24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trabzonspor’a başkan olmak...

Metin Tükenmez

Metin Tükenmez

Eski Yazar

A+ A-

Türkiye'de büyük kulüplerin tarihine bakıldığında hiçbirinin ülkede izlenen politikalara, siyasetçilere sırtını döndüğünü göremezsiniz. Başbakan Şükrü Saraçoğlu Fenerbahçe'ye, Spordan Sorumlu Bakan Mehmet Ali Yılmaz Trabzonspor'a başkanlık yapmışlardır. Ama geçmişe bakıldığında, siyasete sırtını dönmeyen kulüplerin politikayla ilişkileri sadece kendi çıkarları içindi. Ülkeyi yönetenler kulübe ne gibi avantajlar sağlayabilirdi, yöneticiler bunun peşindeydi.

Bu bağlamda, geçmişte hiçbir kulüp başkanı bir partinin borazancıbaşı olmamıştır. Çünkü kulüpleri yöneten başkanlar, kulüpte her renkten insanın bulunduğunu, her partiye oy veren yandaşlara sahip olunduğunu bilirlerdi. Siyasi olarak farklı düşüncede olan insanları bir alt kimlikte buluşturan güç kulüptür. Onun için kulüp başkanı her görüşün başkanıdır. Açık olarak bir partinin peşinde koşmak, o partinin düzenlediği toplantılara katılarak başbakandan övgüyle söz etmek insani olarak doğrudur belki, ama siyaseten yanlıştır, zamanlaması önemlidir.

Başbakanı bir yönetici, bir politikacı, bir insan olarak sevmek insanidir, bunun bir sakıncası yoktur. Politikasına, dünya görüşüne, ülkeyi yönetme biçimine karşı olsanız da, her insanın iyi, güzel yanları vardır. Bazı insanlar iyilikleri göstermede cimri olabilir, ama zaman içerisinde iyi yanlarının da olduğu ortaya çıkar. Bizim gençliğimizde Süleyman Demirel için neler düşündüğümüzü bugünkü gençlik bilemez. Ancak bugün gelinen noktada Süleyman Bey demokrat kişiliği ile neredeyse tek başına karşıcıl(muhalif) bir duruş sergiliyor.

Sözü fazla uzatmadan anlatmak istediğim şudur: Trabzonspor başkanlığı önemli bir görevdir. O görevi sürdürenler iktidar partisinin sözcülerine bile taş çıkartacak derecede yanlı söylemlerle gündeme gelemez. En az İbrahim Hacıosmanoğlu kadar Trabzonsporlu olan Hasan Al bir kitap yazdı. Trabzonspor'un averajla geride kalıp yitirdiği şampiyonluk dönemini adeta belgeleyen bir kitap... Kitabın adı "Kupa Başbakanda". Yani, Hasan Al'ın anlatmak istediğine göre Başbakan isterse şampiyonluk kupasını Trabzonspor'a verebilir. Ülkenin mahkemelerine, savcılarına, toplumun düzenine, insanların yaşam biçimine değgin elini uzatacak denli kendini güçlü gören bir Başbakan Trabzonspor'un kupası için neden hiçbir görüş bildirmiyor? Hacıosmanoğlu koşulsuz sevdiği Başbakanından bu konuda neden yardım istemiyor?

Trabzonspor başkanı olmak bir büyük onuru göğsünde taşımak olduğu kadar aynı zamanda bir büyük yükü de omuzlamak anlamına gelir. Sadece işin onuru ile başkanlık yapmak da, ağırlığın altında ezilmek de insanlara hata yaptırabilir. Trabzonspor başkanı olarak Hacıosmanoğlu'nun ortaya koyduğu başarımgücü de(performans) gösteriyor ki, omzundaki yükten dolayı hatalar yapmakta. Trabzonspor Başkanı'nın, yargılama dönemi devam ederken en değerli rakiplerinden birine çok ağır sözleri her fırsatta söylemesi bazı Trabzonsporlulara hoş gelebilir, ama benim çok sevdiğim Trabzonlu dostlarıma ağır geliyor İbrahim Bey'in söylemleri. Futbolun da kendine özgü bir diplomasisi var ki, Hacıosmanoğlu'nun bundan haberdar olduğu pek söylenemez. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'dan bu konuda öğreneceği çok şey var kanımca...