29 Mart 2024 Cuma
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye cephesinin öncü partisiyiz Millî Hükümeti kuracağız

Doğu Perinçek

Doğu Perinçek

Gazete Yazarı

Rafet Ballı arkadaşımızın yazılarını merâkla okuyoruz. Her seferinde yeni bilgiler var, yeni ufuklar var. Olayları çeşitli çevrelerin anlattıklarıyla önümüze koyuyor. O çevrelerin siyasetlerini de öğrenmiş oluyoruz. Üslubu da özlü, etkili, yaşanan süreçleri bütün yönleriyle ve çelişmeleriyle kafalara mıhlıyor.

AKP yöneticilerinin yolsuzluklarına karşı yürütülen uygulamada uluslararası parmaklar var. Bu gerçeği Rafet Ballı, İran'ın devlet kaynaklarına dayanarak anlattı (22 Aralık 2013). Hemen ertesi günü Yaman Törüner'in Milliyet'te ve Ali Bulaç'ın Zaman'da yazdıkları da Rafet Ballı'yı tamamlayan bilgiler içeriyordu. Ulusal Kanal'da E. Korg. İsmail Hakkı Pekin ve Cumuhuriyet'te Utku Çakırözer ve başka yazarlar da yolsuzluğa karşı soruşturmanın İran'ı hedef alan boyutuna dikkat çekti.

Şu olgular ortadadır, görmezden gelinemez:

1. Atlantik ötesinden gelen esin

AKP yönetiminin yolsuzluğa battığını F polisinden veya F savcılarından öğrenmiş değiliz. Daha 2001 yılında Rahmi Koç, Tayyip Erdoğan'ın 1,5 milyar dolarlık servetinden söz etmişti. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin klasörler dolusu rapor ve belgeleri vardı. Arkasından İşçi Partisi, dudakları uçuklatan komisyon, rüşvet ve yolsuzlukları, Tayyip Erdoğan'ın telefon konuşmalarıyla ve belgelerle açıkladı, Bizzat Tayip Erdoğan'ın "Üçe kapatın" talimatlarını, bakan çocuklarının yolsuzluklarını mahkemelerde de tartışılmaz kesinlikte kanıtlarla anlattık. Yargıçlar ve savcılar masal dinler gibi dinlediler. Kanıtlar dava dosyalarına girdi. Ama o kanıtlara savcılar ve polis dahil kimse ilgi göstermedi. Hürriyet, Milliyet, Vatan gibi holding gazeteleri, F örgütünün gazeteleri, CHP ve denetimindeki Cumhuriyet gibi gazeteler göremezden geldiler. Şu anda AKP'nin yolsuzlukları hepsinin manşetlerinde. Yolsuzlukların üzerine giden güç, onların düğmesine basabiliyor. Bassın, şikâyetimiz yok. Ama gerçeği görmek durumundayız. ABD, yolsuzluk yapan rejimin kurucusu ve koruyucusudur. Ama o yolsuzları ortada bırakmak gerektiği zaman, yolsuzlara karşı operasyon da yapar.

2. Fethullahçı Gladyo'nun düğmesine basıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 25 Aralık Çarşamba akşamı CNN Türk'te "bilmiyorum" diyor, ama bu operasyonu yürüten merkezde Fethullahçı Gladyo'nun oturduğunu bilmeyen var mı? Ergenekon-Balyoz tertiplerinin bütün kahramanları sahnede. Bunları görmemeye çalışmanın anlamı nedir?

3. Atlantik merkezlerinin yeni iktidar projeleri çıkmazda

Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ü iktidar koltuklarına oturtan ABD'nin artık Türkiye'yi Tayyip Erdoğanlarla denetim altında tutamayacağını saptadığı da meydandadır. 2012 yılı 19 Mayısından 2013 Haziran Ayaklanmasına uzanan ve Arslanlı Yol'da iktidar yürüyüşüne geçen halk hareketi, AKP iktidarını kullanılamaz hale getirmiştir. Atlantik merkezlerinde yeni iktidar projeleri üretildiğini görmeyen kaldı mı?

4. CHP ve MHP, Atlantik'teki kamplaşmada taraf oluyorlar

Kuşkusuz ortada bir yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun failleri, ABD emperyalizminin kurduğu Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin efendileridir. Elbette üzerine gidilecektir. Bugüne kadar yolsuzlukların üzerine giden, İşçi Partisi'dir ve şimdi koşullar daha elverişlidir, kamuoyu aydınlanmıştır. Ancak yolsuzlukların üzerine hangi siyasal amaçlarla, hangi iktidar projesiyle gidilecektir? Şu anda özellikle CHP ve aynı zamanda MHP, ABD emperyalizminin Fethullahçı Gladyo marifetiyle yürüttüğü operasyona tam teslim durumundalar. CHP Genel Başkanı; ABD'ye, Fethullahçı Gladyo'ya, Türkiye'nin Kontrgerilla tarihine laf söyletmiyor. CHP'nin milyonlarca üyesi dahil bu ülkenin insanları, Çarşamba gecesi CNN Türk'teki manzaraya gözlerini kapatarak hangi meçhullere gider? Bu gerçeği saptamamızın nedeni, CHP'yi kötülemek değildir. Amacımız, CHP ve MHP'nin Atlantik projelerinden kurtulmalarına yardımcı olmaktır ve Millî Hükümet seçeneğinde buluşmaktır. Aydınlık ve Ulusal Kanal, şu ana kadar bu konuda üzerlerine düşen görevi yerine getirmede cesur ve kararlı gözükmediler. Mehmet Bori arkadaşımızın uyarıları yerindedir.

