıntılar nedeniyle ülkede yalnızca boşanma olayları zirve yapmadı, kadın cinayetleri de son 10 yılda ürkütücü boyutlara ulaştı...
Toplum cinnet geçiriyor olmalı ki, Antep’te geçen aylarda boşanma tartışması nedeniyle ailesinden 9 kişiyi katleden zavallı ancak önceki gün yakalanabildi...
Peki, Türkiye yalnızca bu derin çıkmazlarla mı sarsılıyor?.. Ne yazık ki çok daha vahimi var... Tecavüz, sapıklık, cinsel taciz ve aile içi cinsel istismar vakaları son yıllarda öylesine arttı ki, hepimizin yanıt aradığı soru da giderek büyüyor; “Türkiye nereye gidiyor?..”


Rezaletin zirve dönemi...
Antalya’nın Kepez ilçesinde öz kızı H.E.’ye (21) 13 yaşından itibaren 6 yıl boyunca tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan Ekrem E. (47), 42 yıl hapse mahkum edildi.
Kocaeli- Kartepe’de 7 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz edildi. Olayın faili olduğu iddiasıyla Hasan G. Tutuklandı.
Rize İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı ve Kızılay Şube Başkanı 56 yaşındaki M. Nuri G., küçük yaştaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuklandı.
Sinop’un Gerze ilçesinde kurduğu İslamcı Gençlik İlim ve Hikmet Derneği (GİHDER) Başkanı Rafet E., dernekteki Kuran kursuna gelen 4 erkek çocuğuna tecavüz suçlamalarıyla 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı
Artvin’in Yusufeli ilçesindeki Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde 17 yıldır Kur’an ve Arapça öğretmenliği yapan 46 yaşındaki Rüstem A., küçük yaştaki erkek çocuğa defalarca tecavüz ettiği iddiası ile tutuklandı.
Gönen’de kendi evine götürdüğü 11 yaşındaki erkek çocuğuna defalarca tecavüz eden evli ve 2 çocuk babası 44 yaşındaki A.T. tutuklandı.
Karaman’da Ensar Vakfı yurtlarında kalan 45 erkek çocuğa tecavüz iddiasıyla ilgili 54 yaşındaki öğretmen Muammer B. tutuklandı.
Bodrum’da lise öğrencisi 15 yaşındaki S.T.Ç. ile kolayla uyuttuktan sonra ilişkiye giren 22 yaşındaki E.A., genç kızı Kars’a kaçırırken yakalandı.
Ve medyaya dün yansıyan son rezalet... Üstelik iğrenç mi iğrenç... Çorum’un merkeze bağlı Büyükdüvenci beldesinde, 13 yaşındaki A.Ş. adlı kıza, “öz babası”, ağabeyi ve amcasının tecavüz ettiği iddia edildi!.. Olayla ilgili 3 kişi tutuklandı.


“Benim sapığım iyidir!..”
Neredeyse ülkenin her köşesinden insanlığın hücrelerini bile utandıran yüz kızartıcı rezalet vakalarına her gün bir yenisi ekleniyor!.. Ve yukarıda sıralanan örnekler son haftalarda yaşanan yüzlerce iğrençlikten yalnızca bir kaçı!..
Şaşkınsınız değil mi?.. Ve de okudukça eminim mideniz bulanıyor, isyan ediyorsunuz değil mi?..
Bu kadar olmasa da eskiden de tecavüz vakaları gündeme gelirdi... Kırsalda ya da büyük kentlerin varoşlarında eğitimsiz, sosyal yaşamları bastırılmış, ruh hali bozuk zavallıların gerçekleştirdiği iğrenç saldırı haberleri ne yazık ki yıllar önce de gazetelerin üçüncü sayfalarına yansırdı...
Ancak “dönem” her açıdan çok ama çok değişti... Yalnızca kurbanlar değil saldırıya uğrayanların konumu ve yaşı da çok şaşırtıcı... Tecavüz zanlılarının arasında öğretmenler ve sözde din adamları var!.. Yani sözde “okumuş” ruh hastaları...
Ve ne yazık ki kurbanlar artık yetişkinler değil, çoğu zaman çok küçük yaştaki kızlar ve erkekler... Hem de seri sapıklığın kurbanı oluyor masumlar... Üstelik bazen babaları, abileri ve yakınları tarafından!!!
Bu vakalar son dönemde neden bu kadar arttı acaba?.. O halde “bir kereden bir şey olmaz” diyen ve de zihniyetine yakın kurumları koruma uğruna başını kuma gömen siyasetçilere inat, bu sosyal deprem çok acil bir araştırma istiyor...
Hele ki yurttaşların çocuklarını gönül rahatlığıyla teslim ettikleri sözde “dinci” örgütlenmelerin olduğu yerlerde ahlaksızlık nasıl olur da bu kadar büyüyebildi acaba?..
Her gün ardı ardına gazetelere yansıyan rezaletler de gösteriyor ki, ülke tarihinde sapıklığın, tecavüzün ve ensest ilişkinin bu kadar yoğunlaştığı ve ne yazık ki ahlaksızların da bu kadar korunup kollandığı bir dönem olmamıştır...
Bu rezaletlerin artmasında, televizyonlarda adeta kadın pazarlayanlarla “kocama yakın arkadaşımı ayarlayacağım” diye utanmazca açıklamalar yapan sözde “muhafazakar” kadın yazarcıkların payı da yok mudur acaba?...
Velhasıl vakaların yaşandığı dönem siyasal dinciliğin de zirve yaptığı ilginç bir dönem!!! Medya-siyaset işbirlikçiliğinin “benim hırsızım iyidir” alçaklığıyla yolsuzluk ve rüşveti aklamaya çalışması yetmemiş olacak?..
Ve ne yazık ki şimdi de, dönek köşe yazarından siyasetçisine kadar, tecavüz rezaletlerini adeta “benim sapığım iyidir” takiyesiyle örtbas edenlerin utancını yaşıyor Türkiye... Vah ki ne vah!..