25 Nisan 2024 Perşembe
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye ayrışmaya sürükleniyor!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Kara, kör, kirli, puslu ve acımasız şiddet ne yazık ki tüm pervasızlığıyla geri döndü... Hem de siyasallaşmış terörü şımartan işgüzar ve beceriksiz iktidarın gözleri önünde!.. Hem de 1990’lardaki vahim ve ürkütücü boyutuyla... Üstelik kış uykusunda değil; “açılım” uykusunda büyütülen, yayılan, güçlenen ve kolları her yere kadar uzatılan bir pervasız şiddettir bu...Türkiye, işte “çözüm” iddiasının yarattığı boşlukta, haftalardır AKP iktidarının gafleti nedeniyle büyüyen şiddetin sıkıntısını yaşıyor...Doğu ve Güneydoğu’da, bombaların patlamadığı kent neredeyse yok gibi... Kurşun sesleri, patlamalar ve çığlıklar artık sıradan oralarda... Ve de ne yazık ki ölümler!..Çünkü bölgedeki güzergahlara rahatlıkla bombalar yerleştiriliyor, köprüler havaya uçuruluyor, yollar kesiliyor, TIR’lar yakılıyor, insanlar kaçırılıyor ve infilak ettirilen araçlarda asker ve polisler ölüyor... Sonuç; Bir ay olmadan 40’tan fazla şehit...Ne yazık ki şiddet sıradanlaştı artık... Çünkü ayrılıkçı terörün ülkeyi bölme çabalarını iyice yoğunlaştırdığı şu günlerde, Güneydoğu’da benzerine pek rastlanmayan kalkışma hazırlıkları da yürütülüyor...
Devletin büyük hatası...Güneydoğu’da; adına “serhildan” yani başkaldırı denilen plan kapsamında, Öcalan’ın “özyönetim” diye tanımladığı bir ayrılıkçı proje de yaşama geçirilmek isteniyor... Bu sinsi proje uğruna, Güneydoğu’nun birçok il ve ilçesinde sokaklarda hendekler kazılıyor, kuytularda siperler oluşturuluyor, mevziler açılıyor, PKK’nın dağlardan sevk ettiği militanlar suikastlar yapıyor ve kitleleri devlete karşı başkaldırıya zorluyor...Ve ne yazık ki günlerdir uçaklardan, ambulanslardan şehit tabutları iniyor, analar-babalar-eşler ağlıyor, evlatlar ağıt yakıyor... Peki, Türkiye yeniden nasıl bu hale geldi?.. Hiç kuşkunuz olmasın bu sorunun yazıldığı kağıdın üzerini nereden kazırsanız kazıyın, altından kesinlikle devletin yani siyasal iktidarın “Suriye” gafleti çıkar!.. Neden mi?.. İşte gerekçesi;
Bekaa’daki namlu!..12 Eylül 1980 darbesiyle yurt dışına kaçan “Apocular”, 4 yıl süreyle “Suriye”nin Bekaa Vadisi’nde eğitildikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni terörle kuşatma operasyonuna giriştiler...O dönemde kimse Türkiye’den kaçan ayrılıkçıların komşu Suriye’de büyük bir kalkışmaya hazırlanabildiğini hem sorgulamadı hem de pek ciddiye almadı... Devletin istihbaratı ve Suriye’deki diplomasi, Bekaa’daki “namluların Türkiye’ye döneceğini neden görmedi ve nasıl olup da önlem almadı” sorusu ise hiç bir zaman yanıtlanmadı!!! Velhasıl PKK’nın 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli ilçelerine baskın düzenleyerek iki güvenlik görevlisini şehit etmesinin üzerinden çok zaman geçti...Devlet ne yazık ki, iki ilçeye PKK bayrağı çeken teröristleri o dönemde pek önemsemedi... Hatta örgütün bu ilk başkaldırı eylemi medyaya 3 gün sonra yansıdı!.. Oysa ilk anlarda “bir grup eşkıya” diye bakılan teröristler 200 kişilik militan gruptan binlerce kişilik bir orduya dönüştüler... Hem de çok kısa zamanda... Hem de gaflet, dalalet ve ne yazık ki ihanetle...
31 yıldır şiddet...Evet, gelelim yeniden günümüze... Yani 15 Ağustos 1984’ten 18 Ağustos 2015’e... Dile kolay, Türkiye tam 31 yıldır terörün pençesinde kıvranıyor...Peki, söyler misiniz, terör ve şiddetin 31 yıldır, huzur bozduğu, kaos yarattığı, can aldığı ve topluma topyekun kan kusturabildiği kaç coğrafya vardır yeryüzünde?.. Kaç ülkede “bir grup şaki”nin ilk kurşunu sıktığı gün dünyaya gelen bebekler, 31 yaşına geldiklerinde bile halen barut kokusunu duyabiliyorlar ki?..İnsanlar, Türkiye dışında hangi ülkede ömürlerinin neredeyse yarısını terörle geçirmek zorunda kalıyorlar acaba?..
Kaosun kör sarnıcı!..Şiddetin büyümesi, çöküşü ve yeniden ayaklanmasının yukarıdaki özetinin sonucu çok nettir;Kim ne derse desin Türkiye; Doğusuyla, Batısıyla ne yazık ki artık şiddet yorgunudur... Bu ülkenin insanları tam 31 yıldır her sabah; nerede bomba patlayacak, nereden şehit haberi gelecek, nerede çatışma çıkacak ve neresi kaosun karanlığına sürüklenircesine karışacak diye panikle uyanıyorlar...Ve bu ülkenin insanları, şiddetin paslı halkalarının her geçen gün büyümesinin, büyütülmesinin sıkıntısını yaşıyorlar...Meselenin özetine gelince; artık kimse kendini kandırmasın!.. Ülke ne yazık ki her geçen gün daha fazla şiddetin kör sarnıcına doğru sürükleniyor... Ve terör ne yazık ki eski terör değil; çünkü medya artık PKK’nın kentlere 80 bin silah yığdığını ve başkaldırıya hazırlandığını da yazabiliyor...
AKP’nin Suriye çıkmazı!..Anlayacağınız, PKK artık yalnızca Kandil Dağı’nda ya da Doğu’nun kırsalında değil... PKK artık yollarda kimlik kontrolü yapıyor, “asayiş birimi” adı altında şehirlerde geziyor ve ne yazık ki halkın arasına karışmış vaziyette, istediği zaman suikast da düzenleyebiliyor...Oysa AKP’nin “açılım” adı verilen planını uygulamaya soktuğu 2011 yılında PKK teslim olmuş haldeydi... Örgütte çözülmeler büyümüş, iç çatışma başlamış, devlete teslim olan militanların sayısı da artmıştı...Ne yazık ki Suriye’yi işgal edenler aynı anda PKK’nın büyütülmesi operasyonunu da başlattılar... Ve en acısı da PKK 31 yıl önce Suriye’de büyütüldü, son dönemde de Suriye gafleti nedeniyle ayaklandı!.. AKP ise bu emperyalist oyuna alet oldu... Evet, iş yine AKP’ye ve destekçilerine düşüyor... Ülkeyi içine sürükledikleri kanlı kumpastan bir an önce kurtarsınlar... Yoksa gidişat onları da boğacak hale geliyor... Çünkü toplumdaki gerginlik ve ayrışma giderek büyüyor... Hem de çok tehlikeli boyutlarda!..