24 Nisan 2024 Çarşamba
İstanbul 24°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye batsın müteahhitler batmasın!

Sabahattin Önkibar

Sabahattin Önkibar

Eski Yazar

A+ A-

Ankara 5 milyonluk bir metropol ama aslında bir kasaba misalidir ve herkesle her an karşılaşmak mümkündür. 

Önceki akşam öyle oldu ve eşyanın tabiatı gereği adını veremeyeceğim Merkez Bankasının tepe isimlerinden biriyle ortak bir dostun bürosunda karşılaştık. 

Peki neler mi söyledi? 

Yazmamam için ısrarlı oldu ama mini bir özeti yazmak için iznini aldık. Şunları söyledi: 

-”Ekonomimiz bıçak sırtında. Sıcak para girişinde sıkıntı var ve cari açık konusu bizi daha zorlayacak. FED’in faiz artırmasıyla dövizi tutmak mümkün olmayacak. Verilere göre döviz borçlusu olan yüzlerce şirketimiz kur riski ile karşı karşıya... Dolar 3 lirayı gördüğü an zemberekten boşalır misali dengeler altüst olacak. Bir ay içinde yüzlerce şirketin iflasına ve kitlesel işsiz kalmalara tanık olacağız. Bu durum haliyle genel bir panik yaratıp işleri daha kötüleştirecek.” 

Konuşan sanki Merkez Bankası yöneticisi değil de muhalefet lideriydi. 

Şu ifadesi ise ibret vesikası gibidir: 

-”Aslında epey bir zamandır veriler parlak değildi ama yine durum idare edilebiliyordu. Ne zaman para ve faiz politikaları belli sektörleri koruma adına düzenlensin diye baskılar yapıldı, o gün Merkez Bankası adeta devre dışına çıkarıldı ve güven kayboldu. Mesela bir avuç müteahhit tabakası batmasın diye faiz baskılanarak dövizin önü açıldı ve ülke ekonomisi göz göre göre riske edildi...” 

HANGİ ARINÇ’A İNANACAĞIZ? 

Lider karakterler çok dengeli olmazlar da Bülent Arınç lider bir profil değil ama buna rağmen bir o yana bir bu yana savruluyor. 

Kısa bir süre önce, “Şahsıma suikast yapılacak yalanıyla TSK’ya operasyon yaptılar” derken bugün FETÖ’ye Manisa’da yapılan operasyonu eleştiriyor. 

Pardon ama Bülent Bey hangi dediğiniz doğru... TSK’ya operasyon yapanın üzerine gitmek olması gereken değil midir? 

Aynı şekilde Melih Gökçek’in 100 dosyası var diyorsun ama devamını getirmiyorsun!.. 

Hukukçusun, yolsuzluğu bilip de örtmek ya da gizlemenin karşılığı nedir? 

Son olarak Abdullah Gül ile Ahmet Davutoğlu’na arabulucu oldun ve ikisine de haklı dedin! 

Bülent Bey, bagajın temiz ki meydan okuyabiliyorsun. Bu özelliğin takdire değer lâkin Nasrettin Hocalığı bıraksan iyi olmaz mı? 

O ÜLKÜCÜLER NİYE ÖLDÜ? 

Deniz Gezmiş ve arkadaşları anılırken kendi kendime şu soruyu sordum: 

Türk solu kahramanlarını öyle ya da böyle yadediyor ve bazıları yolunda yürüyor. Peki ya 12 Eylül öncesinde ölen yüzler ve binlerce ülkücü genç? 

Onların anıldığını, yadedildiğini duyan var mı? 

Devlet Bahçeli 17 yıldır postta oturuyor. Bir kere olsun büyük bir salonda o çocuklar için toplu bir anma programı yaptı mı? Hayır yapmadı... Bir vakıf kurulup o isimlerin yaşatılması yoluna gidildi mi? Hayır gidilmedi... 

Peki o çocukların davaların ardından yürünebiliyor mu? 

Tablo ortada; MHP’yi bugün yönetenler NATO milliyetçiliğine savrulup “Aman Tayyip’e bir şey olursa ülke batar” derken, CIA, Mossad uzantısı FETÖ ile de yoldaşlar... Dahası, ne TC ne de Al Bayrağı sahiplendiler. Yaptıkları şey o çocukların hatıraları üzerinden siyasi rant devşirip sefa sürmektir... MHP bugün tepe yönetimi anlamında ülkücülerin değil, ülkücülükten geçinenlerin adresidir. 

YENİ İSLAMIN ŞARTLARI 

Benim inandığım Hazreti Muhammed’in müslümanlığında İslamın şartı olarak Namaz, Oruç, Hac, Zekat ve Kelime-i Şahadet var. 

Türkiye’de bugün revaçta olan Yeni İslamın şartları ise şunlardır: 

-Türban takmak. 

-Dar-ül Harp (Kafir Devlet) deyip devlet ve milletten çalmak. 

-Sürekli Umreye gitmek. 

-Faizi haram görmemek. 

-Kul hakkını yok saymak. 

-Kandil kutlamalarını ibadet gibi sunmak. 

-Kutlu Doğum haftasını icad etmek. 

-İmam Hatip Okullarını savunmayı imanın şartı gibi görmek. 

CAMLA KONUŞABİLENLER! 

Prompter yani camdan okuyup konuşmayı Turgut Özal icat etmişti ki o daha ziyade teknik konularda bu aleti kullanırdı. 

İkinci kullanıcı Tayyip Erdoğan’dır. 

Tayyip gibi Devlet Bahçeli de işin cılkını çıkardı ve prompteri meydan mitinglerine taşıdı. 

Yahu meydan mitingi denilen şey kitle ile iletişim kurmak ve gerektiğinde halk ile diyaloglara girmektir. 

Bakın Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Kılıçdaroğlu, Perinçek ve hatta Ahmet Davutoğlu promptere gerek duymadılar ve duymuyorlar zira birikim sahibiler. 

İnsaf ile söyleyin meydanda 20 dakika konuşacak donanımı olmayanlara, al ülkeyi yönet denilebilir mi?