5. Kimsenin elini tutmayınız yolsuzlukların üzerine gidilsin F örgütünün inlerine girilsin ABD'ye tavır alınsın

Tayyip Erdoğan, kendisine de uzandığı artık apaçık görülen bu uygulama karşısında, ABD'ye işaret eden açıklamalarda bulundu. Hatta ABD Büyükelçisine karşı bazı yaptırımlar uygulayabileceklerini dahi söyledi. Yakın çevresi, Fethullahçı Gladyo'nun millî orduya kumpas kurduğunu belirtti. F Örgütünün inine gireceklerini söylüyorlar. F Gladyosunun kadroları olduğu söylenen 400'ün üzerinde polis görevlerinden alındı. En son Tayip Erdoğan cenahından "İstiklâl Savaşı" beyanatları dahi veriliyor. Bu açıklamalara karşı, "Zaten sen de Amerikancısın", "Kumpası birlikte kurmadınız mı" gibi tavırlarla Millî Hükümet hedefine ilerlenemez. Kim olursa olsun, bırakın ABD emperyalizmine karşı söyleyeceği bir laf varsa söylesin, ağzına tıkmayın. Bırakın yapacağı bir iş varsa yapsın. Bırakın Fethullahçı Gladyo'nun inlerine girecekse girsin. Yolsuzluk operasyonunu yürüten Savcı Zekeriya Öz'ün elini tutuyor muyuz? Peki Tayyip Erdoğan'ın elini niçin tutalım? CHP ve MHP kuyrukçusu olursak, bu tür yanlışlar kaçınılmazdır.

6. Atlantik kamplarından bağımsız Arslanlı Yol'da yürüyoruz

Bugün Türkiye'deki saflaşma, Atlantik içindeki kamplaşamadan ibaret değildir. Tayyip Erdoğan bir tarafta, Gül+Gülen şirketi öbür tarafta, her ikisi de Atlantik işbirlikçileridir. Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin efendileri ikiye bölünmüşlerdir. CHP ve MHP, bu kamplaşmada saf tuttular. Ama tabanları Atlantik içindeki kamplaşmada taraf olamaz. Biz İşçi Partisi olarak Türkiye cephesinin ön siperindeyiz; Arslanlı Yoldayız.

7. Yükselen Asya uygarlığının ön cephesindeyiz

Herkes artık görmeli, Özellikle Atatürkçüyüm diyenler. Atatürk Devrimini Atlantik'te boğdular. Kemalizmin idam fermanını verenler, ABD emperyalistleridir ve uyguladılar. Atlantik sistemi içinde, Kemalist Devrimi yeniden hayata geçirme ve tamamlama olanağı yoktur. Bağımsızlık, halkçılık, çağdaşlaşma ve Aydınlanma için tek seçenek, Türkiye'nin Asya uygarlığı içindeki seçkin yerini almasıdır. Ülkemiz ile komşularımız ve 21. yüzyılın yükselen uygarlığı olan Asya arasında ilişkileri geliştiren her adımda varız. Bölge ülkeleri ve Türk cumhuriyetleri ile ilişkilerimizi de Asya'da konumlanarak geliştirebiliriz. Suriye'ye terör ihracına son verilmeli ve Beşar Esat hükümetiyle her alanda işbirliği yapmalıyız. İran'a ambargo kaldırılmalıdır. Irak ve Mısır ile dostluğumuzu geliştirmeliyiz. Çin'den füze alınmalıdır. Asya'nın öncülerin arasındaki konumumuza yerleşirsek, ABD ve AB bizi sayacaktır. ABD'yi İkinci İsrail projesinden vazgeçireceğimiz günler gelmektedir.

8. Milletin de hükümet olma amacı var

Mehmet Ali Güller, ısrarında çok haklı ama Atlantik etkisinden kurtulamayan ve millete güvenmeyen generallerimiz anlamıyorlar: ABD, yalnız Batı Asya'da değil, Türkiye'de de süreci artık denetleyemiyor. Şu anda ABD çıkmazdadır. Lütfen söyler misiniz, bu süreçten ABD nasıl çıkacak? Dizginleri elinden kaçırmıştır, seçenekleri birer birer ıskartaya çıkıyor. Suriye'de ve Mısır'da uğradığı bozgunu Türkiye'de de yaşayacak. CHP yöneticisi dostlarımız, ABD'ye güvenmesin, millete güvensin. ABD'nin AKP'yi terk etmesine yönelik politikaların CHP'ye neler getireceğini anlamak için, AKP'ye baksınlar. Abdullah Gül ve Fethullah Gülenli iktidar projelerinde onurlu bir iş yok; bu millete ihanet var.

ABD, ellerini ayaklarını çeksin. Geçti o dönem, aklı varsa Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstersin ve Atatürk Cumhuriyetini yıkma davasından vazgeçsin. O zaman iyi ilişkilerimiz olur.

Milletimizin, ABD emperyalizminden bağımsız bir hükümet kurması, bugün bütün çözümlerin anahtarıdır. AKP iktidarını yıkmak için ABD ve AB'ye ihtiyacımız yok, uzak dursunlar. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül diktasını biz Türk milleti deliğe süpüreceğiz! Türkiye'yi Türkiye'den yöneteceğiz. Merkezde Ankara'dan Edirne ve Hakkâri'ye kadar halk yönetimlerini kuracağız.

Bütün halkımızı, Millî Hükümet için mücadeleye çağırıyoruz.