29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TSK’ya ‘dost ateşi’!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

Milli ordumuz TSK, Cumhuriyetimizin kurucu ve kollayıcı ana unsuru olarak, varlığıyla, disipliniyle, gücüyle, Türk milletinin, birliğinin ve varlığının her koşulda ve son tahlilde en büyük güvencesi ve koruyucusudur.

Elbetteki, eksik ve yanlış gördüğümüz tutum ve davranışları eleştirilebilir, eleştirilmelidir.

Ama bunun yapıcı olması ve vicdan, insaf ve akıl sınırlarının ötesine geçmemesi gerekir.

Cemaat görünümlü, ABD bağlantılı F-Tipi silahlı terör örgütü eliyle, yakın geçmişte tarihinin en ağır haksız ve hukuksuz, asimetrik psikolojik savaşının hedefi haline getirilen TSK’nın, itibarını, etkinliğini, moralini yıpratacak ve yıkacak söylem, tavır ve eylemlerden vatansever, Cumhuriyetçi, Atatürkçü kişi ve kesimlerin özenle kaçınması gerekir.

Aksi davranış, Atatürk Cumhuriyeti’nin düşmanlarına koz verir ve sadece onları memnun eder.

Son zamanlarda hepimizin sevdiği ve takdir ettiği, Atatürkçü, Cumhuriyetçi ve demokrat olarak bildiğimiz bazı yazar ve aydınlarımızın, TSK’yı çok ağır biçimde itham eden, koşulları ve konjonktürü gözardı ederek, haksız ve yersiz biçimde yüklenen, yapıcı değil yıkıcı bazı yazı ve açıklamalarını üzüntüyle görüyor ve izliyoruz.

BEN BUNA “DOST ATEŞİ” DİYORUM

Atatürk milliyetçisi ve Cumhuriyetçi bir yurtsever olarak, benim çok ağır bulduğum bu “dost ateşinin” TSK’yı da içten yaralayacağından ve moralini bozacağından endişe ediyorum.

Çünkü, Atatürk Cumhuriyetinin kurucu değerlerine gönülden bağlı, millici, yurtsever ve demokratların, milli devletimize ABD/PKK/F-Tipi örgüt ve laiklik karşıtı odak tarafından yürütülen, Cumhuriyet tarihimizin bu en ağır ve en vahim, fitne ve bölücülük saldırısı karşında, demokratik-milli cephe olarak tek vücut olması ve Atatürk’te Birleşmesi gerekiyor.

‘İLLE DOSTUN GÜLÜ YARELER BENİ’!

Darağacına doğru yürüyen, Pir Sultan Abdal’ın, taşlanması için Hızır Paşa emir verir. Taş atmayanın boynunu uçurun der. Uğruna hak mücadelesi verdiği insanlar çaresiz taş atmaya başlarlar. Yakın dostları da korkudan taş yerine gül atarlar. Can dostlarının gül atmasından taştan daha büyük acı duyan Pir Sultan, yıllardır dilden dile dolaşan o güzel deyişini söyler; “şu ellerin attığı taşlar değmez bana, ille dostun gülü yareler beni...”

CHP Lideri Sn. Kılıçdaroğlu, ABD/PKK’nın talep ve baskısıyla, TSK’nın, komşumuz Suriye topraklarına girerek IŞİD’e karşı harekat yapmasını talep edecek, G. Doğu’da yüzlerce okulu yakanlara, bayrağımızı yırtanlara, Atamızın heykellerini yıkanlara ve Mehmetçiğin mazbatalı PKK’lılar tarafından taşlanmasına, doğru-dürüst tek bir laf bile etmeyecek, ama siz bunu ve siyasi iktidarın da PKK’yla ve ABD’yle pazarlığını ve işbirliğini görmeden, Org. Sn. Necdet Özel’den, Cumhuriyetçi, Milli olması beklenen Ana muhalefetin göstermesi gereken tavır ve eylemleri bekleyeceksiniz. Sn. Necdet Özel, Valilerin bölgede iktidarın talimatıyla terör yandaşlarına nasıl müsamaha gösterdikleri de ortadayken, farklı bir tavır ve söylem gösterse, o zaman da ucuz ve sahte sözde demokrasi havarileri “askeri vesayet-darbeciler” yaygarasına hep bir ağızdan başlamazlar mı?

TSK, laiklik karşıtı odak bir iktidara, siyallaştırılmış yargıya, tek seslileştirilmiş medyaya, Anayasal görevini yapmayan tüm kişi ve kurumlara rağmen, bu karikatür haline getirilmiş, “maskeli” sözde demokrasiye bugün en çok saygı ve sabır gösteren kurumdur. Onu taşlamayı ve hakareti bırakın da Fethullahçılarla, Kürtçülerle, Açılımcılarla, Amerikancılarla iş tutan Sn. Kılıçdaroğlu’nu uyarın biraz da!